Türk Ocakları Bölge Toplantısı

Türk Ocakları Bölge Toplantısı, Afyonkarahisar`da yapıldı. Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür ve Genel Başkan yardımcılarının da yer aldığı toplantıda, bölgede bulunan illerin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri de yer aldı. Çakmak Marble Otel`de düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Türk Ocakları Genel Başkanı Gürgür, Türk Ocakları`nın 100. yıldönümüne hazırlandığını belirterek, bunun anlamına uygun bir şekilde kutlanması için herkese büyük görev düştüğünü ifade etti. 100 seneyi idrak etmeninkolay bir şey olmadığını vurgulayan Gürgür, şöyle konuştu: "Dünyada buna benzer bir başarıyı gösteren bir kültür kuruluşu yok denecek kadar azdır. Türkiye`de ise Türk Ocağı`nın dışında bu başarıyı elde eden başka bir kuruluş yoktur. Bu nedenle 100. yılı anlamına uygun şekilde kutlamak, hepimizin bir onur meselesidir. Bu ocağı kurup bize armağan eden ecdadımıza karşı sorumluluğumuzdur, en önemlisi de milletimize karşı bizim yapmamız gereken bir ödevdir." "Türk Ocağı`nın geçmişinden bahsetmek, bununla övünmek, bizim hakkımızdır" diyen Gürgür, bunun da gurur verdiğini belirterek, "Daha önemli olan, bu günleri yaşamak, yaşatmak ve bugünleri de aynı dirilik ve canlılıkla yarınlara intikal ettirebilmektir. Türk Ocağı`nın 100. yılını kutlarken anlamına uygun bir tablo koymak mecburiyetindeyiz. Rutin çalışmaların dışında ayrı bir çalışma sergilemek zorundayız" şeklinde konuştu. Gürgür, gelişen dünya ve Türkiye şartları içerisinde, milli şuur sahibi insanların görevlerini yapabilmeleri, toplum hayatında etkili olabilmeleri için milliyetçi düşüncenin, bugün her zamankinden daha fazla diri ve canlı olması gerektiğine dikkat çekti. Gürgür, milliyetçi düşüncenin, zamanın durumuna uygun bir duruş, bir söylem ortaya koyması ve gelişen dünya şartlarına uygun bir şekilde bu şartları karşılayabilecek bir tablo ortaya koyması gerektiğini belirtti. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, doğrudan Türk milliyetçilerinin, Tük Ocakları`nın fikri hasılası olduğunu savunan Gürgür, şu ifadelere yer verdi: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulması, milliyetçi düşüncenin tarih boyunca en büyük başarısıdır. Bugün aradan 90 yıl geçtikten sonra dönüp başka hesapların arasında bulunmak, bu kuruluşun temel ilkelerini tartışmaya açmak, hatta bunları gereksiz görmek birtakım ideolojik veya felsefi nedenlerle ulus devletin artık bittiğini, küresel ortamda yaşadığımızı,dolayısıyla artık bu çağda ulus devlete, üniter devlete ihtiyaç kalmadığını ifade ederek ona yönelik bir açılım yapmaya çalışmak doğrudan doğruya Türkiye devletinin temel esaslarını dinamitlemek anlamına gelir. Bunu kendi ideolojik nedenleri ile fikri veya felsefi kozmopolit düşünceleri ile ortaya koyanlar ayrı bir problem, daha önemlisi 780 bin kilometrekarelik alanda beraber yaşayan ve bin yıldır bu topraklarda huzur ve beraberlik içerisinde hayatını devam ettirmiş bir toplumun içerisine bir etnik fitnesalmaya çalışan çevreler, bu çevrelerin demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi temel evrensel kavramları kendilerine maske edinerek, bunların üzerinden hareket ederek, görüşlerini, bir taraftan terör yolu ile kabul ettirmeye diğer taraftan TBMM çatısı altında bunu bir siyasal açılım şeklinde ortaya koyma çalışmaları, bu devleti yıkmaya yönelik bir girişimdir. Bunu bazı çevrelerin, bazı liberal ve sol çevrelerin bir toplum kesimine yapılan haksızlıkları dolayısıyla da bu isyanların dahaklıdırlar şeklindeki mülahazaları doğrudan doğruya tarihi saptırmak anlamına gelen bir yaklaşımdır." Devlet hayatı içerisinde hem cumhuriyet döneminde hem de öncesinde zaman zaman hatalı davranışların olduğunu söyleyen Gürgür, bunun da sadece belli bir gruba karşı olmadığını, bunların genel zihniyet meselesi olduğunu ifade etti

BU ÜLKEYE HİZMET ETTİĞİ İÇİN ASILAN BAŞBAKAN VE İKİ BAKAN VAR 90 sene içerisinde bu topraklarda insanların bugün için sudan görünen sebepler yüzünden idam edildiklerini anlatan Gürgür,şöyle konuştu: "Bu topraklarda bu ülkeye hizmet etmiş bir başbakanın, iki bakanın asıldıkları yaşanmıştır. Bu topraklarda Türklerin sadece Anadolu`dan ibaret olmadığını, bir Türk dünyası gerçeğinin bulunduğunu ifa ettiği için tabutluklara tıkılanlar olmuştur. Onun ötesinde bir siyasi hareket olarak bunu yürütenlerin hukuk adına yüz karası olan bir iddianame ile nasıl yargılandıklarını hepimiz hatırlıyoruz. Bunun bir etnikleşme olayının gerekçesi olarak öne sürmek, ve böylesine safsatalarla olayımeşrulaştırmak kesinlikle ahlaki bir tavır değildir. Doğrudan doğruya bu millete yapılan bir ihanettir." Gürgür`ün konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.