Türkiye Afganistan defterini kapatmalı

Türkiye Afganistan defterini kapatmalı

MHP lideri Bahçeli, "Bizim zaten sorunlarımız çok, başka yerlerde de can kaybının bir anlamı yok. Türkiye, Afganistan defterini kapatmak için harekete geçmelidir" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

Çanakkale'yi destanlaştıran şehitlerimize rahmet diliyorum, 18 Mart şehitler gününü idrak ettiğimiz sıralarda Afganistan'dan gelen acı haberler yasa boğludku. Nato'nun yardım kuvveti bünyesinde Türkiye'nin komuta ettiği bir helikopterimizin düşmesiyle 12 evladımız şehit olmuştur. Memleketlerinde son yolculuklarına gözyaşlarıyla uğurlanmıştır. Hüznümüz tarifsiz, yürek acımız tanımsızdır. Afganistan'da şehit düşen kardeşlerimizi aziz milletimiz hürmetle anacaktır. Geride bıraktıkları hatıralarıyla kalplerimizde yaşayacaklardır. Şehitlerimiz bizim gurur kaynaklarımız arasında yer alacaktır. Şehit ailelerinin gösterdiği vakarda fazlasıyla dikkatimizi çekmiş bizi oldukça duygulandırmıştır. Şehit babası tarafından söylenen bu sözler hayranlık uyandırıcı bir vatanseverliktir. Vatan sağolsun, evladımızı şehit verdik, ne mutlu bana ben şehit babası oldum.

Bu ifadeler Türk milletinin manevi olgunluğunu apaçık ortaya koymaktadır. Bu yüksek ruhu zorlamamak, çileye daha fazla katlanılmamasına müsaade etmemek boynumuzun borcudur. Doğal ve doğru olanı önce insanı yaşatmak, güçlü, sağlıklı değerli kılmak olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Askerlerimizin şehit olmasına neden olan kazanın çok yönlü soruşturulması büyük bir önem arzetmektedir. Bir binanın üstüne çakılan helikopterin, kallleşçe bir saldırıdan mı, yoksa teknik bir sorundan mı kaynaklandığı kısa sürede netleştirilmelidir. Konunun gizemli tarafları açığa çıkarılmalı, milletimiz bilgilendirilmelidir. Dost ve kardeş ülke Afganistan'ın yaşadığı işgal, son günlerde gerilen sosyal ve siyasal yapısı, bu kazanın tesadüfen olmadığı kanısını bizde uyandırmışıtr. Yüce kitabımız Kur'an'ı yakmaları, Kandahar'da 16 sivil Afgan'ın katledilmesi, provokasyona açık bir ortamı tetiklemiştir. Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına 16 sivilin öldürülmesine birkaç söz dışında etkili bir cevap üretilememesi düşündürücüdür. Başbakan işgalcilerin yanında hizalanmış olup en az zayiatla ülkelerine dönmeleri konusunda istekli ve azimlidir. Kendi ifadeleriyle söylecek olursak duacıdır.

TÜRKİYE AFGANİSTAN DEFTERİNİ KAPATMALI!

Afganistan'daki gerilim düzeyi bir anda artmış, tansiyon alabildiğine yükselmiştir. Başkalarının diyetini ödediğimiz anlaşılırsa, bunun altından kimse kalkamayacaktır. Dünyanın gözü önünde vahşi kıyımlar yapılmaktadır. Bu ülke 11 eylül 2001 tarihinde gerçekleştirilen ikiz kule saldırılarından hemen sonra gözaltına alınmış, her karışı işgal edilmiştir. Her karışında El Kaide militanları aranmıştır. ABD'nin sürekli özgürlük harekatı, ve demokrasi getirmem propogandası için başlattığı operasyonlar doğrultusunda, Afgan halkı nefes alamaz hale getirilmiştir. Türkiye, oluşturulan uluslararası güce tutarlılık gereğince omuz vermiştir. Terör konusunda küresel ölçekte yardımlaşmanın önemi büyüktür. Bu anlamda TBMM, 10 ekim 2001 tarihinde aldığı kararla, TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesin konusunda hükümete yetki vermiştir. Bu yasayla TSK Afganistan'a gitmiş, barışçı bir yaklaşımla güvenlik sağlanması konusunda çalışmalaral yürütmüşlerdir. Terörist avı bahanesiyle işgal edilen afganistan'da düzen sağlanamamış, batının karanlık niyetleri Karzai yönetimin çürümüşlüğü, Taliban'ın ilkelliği Afganlı kardeşlerimizin üzerine çökmüştür. Bu kapsamda TSK, mevcudiyetinin Afganistan'da bulunmasının stratejik bir önemi kalmamıştır. Türk askeri Afganistan'a işgali meşrulaştırmaya değil, teröre karış işbirliği için gitmiştir. Bu kararın alındığı tarihte ülkemiz huzur ve sukünet altına alınmış, terör bitme noktasına gelmiştir. Şimdi terör afganistan'da değil, şırnakta, ankaradadır. Bizim derdimiz bize yetmektedir. Bu nedenle yüksek riskli coğrafyalarda zaman geçirmenin mantıklı bir yanı yoktur. Deneyimlerimizden anlaşılmamaktadır ki, Afganistan'da iz sürenlerin hedefi terörist avlamak değil, kaynakları vakumlamaktır. Türkiye artık Afganistan defterini kapatmalıdır, dışarıda itibar, içerde itham altındaki mehmetçiği yan gelip yatmakla suçlayan bu hastalıklı siyaset anlayışıdır. Darbecilerden arınıyoruz., demokrasiye kavuşuyoruz diyen AK Parti yönetimi, acaba bu sözlerin muhatabı olarak Türk ordusunu gördüğünü itiraf edecek midir?

NEVRUZ BAYRAMI

Milli kültürümüzün bizler için özel anlamı büyük olan nevruz bayramını bugün hep birlikte kutluyoruz. Nevruz baharın habercisi ve doğanın uyanışıdır. Sıcaklığın toprakla kavuşması, ümidin yıldız gibi bakışlarımızda parlamasıdır. Balkanlardan Sibirya bozkırlarına kadar geniş bir coğrafyada barışı ve esenliği simgeleştiren bu günün coşku içind ekutlanması Türk milletinin en önemli hasletlerinden birisidir. Milletimizin birliğini simgeleyen Nevruz Bayramı, zaman zaman bölücüler tarafından ihanet gösterilerine alet edilmek istenmiştir. Saldırganlığnı isyan provoları hafta sonu bu kutlamalarda gösterime sokulmuştur. Sokak araları ve caddeler savaş alanına dönmüştür. Bu tarihi lekelemeye çalışan çapulcular, kaldırım taşlarını sökmüşler, cam ve çerçeveleri indirmişler ve dikili ağaçlara dahi zarar vermişlerdir. Ortalıkta maskeyle zehir saçam bu güruha insan denilmesi, insanlığa hakaret sayılacaktır. Bunlar Allah'ın her lütfuna yan bakan kem gözlerdir. Dağda ve şehirde canımıza, cadde üzerinde işyerimize kasteden cani ve canavarlardır. Başbakan Erdoğan bu olayları eeleştirecek, bununla da yetinmeyecek siyasi bölücü BDP'yi sözde hedef tahtasına oturtacaktır. Ancak bu olayları hazırlayan AK Parti'den başkası değildir. Müzakereler başlasın şayet bir şey yapılmazsa bahar geliyor, Devlet adım atmazsa haberiniz olsun bahar geliyor, anadilimiz tanıyın yoksa bahar geliyor, demokratik özerkliği kabul edin, anayasal hakkımızı verin aksi halde bahar geliyor. Ne geliyorsa gelsin, Türk milleti hepsinin başını ezmeye muktedirdir. Bu sözler baharın muazzamlığına ve hepimizi büyüleyen ihtişamına bombalı saldırı planlarıdır. Önüne gelen baharla gözümüzü korkutmaya matuf hareket içinde bulunmuştur. Kararlılıkla söylememk isterim ki, bölücünün, bopçunun, içimizdeki kandil ve İmralı şakşakçılarının bir bildiği varsa Türk milletinin azametli şamarı vardır. Baharda kanlı dereler, kurşun sesleriyle kuşatılmış ovalar görmek isteyen hainler, milletin kahrı karşısında çaresiz kalacaktır. Yıkım projesini devam ettirme çabası bunun bir göstergesidir. AK Parti ve BDP'nin aynı çanaktan beslenmesi, birbirlerini tamamlayan farklı sözleri buna dair bir imaredir.

4+4+4 YASASI

AK Parti'nin eğitim sistemini bütünüyle ele alan, kanun teklifi tartışmaların odağı olmayı sürdürmektedir. AK Parti'nin bencil, uzlaşmaz siyaseti eğitim hayatımızı daha büyük sorunların ortasına sürükleyecektir. Aileler, kaygı içindedir. Başbakanın akşam yatması, sabah kalkmasıyla şekil bulan, adına eğitimde reform denen teklifin her şeyden önce temelsiz bir içeriğe sahip olduğu ortadadır. Çocuklarımızın ve gelecek nesillerimizin ne durumda olacakları hiç gündeme getirilmemiştir. Bizim açımızdan Erdoğan'ın yaptığmızı reform ideolojik değil, pedagojiktir sözleri bir şey ifade etmemektedir. Değişikliğin İmamhatipler üzerinde yürütülmesi AK Parti istismarının bir başka sonucudur. 28 Şubat'ın dikte edici tarafına nasıl kabule edilemez bulduysak, AK Parti zihniyetini de kabul edilmeez buluyoruz. AK Parti, kendi 28 Şubat'ını oluşturmuştur. Başbakan muğlak ifadelerle konuşma, bin dereden su getirerek niyetini gizleme, toplama ve çıkarmalarla uğraşma, samimiysen içtensen, yüreğin varsa gel her şeyi bir kenara bırakalım ve imamhatip liselerinin orta kısmını güç birliği yaparak açalım

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile