'Türkiye-Brüksel arasında kriz çıkabilir'

'Türkiye-Brüksel arasında kriz çıkabilir'

Kıbrıs üzerine araştırmalarıyla tanınan Yazar Nejat Çoğal, KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nu masadan kaçırmak için taktikler denendiğini öne sürerek, Türkiye ile AB arasında olası krizden söz etti.

  Ç ; oğal , tü ; m gayretlerine rağmen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ' ı mü ; zakere masasından kaç ; ırmayı başaramayan GKRY Lideri Dimitris Hristofyas ' ın , bugü ; nlerde KKTC ' nin yeni Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ' nu masadan kaç ; ırabilmek iç ; in yeni taktikler arayışına girdiğini ifade etti .

Derviş Eroğlu ' nun 2010 sonunu nihai ç ; ö ; zü ; mü ; işaret ettiği bilgisini veren Ç ; OĞAL , sö ; zlerini şö ; yle sü ; rdü ; rdü ; : Nitekim , Rum basınından edinilen bilgilere gö ; re Hristofyas , ç ; apraz oylama teklifinin Tü ; rk tarafınca reddedilmesi halinde dö ; nü ; şü ; mlü ; başkanlık ö ; nerisini , mü ; zakere masasındaki konumunu zayıflatmadan geri ç ; ekebilmenin hesabını yapmaktadır . Yani Rum lider , her konuda anlaşma sağlanmadan , hiç ; bir konuda anlaşma sağlanmış olmayacağı prensibine sığınarak federal devlet yö ; netimine ilişkin tü ; m ö ; nerilerini geri ç ; ekmeyi dü ; şü ; nmektedir .

HRİSTOFYAS , HAKEMLİĞE KARŞI Ç ; IKMAKTADIR


Ayrıca Hristofyas , ç ; ö ; zü ; m mü ; zakerelerinde herhangi bir takvimlendirmeye ve hakemliğe de şiddetle karşı ç ; ıkmaktadır . Bu kapsamda Rum/Yunan tarafı , BM Genel Sekreteri ' nin Ada ' da bulunan barış gü ; cü ; nü ; n gö ; rev sü ; resinin uzatılmasına ilişkin olarak BM Gü ; venlik Konseyi ' ne sunduğu iyi niyet misyonu raporunda , nihai ç ; ö ; zü ; m iç ; in 2010 yılı sonunun işaret edilmesine karşı ç ; ıkmaktadır . KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ' nun 2010 yılı sonuna kadar ç ; ö ; zü ; me ulaşılabileceği yö ; nü ; ndeki aç ; ıklaması ise Hristofyas ' ı daha da tedirgin etmiştir .

Yine , Kıbrıslı Tü ; rklere uygulanan tecridin ortadan kaldırılması yö ; nü ; nde ç ; ok bü ; yü ; k bir adım olacak Doğrudan Ticaret Tü ; zü ; ğü ; ' nü ; n Avrupa Parlamentosu ' nda kabul edilerek onaylanmasını engellemek iç ; in Rum tarafı Brü ; ksel ' deki diplomat sayısını %50 oranında artırmıştır . Tü ; zü ; k halen AP ' nin gü ; ndemindedir ve sonbahara kadar onaylanması beklenmektedir .

Brü ; ksel ' de kapalı kapılar ardında AB ' li yetkililerle temaslarda bulunan Rum diplomatlar , bir taraftan da Tü ; rkiye ' nin AB sü ; recini durdurma tehdidinde bulunmaktadırlar . Nitekim , Kıbrıslı Rum Liderin KKTC ile Doğrudan Ticaret Tü ; zü ; ğü ; nü ; n kabul edilmesi halinde , Tü ; rkiye ile hiç ; bir mü ; zakere başlığını aç ; tırmayacakları yö ; nü ; ndeki aç ; ıklaması , Tü ; zü ; ğü ; n Kıbrıslı Tü ; rkler iç ; in ne kadar ö ; nemli olduğunun da bir kanıtı gibidir .

