Türker, Venezuela Büyükelçisi Seeland'ı Kabul Etti

DSP Genel Başkanı Türker, parti Genel Merkezi'nde Venezuela'nın Ankara Büyükelçisi Raul Betancourt Seeland'ı kabul etti. Seeland, Türker'i 7 Ekim 2012 tarihinde Venezuela'da gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerine uluslararası gözlemci sıfatıyla davet ettiğini ifade ederek, Devlet Başkanı Hugo Chavez'in dünyanın birçok yerinden uluslararası gözlemcilerin Venezuela'ya gelmesini ve seçimlerin ne kadar şeffaf ve başarılı bir ortamda yapıldığını tüm dünyaya göstermek istediğini ifade etti.

Türker de, Türkiye olarak Simon Bolivar ile başlayan devrimi saygıyla karşıladıklarını, bu devrimi Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk'ün yoktan var ettiği bir olguyla gerçekleştirdiği devrime benzettiklerini söyledi.

DSP'nin gücünü haktan ve halktan alan bir parti olduğunu dile getiren Türker, Allah'a inancı olan ve inançlara saygılı bir yaklaşımla vatan sevgisini ve değerlerini ön planda tutan bir parti olduklarını söyledi.

Türker, Venezuela'daki seçimlere gözlemci sıfatıyla katılma talebini memnuniyetle kabul ettiğini belirterek, "O gün çok önemli bir manimiz olmazsa orada şahsen ben bulunmaya çalışacağımı ama en azından DSP'nin muhakkak gözlemci olarak temsil edileceğinin bilinmesini isterim" şeklinde konuştu.

Kabulün sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Türker, Suriye ile yaşanan krize ilişkin bir soru üzerine, Türk uçağının aslında Rus gemisi tarafından düşürüldüğü yönündeki iddiasının bugüne kadar yalanlanmadığına işaret etti. Türker, “Bugün sorulması gereken soruların başında şu geliyor; ‘Uluslararası sularda bir keşif uçağı keşif yaparken neden silahlı bir koruma uçağı yoktu veya koruma görevi gören uçak vardı da, bu modern, yeni nesil teknolojinin kullanıldığı kilitlenme aşamasında onu fark edip, oradan kaçtı mı?’. Şu ana kadar Türkiye’nin ve ‘Türkiye’ye yardım etmek istiyorum’ diyen ellerinde o hava sahasında ne olup bittiğini bilen Rusya’nın, İngiltere’nin, İsrail’in radarla ilgili kayıtları kamuoyuyla paylaşılmadı” şeklinde konuştu.

Türkiye'nin bu sırada itibar kaybı yaşadığını savunan Türker, “Dün ilk kez Irak, Kandil’e zaman zaman Birleşmiş Milletler’in verdiği yetkiyi kullanarak yapılan uçak girişlerinin durdurulmasını bir nota vererek istedi. Bu da gösteriyor ki, Türkiye aslında bölgede oluşmuş bir ittifakın varlığından habersiz, gözü kapalı şekilde ve muhalefetle paylaşmadan girişimde bulunmuş. Hem dünya kamuoyunda hem de Türkiye’de sesi çıkmayan ama önemli etkisi olan kamuoyunda büyük itibar kaybı yaşadılar. Bu, Suriye’ye bir yanıt verilmemekle, Türkiye’nin gücünden çok önemli kayıplara uğradığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin kaosta olduğunu öne süren Türker, “Suriye ders çıkarılması gereken çok önemli bir olaydır. Değil postalların, kaskların, pilotların ceplerindeki keplerin yerinde duruyor olması, gösteriyor ki ya bir gizli güç hükümeti de yanıltıyor ya hükümet kamuoyu oluşturma ve algı yaratmak suretiyle konuyu saptırıyor. Şu anda Türkiye büyük kayba uğramıştır. Suriye’nin bu uçağı uçaksavarla düşürmediği ortaya çıkmıştır” diye konuştu