Türk Yazarlar Almanya'da Demokrasi Ve Kültürü Konuştu

Frankfurt Kitap Fuarı'ndaki 'Türkiye Ulusal Standı'nda, Doğan Hızlan'ın moderatörlüğünde İskender Pala ve Adnan Özer'in konuşmacı olduğu 'Demokrasi ve Kültür' paneli gerçekleştirildi Hızlan:'Demokrasi, çoğunluk ile azınlığı dengede tutacak bir anlayıştır' Pala:'Türkiye'de maalesef demokrasiyi kesintiye uğratmak için 15 Temmuz'da haince bir girişim yaşanmıştır. Türk milleti asla bu oyuna gelmedi' Özer:'Türkiye'de 3 milyon Suriyeli sığınmacı var. Şimdi Suriyeli çocuklar eğitimlerine de başladı. Onların ana dilde eğitimini yapmakla bence Türkiye, kültür ve demokrasi anlamında dünya şampiyonu olmuştur'

Frankfurt Kitap Fuarı'nda, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yer alan 'Türkiye Ulusal Standı'nda, Doğan Hızlan'ın moderatörlüğünde İskender Pala ve Adnan Özer'in konuşmacı olduğu 'Demokrasi ve Kültür' paneli gerçekleştirildi.

Panelde konuşan sanat eleştirmeni yazar Doğan Hızlan, demokrasiyi, kendisi gibi düşünmeyen insanlara konuşma hakkı vermek olarak algıladığını belirterek, Voltaire'in 'Katılmıyorum düşüncenize ama onu savunma hakkı veriyorum' sözüne atıfta bulundu.

Hızlan, yazılarında demokrasiyi kullandığını ifade ederek, eserleri hakkında yazdığı insanların ideolojisi ya da düşüncelerini değil, sadece 'iyi edebiyat' kaygısı güttüğünü vurguladı.

Hoşgörü ve tahammül kültürünün önemine dikkati çeken Hızlan, 'Demokrasi kültürü, hoşgörü ve tahammülle başlar. Mümtaz Soysal'ın bir yazısı vardır; 'Batıdan tercüme ettiğimizde tolerans daha kapsayıcı bir kelime oluyor.' diyor. Tolerans kelimesiyle daha geniş bir anlam veriyor demokrasiye.' dedi.

- 'Türkiye'de dil çoğunluğu var'

Hızlan, 'bütün renkleriyle Türkiye' ifadesi kullanıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:

'Bütün renkleriyle Türkiye derken, her dilde, inançta, anlayışta kültür diyoruz. Kültür öyle bir kavramdır ki çeşitliliği getirir, çeşitliliğin içinde azınlıklar da vardır. İşte bu azınlıklarla çoğunluğun dengesini demokrasi kurar. Her dilin kendine özgü özellikleri vardır. Türkiye'de de öyle bir dil çoğunluğu var. İşte demokrasi çoğunluk ile azınlığı dengede tutacak bir anlayıştır.'

Yazar İskender Pala da iyi yazılmış bir edebiyat eserinin insana çeşitli kapılar açtığını söyledi.

- 'İyi yazılmış bir edebiyat eserinin açtığı en güzel kapı; demokrasi kapısı'

Pala, iyi tasarlanmış bir sanat eserinin insana pek çok yolculuk yaptırdığına işaret ederek, şöyle devam etti:

'Hayatın en sahih tarafı sanat eserleriyle anlatılabilir ve iyi yazılmış bir edebiyat eserinin açtığı en güzel kapı; demokrasi kapısıdır. İyi bir sanat eserinin götüreceği en güzel yol; insanlara adil, eşit, huzurlu oldukları bir ülkenin, yurdun yoludur. En güzel tasarımların bize anlatabileceği şey ise başkalarıyla bu dünyayı paylaştığımızı bize göstermekten ibarettir.'

Demokrasi kavramının, sanat ve edebiyat kadar kültürün de merkezinde yer alan bir kavram olduğunu belirten Pala, 'Gerek sanat ve edebiyatın, gerek bütün tasarlanan dünyanın ve anlayışların oluşumu için, zengin bir kültüre ihtiyacımız var. Bu zengin kültürün bizim coğrafyamızda, Anadolu coğrafyasında bir klasör gibi, dosyalar halinde istiflendiğini düşünüyorum.' dedi.

Pala, Türkiye'nin kültüründe Cumhuriyet, Osmanlı, Selçuklu, Lidya gibi birçok kültürün bulunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

'Böyle unsurların yer aldığı bir demokrasi, en zengin kültürel değerdir. Bu derece kendi coğrafyasında birikimi olan ve demokrasi geleneğinin büyük bir tecrübesini vermiş olan Türkiye'de maalesef demokrasiyi kesintiye uğratmak için 15 Temmuz'da haince bir girişim yaşanmıştır. Maalesef bu adaleti, bu kültürel ortamı, bu birikim içerisinden yararlanılabilecek geleceğe yürüyüşü, engellemek isteyen birtakım hainler çıkmıştır.'

Adalet ortadan kaldırılınca dayatmaların başlayacağı görüşünü aktaran Pala, 'Özellikle de bir darbe ile halk iradesi rafa kaldırıldı mı ne edebiyat eseri olur, ne sanat eseri olur, hep sahne eseri yapmaya, sadece trajedileri anlatmaya başlarsınız. Benim yaşım müsait. Keşke görmeseydim. Gördüm, yaşadım, 60 ihtilalini, 12 Eylül'ü, 28 Şubat gördüm... Bu defa Türk milleti asla bu oyuna gelmedi ve gelmeyeceğini şehitler ve gaziler adına gösterdi.' diye konuştu.

- 'Yazarlarımız aynı zamandı çevre değeridir'

Şair Adnan Özer ise Türkiye'de 3 milyon Suriyeli sığınmacı olduğuna işaret ederek, 'Şimdi Suriyeli çocuklar eğitimlerine de başladı. Onların ana dilde eğitimini yapmakla bence Türkiye kültür ve demokrasi anlamında dünya şampiyonu olmuştur. Demokrasinin olduğu söylenen bir yerdeyiz (Almanya), demokrasi ve kültür birçok yerde var ama bu gördüğümüz kabul (Türkiye'nin sığınmacılar kabulü) burada olmadı. Demek ki işler biraz değişik.' değerlendirmesinde bulundu.

Bütün halkların kültürel yaşamları olduğuna değinen Özer, 'Aynı zamanda bu bütün halkların kültürel bir irfanı var demektir. Türkiye'nin sıkıntısı, bu irfanın modern dönemde kültür değerlerini yorumlama meselesindedir. Kültür değerlerini hissedecek irfanımız vardır ama adeta teknik bir problemle karşı karşıyayız. Mesela, pratik bir şey, kentsel dönüşüm bizim en büyük meselemiz. Çok büyük kentlerimiz var ve kolları sıvadık bir kentsel dönüşüm başladı. Ama kültür değerlerini nasıl dönüştüreceğiz?' ifadelerini kullandı.

Özer, yazar Julio Cortazar'ın öğrenciyken ders çalıştığı kafeteryanın yıkıldıktan sonra onun yaşadığı döneme uygun olarak yeniden yapıldığını gördüğünü anlatarak, 'İskender Pala Üsküdar gibi güzel bir semtte yaşıyor mesela, o semt İskender Pala orada yaşamıyormuş gibi dönüştürülemez. Mesele budur. Yani aynı zamanda yazarlarımız çevre değeridir.' diye konuştu.

Etkinlikte, keman sanatçısı Zeynep Tekin de Mozart'ın 'Türk Marşı' eserini seslendirdi.

Fuar, 23 Ekim'de sona erecek.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile