Turizmde Yeni Trendler Ve Firsatlar
Birlesmis Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün özel elçisi ilan edilen Yavuz Selim Yükselir, “Türk turizmini bekleyen risklerden biri de pandemi öncesi artan turist sayisina ragmen, azalan kisi basi gelirlerdi. Kisi basi gelirler dövizdeki dalgalanmaya da bagli olarak 2014 yilindan beri azalarak 650 dolar civarina düstü. Türkiye’nin sahip oldugu kaynaklarla, kisi basi geliri arttirma konusunda çok büyük potansiyeli oldugunu düsüyorum” dedi.
2019’un sonlarinda Çin Halk Cumhuriyeti’nde baslayan ve hizlica diger ülkelere yayilarak pandemi halini alan Koronavirüs salgini, son 2 yildir gündemin en önemli maddesi. Bu süreçte insan sagligi konusu basta olmak üzere, dünya çesitli konularda mücadele veriyor. Is dünyasi da salgindan farkli sekillerde etkilendi. Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin basinda ise Turizm sektörü geliyor.
Turizm sektöründe yasanan sikintilari çözmek ve sürdürülebilir bir turizm endüstrisi olusturmak için Birlesmis Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) çesitli çalismalar yapiyor. Turizm sektörünün gelecegini sekillendiren bu çalismalarda Yükselir Grup Yönetim Kurulu Baskani Yavuz Selim Yükselir de yer aliyor. Bu yil UNWTO Genel Sekreteri Zurab Pololikashvili tarafindan Birlesmis Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün özel elçisi ilan edilen Yavuz Selim Yükselir, turizm sektöründe var olan durum ve kisa vadeli stratejilere yönelik önemli bilgiler verdi.
Turizm degerlendirmesi yapan Yavuz Selim Yükselir, “STR verilerine göre dünyada oteller, 2019 cirolarinin ancak yüzde 60’ina ulasabiliyor. Asilama kampanyalarinin hizlanmasi ile birlikte bu oranin hizlica yükselecegini görüyoruz. Pandemi ile mücadelede elde edilecek basari ile global turizm endüstrisini etkileyecek en önemli risk, ülkelerin politikalari olacak. 2020 ve kismen 2021 kayiplarini telafi etmek için agresif bir tanitim ve pazarlama stratejilerinin devreye alinacagini düsünüyoruz. Akdeniz Çanagi basta olmak üzere herkes turizm gelirlerinin önemini bu pandemi ile daha da iyi anladi. Ama acimasiz bir rekabet ortami olusturulmasi durumunda, otellerin doluluk oranlari yükselse bile karlilik yaratmada büyük problemler dogabilecegini düsünüyorum. Bu süreç zaten pandemi de agir yara alan ve yüksek bir borç yükü altina giren bazi turizm sektörü yatirimcilarini sektörden uzaklastirabilir. UNWTO olarak sürdürülebilir turizm hedefimiz ile örtüsmeyecek durumlar ortaya çikabilir” dedi.
“Pandemi ile birlikte turizmde trendler de degisti”
Pandemi ile birlikte turizmde trendlerin degistigine vurgu yapan Yükselir, “Airbnb benzeri platformlarin hayatimiza girmesi ile birlikte, turizmde kullanmadigin dönemde kirala konseptinin daha da yayginlasacagi düsünülüyor sektör temsilcileri tarafindan. Bunun yaninda is yapis tarzindaki degisimler yeni trendleri de ortaya çikardi. Turizmdeki yeni trendler is hayatindaki degisimlerden etkilenmeyi sürdürecek. Pandemi ile birlikte evden çalisma konsepti çok yayginlasti. Bazi soru isaretleri ve bazi memnuniyetsizlikler olsa da çalisanlarin büyük çogunlugu bu konsepte alisti. Ofis ortamlarinin diger sirketlere kiyasla daha da ön planda oldugu ABD’deki büyük teknoloji sirketleri bile çalisanlarini ofislere geri getirmeye ikna edemiyor. Is dünyasindaki evden çalisma ya da hibrit modeller standart hale gelirse turizmdeki etkileri çok daha fazla olacak. Eskiden anne-babanin izin dönemine denk getirilen tatiller artik çocuklarinin okullarinin olmadigi daha uzun bir zamani kapsayacak. Uzun dönemli turist dönemi baslayacak. Teknoloji sektörünün ortaya çikardigi dijital göçebeler daha da yayginlasacak. Belki de toplanti-ofis-otel dengesini daha iyi kurgulayan turizm tesisleri ön plana çikacak. UNWTO olarak hedefimiz sürdürülebilir turizm oldugundan, turizmde degisen trendleri ve olasi dönüsümleri hesaba katmamiz gerekiyor. Bu yüzden bu beklentiler dogrultusunda reskill ve upskill denilen sekilde turizm sektörü çalisanlarini yeteneklerinin gelistirilmesi ve yeni yetenekler kazandirilmasi konusu gündemimizin en üst sirasinda yer aliyor” seklinde konustu.
“Turizm sektörünün kaybinin en çok hissedildigi ülkelerin basinda Türkiye geliyor”
Turizm sektörünün kaybinin en çok hissedildigi ülkelerin basinda Türkiye’nin geldigini belirten Yükselir, “Verilere göre 2020 yilindaki kayip 30 milyar dolara yakin. Rusya’nin kararlari ve AB’de yasanan gelismelere göre benzer bir kayip 2021 yilinda da olusabilir. Güvenli turizm sertifikasyonu basta olmak üzere hizli aksiyon alan sektör oyuncularina ragmen, yatirimcilar tedirgin. Yavuz Selim Yükselir turizm yatirimcilarinin ve yöneticilerinin artik bakis açisini degistirmesi gerektigini düsünüyor. “Finans dünyasindaki profesyonellerin tahminlerine göre önümüzdeki 3 yilda piyasalari en çok etkileyecek risk, pandemi çagina girilmesi ve baska salgin hastaliklarin türemesi. Turizm sektöründeki profesyoneller de artik sezonluk ve uzun vadeli düsünme yapisini degistirip, içinde bulunduklari durumda potansiyellerini maksimize etmek için, haftalik senaryolar ile ilerlemeyi ögrenmesi gerekebilir. Her krizin yeni firsatlar çikardigi bir denklemde Türk yatirimcisinin üreticiligini beklenmedik basarilar elde etmemize yardimci olacagini düsünüyorum” açiklamasinda bulundu.
“Türkiye’nin sahip oldugu kaynaklarla, kisi basi geliri arttirma konusunda çok büyük potansiyeli oldugunu düsüyorum”
Yükselir, sözlerine söyle devam etti: “Türk turizmini bekleyen risklerden biri de pandemi öncesi artan turist sayisina ragmen, azalan kisi basi gelirlerdi. Kisi basi gelirler dövizdeki dalgalanmaya da bagli olarak 2014 yilindan beri azalarak 650 dolar civarina düstü. Türkiye’nin sahip oldugu kaynaklarla, kisi basi geliri arttirma konusunda çok büyük potansiyeli oldugunu düsüyorum.
Pandeminin olmadigi bir dünyada her sene turist olarak 1 milyar ziyaretçi farkli ülkeleri geziyor. Bu sayinin yüzde 3’ünü lüks seyahat edenler olusturuyor. Bu yüzde 3’lük kesimden ne kadar çok pay alirsak, kisi basi geliri de o kadar arttirmamiz mümkün. Pandemide en çok dikkat çeken olaylardan biri sadece kum, günes, deniz konsepti ile olusturulan destinasyonlardaki otel doluluklarinin inanilmaz sekilde düstügü ama farkli konseptleri bir arada barindiran destinasyonlardaki doluluklarinin o kadar etkilenmedigini gördük. Farkli konseptleri ayni anda barindiran merkezlerin, turizmde daha da ön plana çikacagini düsünüyorum. Ispanya’nin futbolu turizme linklemesi gibi bizim de ülke olarak Antalya gibi turizm merkezlerimizi linkleyebilecegimiz konular ortaya çikabilir. Örnegini 7/24/365 alternatifli global müzik konserlerinin oldugu bir sehir olarak konumlandirabilirsek Antalya’yi, hem turisti otelden çikarmis oluruz hem de lüks seyahat eden turistlerden aldigimiz oran yükselir. Türkiye tematik turizmde bu ve buna benzer bir sürü alternatif olusturabilecek kapasitede bir ülke”