Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Efendi Barutçu Kış Oyunları İçin Yaptırılan Tesisler

Yirmibeşinci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları açılış seremonisine katılmak için geldiği Erzurum’da Oyunlar için yaptırılan tesisleri gezen Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Efendi Barutçu, yaklaşık 2 yılda inşa edilen tesislerinin her şeyden önce mühe

Türk Ocakları Erzurum Şubesi’ni ziyaret ederek, Erzurum Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Üniversite Rektörlüğü başta olmak üzere, şehirde birtakım temaslarda bulundu. Vali Sebahattin Öztürk’ün daveti sonrası 25’inci Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nın geçtiğimiz 27 Ocak’taki açılış seremonisine katılmak için kente gelen Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Efendi Barutçu, Türk Ocakları Erzurum Şubesi’ni ziyaret ederek, Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleriyle bir araya geldi.Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Dr. Sadık Yalçın ve Yönetim Kurulu üyeleriyle sohbet eten Barutçu, Vali Sebahattin Öztürk’ü makamında ziyaret etti.Vali Sebahattin Öztürk’ü Erzurum’da düzenlenen 2011 Kış Oyunları’ndan dolayı kutlayan Barutçu, büyük bir şans olan Oyunlar’ın fırsata çevirmesi gerektiğini söyledi.Barutçu, “Palandöken, Konaklı ve Kandilli’deki Oyunlar tesisleri ile Oyunlar Köyü, atlama kuleleri, buz pateni salonu, bayanlar ve erkekler kayak pistleri ve talim pistlerini gezip gördüm. Yaklaşık 2 yılda inşa edilen Kış Oyunları tesislerinin her şeyden önce mühendisi, mimarı, müteahhiti ve işçileriyle Türk insanın başarısıdır.Bu kadar kısa sürede yaklaşık 650 milyon liralık yatırımı başarıyla sonuçlandıran mahalli yöneticileri ve siyasî iradeyi kutlamak bir hakşinaslık gereğidir. 3-5 sene sonra semeresini verecek olan tesisler Erzurum turizmine ve iktisadi hayatına büyük katkılar sağlayacak. Bu tesislerde yetişecek gençler, Türkiye’ye madalyalar getirerek Türk Bayrağı’nı göndere çekme başarısı göstereceğine inanıyorum” diye konuştu.Valilikte ziyaretinin ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’i ziyaret eden Barutçu, belediyelerin ‘halk iradesi’nin tecelli ettiği müesseseler olduğunu söyledi.Barutçu, “2011 yılı, Türk Yurdu Dergisi’nin 100’üncü yılıdır. Tam bir asırdır Türk Yurdu Dergisi yayın hayatına devam etmektedir. Türk milletinin iradesine tercüman olmaktadır. Aylık olarak yayınlanan Türk Yurdu Dergisi, son 25 yıldır kesintisiz olarak yayın hayatına devam etmektedir. 2011 yılında çıkarılacak her sayı, birer anıt sayı olacaktır. Tespit edilen 400 farklı konu ihtisas sahibi yazarlar ve akademisyenler tarafından kaleme alınarak Dergi’ye katkıda bulunacak” diye konuştu.Son olarak Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak’ı ziyaret edenTürk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Efendi Barutçu, çok sayıda akademisyenin Türk Ocakları merkez ve taşra kurullarında vazifeli olduğunu belirterek, Türk Ocakları Erzurum Şubesi hakkında Atatürk Üniversitesi’nde yapılmış bir çalışma olmadığını söyledi.Erzurum’daki Üniversite’nin köklü bir geçmişi olduğunu ‘üniversite kuran üniversite’ ünvanını taşıdığını ifade eden Barutçu, “Anadolu’daki birçok üniversite hocası, Erzurum’dan gitmiştir. Bu sebeple Erzurum aynı zamanda “hocaların hocaları”nı da yetiştiren bir üniversite ünvanına sahiptir. Böyle bir üniversiteden beklentimiz, Türk Ocakları Erzurum Şubesi tarihinin akademik çalışmalara, master ve doktora tezlerine konu edilmesidir. Türk Ocakları Erzurum Şubesi’nin tarihi önemlidir; çünkü, Şube’nin tarihi aynı zamanda Erzurum’un sosyal, siyasi ve iktisadi tarihidir; Erzurum’un tarihidir, Kurtuluş’un tarihidir” diye konuştu.Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak ve Kamu-Sen Erzurum Şubesi Şube Sekreteri Sebahattin Bardak ve Yönetim Kurulu üyeleri ile görüşen Barutçu, şöyle konuştu:“Tamamen sivil bir kuruluş olan Türk Ocakları 100 yaşına girmek üzeredir. Ocak, asırlık bir çınar gibidir artık. Kızılay Derneği ve Donanma Cemiyeti hariç, 100 yaşında olan başka bir sivil toplum kuruluşu maalesef günümüzde mevcut değildir. Türk Ocakları, iktisap ettiği bilgi birikimi ve tecrübesiyle faaliyette bulunmaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren diğer sivil toplum kuruluşları ile işbirliği, güç birliği yapmaya hazırız. Geçmiş yıllarda işbirliği ile yapılan çalışmalardan ülkemiz için hayırlı neticeler elde ettik. Milli eğitim müfredatında Osmanlıca derslerine yer verilmesi gerekiyor. Çok sayıda arşiv belgesi ve Osmanlıca kitap ve defter okunmayı, tasnif edilmeyi beklemektedir. Arşivlerde yapılan çalışmalar maalesef yeterli seviyede değildir. Bunun en büyük sebebi kitap, defter ve belgeleri okuyacak ihtisas sahibi dil bilimcilerin olmamasıdır. Tarihimizin her yönüyle gün ışığına çıkarılması ve yeni, genç nesillere anlatılması, tanıtılması için Osmanlıca’ya vakıf yetişmiş bilim adamlarına ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın karşılanması da ancak düzenli bir eğitimle mümkündür. Bu sebeple Osmanlıca derslerine milli eğitim müfredatında yer verilmelidir.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile