Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "İnşallah hep birlikte Türkiye ekonomisinin büyümesine, gelişmesine, istihdamın ve ihracatın artmasına katkıda bulunuruz. Bütün amacımız da budur." dedi.
TBB ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) işbirliğiyle kentteki bir otelde bazı bankaların genel müdürleri ile temsilcilerinin katıldığı "Diyarbakır İstişare Toplantısı" düzenlendi.
Aydın, toplantıda yaptığı konuşmada, Diyarbakır'a gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türk bankacılık sektörünün krediyi ve riski görebilen bir sektör olduğunu belirten Aydın, Türkiye'de risk yaşanırken bankacılık sektörünün yeniden yapılandırma ve yeni kredi verme konusunda çok "iştahlı" davrandığını aktardı.
Türk bankacılık sisteminin bireysel olarak yanlışları olabileceğini aktaran Aydın, bireysel yanlışlarla sektörün yanlışlarını birbirinden ayıracaklarını söyledi. Aydın, şöyle devam etti:
"Hepimiz aynı gemideyiz. İnşallah hep birlikte Türkiye ekonomisinin büyümesine, gelişmesine, istihdamın ve ihracatın artmasına katkıda bulununuz. Bütün amacımız da budur. Bizim için yurdun her köşesi, Türkiye'nin bütün köşeleriyle aynı. Dolayısıyla Diyarbakır’la İzmir’i görüşümüz de bundan farklı değildir. Türkiye kendi başına ekonomik olarak hareket etme imkanına sahip ama artık dünyadan etkileniyoruz. Amerika büyümediğinde, Çin büyümediğinde, Avrupa Birliğine ihracat yapamayınca bölgede sorunlar olunca, Türkiye'yi ve bölgede Diyarbakır'ı tek başına hepimizin birlikte olarak büyütmesi mümkün değil. Büyümek için ilgili ortam hem dünyada, hem bulunduğumuz coğrafyada, hem de ticari partnerlerimizle olması lazım ki hep birlikte büyüyelim."
Bankaların verdiği kredi ve teminatlar konusunda yaşanılan sıkıntılara değinen Aydın, şunları söyledi:
“Benim elimde para var, kredi vermek istiyorum. Teminata dayalı yapıyoruz bu işi, teminatın değeri yeterli ama bunu değerleyen düşük yapıyor. O zaman benim ticaretimi, para kazanmamı kısıtlıyor. Daha çok kazanacakken, daha çok verecekken benim kredi verme iştahım sınırlanıyor. Biz bu işe karşıyız. Benim milletten topladığım mevduat bana emanet, geri vermem gerekiyor. Teminat olduğundan daha yüksek değerde gösterilmiş. Allah muhafaza kötü bir durum olduğunda ben alacağımı alamayacağım."
Bankanın teminata alacağı gayrimenkulün değerini kendilerinin tespit etmediğini dile getiren Aydın, tespiti Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun yaptığını söyledi.
Aydın, Sur ilçesindeki terör olaylarından dolayı mağduriyetler yaşandığını anımsatarak o dönemde bazı dükkanların açılamadığını, ticari hayatın tam olarak devam edemediğini vurguladı.
Bankacılık sektörünün sıkıntıya girmiş bir esnafa vade vermesi gerektiğine işaret eden Aydın, şöyle konuştu:
"Bu normal bir ticari hayatın kuralıdır. Komşunuza bir şey olursa bir sıkıntı olursa düğünü ve acısı olduğunda ne yapıyorsak ona da yapmamız gerekiyor. Biz Sur’daydık da bunu yapmadık. O zaman şunu söyleyeyim, yapmamız gerekiyordu. Benim genel müdür olduğum banka da yapmamış olabilir, eksik olabilir. Her şeyden haberimiz olmayabilir. Bizi cezalandırın. Bizi en iyi cezalandırma yöntemi oradan alıp öbür tarafa geçin, bunu yapalım. Bize bildirin biz de bilelim. Elimizden geldikçe de bu eksiklikleri gidermeye çalışalım. Hala o dönemden kalan ve yapmadığımız eksiklikler var ise 11 bankayı temsilen arkadaşlarımız buradadır. Bölgelerdeki arkadaşlarımız buradadır. Bire bir sorunların hepsini çözmeye gayret göstereceğiz."
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar ise Diyarbakır'ın konumu ve sahip olduğu potansiyel nedeniyle yatırım açısından önemli fırsatlar barındırdığını söyledi.
Alınan desteklerle yapılan yatırımın yüzde yüzüne kadar geri dönüş sağlanabildiğini ifade eden Sayar, "2017 yılının 9 ayında yatırım yapmak üzere 130 teşvik belgesi alınmıştır. Mevcut Teşvik sistemi ve iyileşen yatırım alt yapısı ile yatırımcıların sayısı günden güne artış göstermektedir. Ancak Türkiye'nin batısı ile kıyasladığımızda bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi açısından teşvik sisteminin tek başına yeterli olmadığını görüyoruz." dedi.
Cazibe Merkezleri Programı kapsamında Diyarbakır'a yatırım yapmak için 375 başvuru yapıldığına dikkati çeken Sayar, bu başvuruların yatırım tutarının yaklaşık 6,5 milyar lira olduğunu anlattı.
Yatırımların hayata geçmesi durumunda kentte yaklaşık 37 bin kişinin istihdam edileceğini kaydeden Sayar, "Cazibe merkezleri tamamen kredi bazlı bir program olmasına rağmen yatırımcılarımız geleceğe cesurca ve güvenle bakmaktadır." dedi.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Açıklaması
'İnşallah hep birlikte Türkiye ekonomisinin büyümesine, gelişmesine, istihdamın ve ihracatın artmasına katkıda bulunuruz. Bütün amacımız da budur' 'Türkiye kendi başına ekonomik olarak hareket etme imkanına sahip ama artık dünyadan etkileniyoruz'