AB , KIBRIS TÜ ; RK HALKINA OLUMLU MESAJ VERME NİYETİNDE


Bilindiği gibi , Lizbon Anlaşması ile birç ; ok konuda Rumların elinden veto kartı alınmış oldu . Yani , Doğrudan Ticaret Tü ; zü ; ğü ; nü ; n kabul edilmesi iç ; in oybirliği yerine oyç ; okluğu yeterli olacak . AB ' nin 2004 referandumunun ardından Kıbrıslı Tü ; rklere verdiği sö ; zleri tutmamış olması nedeniyle Kıbrıs Tü ; rk Halkı hayal kırıklığı yaşamıştı . Şimdi Brü ; ksel verdiği sö ; zü ; tutmak ve Birliğe yö ; nelik olumsuz bakış aç ; ısını tersine ç ; evirmek iç ; in harekete geç ; miş durumda . Ö ; yle gö ; rü ; nü ; yor ki AB , 2010 yılı sonuna kadar Doğrudan Ticaret Tü ; zü ; ğü ; nü ; onaylamak suretiyle hem Kıbrıs Tü ; rk Halkına olumlu bir mesaj vermek ve hem de Tü ; rkiye ' nin AB sü ; recinin bir yol kazasına uğramasını ö ; nlemek niyetindedir .

Ancak Hristofyas ' ın Tü ; zü ; kten duyduğu rahatsızlık sadece Kıbrıs Tü ; rk Halkı ü ; zerindeki izolasyonların kalkacak olmasından ibaret değildir . Eğer tü ; zü ; k AB tarafından onaylanırsa Rumların Tü ; rkiye ' ye karşı ellerindeki en bü ; yü ; k koz olarak gö ; rdü ; kleri &ldquo ; Tü ; rk limanlarının Rum gemi ve uç ; aklarına aç ; ılmaması&rdquo ; bahanesi de ortadan kalkmış olacak . Bilindiği gibi , Rumlar bu bahaneyle Tü ; rkiye ' nin tam ü ; yelik mü ; zakere sü ; recini neredeyse durma noktasına getirdiler . Tü ; rkiye daha ö ; nce , KKTC ü ; zerindeki izolasyonların kaldırılması halinde limanların Rum gemi ve uç ; aklarına aç ; ılabileceğini aç ; ıklamıştı . Tü ; zü ; ğü ; n onaylanması halinde limanlar aç ; ılabilir ve AB ' nin 2006 tarihinde askıya aldığı 8 mü ; zakere başlığı serbest bırakılabilir . Bu durumda , 2010 yılı sonunda Tü ; rkiye-AB arasında bir kriz ortaya ç ; ıkmaz ve mü ; zakere sü ; reci bir sü ; re daha devam edebilir .

Kuşkusuz bö ; ylesi bir gelişme , Rumların Tü ; rkiye ' nin AB sü ; recini koz olarak kullanma imkâ ; nlarını ellerinden alacaktır . Zira Rumlar , Kıbrıs Tü ; rk Halkının azınlık statü ; sü ; nde olacağı bir ' Kıbrıs Cumhuriyeti ' hedefine ulaşıncaya kadar Tü ; rkiye ' den taviz koparmanın gayreti iç ; inde olacaklardır . Bu hedefe ulaşmadan evvel Tü ; rkiye ' nin AB ü ; yesi olması da Rum tarafının isteyeceği en son şeydir . Ayrıca , 2012 yılında AB dö ; nem başkanlığını ü ; stlenecek olan Rum tarafı , bu dö ; nemde Tü ; rkiye ü ; zerinde baskı uygulamayı planlamaktadır .

HRİSTOFYAS ZAMANIN DARALMAKTA OLDUĞUNUN FARKINDA


İşte bu nedenlerle , Hristofyas 2010 yılı sonu gibi bir takvimlendirmeye şiddetle karşı ç ; ıkmakta ve sü ; reci elinden geldiğince uzatmaya ç ; alışmaktadır . Ne var ki , Rum Lider zamanın daralmakta olduğunun da farkındadır . Sü ; recin uzayıp gitmesi halinde Ada ' daki mevcut statü ; nü ; n kalıcılaşacağı ve KKTC ' nin uluslar arası toplum tarafından tanınmasının gü ; ndeme geleceğinin farkında olan Hristofyas , zaman baskısını ziyadesiyle hissetmektedir . Zira , hem Tü ; rk tarafı hem AB ve hem de BM , kapsamlı mü ; zakerelerin 2010 yılı sonunda kalıcı bir uzlaşmayla sonuç ; landırılması gerektiğini giderek daha yü ; ksek sesle dile getirmektedirler . Hristofyas ' ın giderek ağırlaşan bu baskı karşısında nasıl bir tavır takınacağını bekleyip gö ; receğiz .

Tü ; m bu gelişmeler , yine de , Kıbrıs ' ta son dö ; nemeç ; olarak gö ; rü ; len Talat-Hristofyas sü ; recinin Eroğlu-Hristofyas ikilisi tarafından devam ettirilmesine engel teşkil etmemiştir . Nitekim 26 Mayıs ' ta yaptıkları ilk gö ; rü ; şme ile kapsamlı ç ; ö ; zü ; m mü ; zakerelerine yeniden start veren Kıbrıslı Tü ; rk ve Rum Liderler , ç ; ö ; zü ; m gö ; rü ; şmelerini kaldığı yerden devam ettirme konusunda mutabakata vardılar .

KIBRISTA UZLAŞMA ESKİSİNDEN DAHA ZOR


Ancak , her iki lider de uzlaşmanın şimdi eskisinden daha da zor olduğunun farkındadırlar . Hristofyas ' ın ö ; zellikle Tü ; rkiye ' ye yö ; nelik tehditkâ ; r ç ; ıkışlarını da iç ; ine dü ; ştü ; ğü ; bu umutsuzluğa bağlamamız mü ; mkü ; ndü ; r . Mesela , İspanya ' nın dö ; nem başkanlığı sona ermeden mü ; zakerelere aç ; ılması planlanan &ldquo ; Gıda Gü ; venliği , Veterinerlik ve Bitki Sağlığı&rdquo ; başlığını bile siyasi bir mesele haline getirip , Tü ; rkiye ' den tavizler koparma girişimleri , bu umutsuzluğun dışa yansımasından başka bir şey değildir .

GÜ ; NEY KIBRIS ' IN KIBRIS SİYASETİ TERS ETKİ VERİYOR


GKRY ' nin bugü ; ne kadar takip ettiği Kıbrıs politikası ters etki vermeye başlamış ve artık kendisinden ziyade Tü ; rk tarafının ç ; ıkarlarına hizmet eder hale gelmiştir . Barış gö ; rü ; şmelerini sabote edip , ç ; ö ; zü ; msü ; zlü ; ğü ; n faturasını Tü ; rk tarafına kestirmeyi â ; det edinen Rum Liderlerin 2004 Annan Referandumundan sonra maskeleri dü ; şmü ; ş gibi gö ; rü ; nmektedir . Rumların Birlik iç ; inde sü ; rekli sorun ç ; ıkaran kaprisli davranışları bazı AB ü ; lkelerini de rahatsız eder hâ ; le gelmiş ve uzlaşmaz tarafın kim olduğu konusundaki anlayışın da Rumlar aleyhine değişmesine yol aç ; mıştır . Uluslar arası toplum tarafından tanınmış olmanın ve ö ; zellikle de AB ü ; yesi olmanın verdiği rahatlıkla uzlaşmaz tutumlarında ısrar eden Rumlar , bu şekilde sonuca ulaşamayacaklarını anlamaya başlamışlardır . Nitekim şantaj ve tehdit yoluyla ne Kıbrıs Tü ; rk Halkının egemenliğine halel getirebilecek ve ne de KKTC ' nin dü ; nya ekonomisi ile entegrasyonuna mani olabileceklerdir .

TÜ ; RKİYE-BRÜ ; KSEL ARASINDA KRİZ Ç ; IKABİLİR


Netice itibariyle , Kıbrıs Tü ; rk Halkına yapılan en bü ; yü ; k haksızlıklardan birisini ortadan kaldıracak olan Doğrudan Ticaret Tü ; zü ; ğü ; ' nü ; n onaylanıp onaylanmayacağı hususu Brü ; ksel iç ; in bir samimiyet sınavı olacaktır . Eğer Tü ; zü ; k onaylanmaz ise AB , Hristofyas ' ın şantajlarına bir kez daha boyun eğmiş olacaktır . Bö ; ylesi bir gelişme , aynı zamanda , 2010 yılı sonunda Tü ; rkiye ile Brü ; ksel arasında ciddi bir krize de yol aç ; abilecektir . Nihayet AB , tarihi ve kü ; ltü ; rel birikime sahip bö ; lgesel bir gü ; ç ; haline gelen Tü ; rkiye ' nin stratejik ortaklığı ile devamlı olarak kendisine sorun ç ; ıkaran kü ; ç ; ü ; k bir ü ; yesinin haksız istekleri arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaktır . Fakat bu noktada , Tü ; rkiye ' nin de AB ' nin tercihlerine mahkû ; m olmadığı , bilakis farklı alternatiflere sahip bulunduğu hususunun , bilhassa AB ' nin lokomotif ü ; lkeleri tarafından dikkate alınması yararlı olacaktır .

Kaynak : toplumsalhafiza
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile