Türkiye’de Helâl Gıda Belgesi Verilecek 450 Bin Ürün Bulunuyor

Helâl Gıda Birliği Derneği Genel Başkanı Ahmet Gelir, Türkiye’de belgeleyecekleri ürün sayısının 450 bin civarında olduğunu bildirdi.

Gelir, bugüne kadar helâl gıda belgesi olan ürün sayısınınsa 500 civarı olduğunu söyledi.

Manisa Teknik Elemanlar Derneği (MATED) tarafından Belediye Kültür Merkez Lale Salonu'nda, "Gıda Güvenliği ve Helâl Gıda" konulu bir konferans düzenlendi.

Burada konuşan Dernek Genel Başkanı Gelir, Türkiye’de kendileri dışında bir sivil toplum kuruluşu ve Türk Standartlar Enstitüsü (TSE)’nün de helâl belgesi verdiğini kaydetti.

Ahmet Gelir, “Üç kurum, iyi bir çalışma içinde. Kimin kime sertifika verdiğini görebiliyoruz ama Türkiye’de belgeleyeceğimiz ürün sayısı 450 bin civarı. Son yıllarda artış var. Bazen ayda 10 ile 15 müracaat alıyoruz. İnsanımızın helâl gıda duyarlılığı her geçen gün artıyor.” dedi.

Amaçlarının öncelikle gıdalardan ortaya çıkabilecek olan problemleri çözmek olduğunu dile getiren Gelir, “Eskiden gıdalar, şimdi olduğu gibi fabrikada üretilmezdi. Tarlada yetiştirilir ve evde yenirdi. Ne zaman ki ticari meta olarak görülmeye başladı, rafta daha fazla durması mecburi hale gelen ürünler oldu. Hızlı üretilecek ama uzun süre rafta kalacak. Bunun için kullanılan koruma ve katkı maddelerinin standartı var ama herkes yarış içinde olduğundan, bunlar gıdalara fazla katılır hale geldi. Esas hedefimiz, gıdadan insana dokunabilecek zararları ayıklamaktır. Müslüman olduğumuz için yaklaşık 2 milyarlık İslâm dünyasının bu ihtiyacını görelim istedik.” şeklinde konuştu.

Helâl gıda konusunda Türkiye’nin geç kaldığını vurgulayan Ahmet Gelir, “Malezya, Endonezya ve İran belli bir mesafe aldı ama Türkiye’nin kapasitesi, laboratuvarları, üniversiteleri ve insanımızın bakış açısı mesafeyi kapatmaya başladı.

Bu gidişle inşallah Türkiye, helâl gıda konusunda lider ülke haline gelecek.” dedi.

Bütün gıdalarda risk olduğunun söylenemeyeceğine dikkat çeker Gelir, "Cidden iyi niyetle üreten, kendi çocuğuna yedirmediğini üretmeyen kişilerle karşılaşıyoruz sahada. Bunların sayısı az değil ancak bir yarış varsa rafta fazla kalabilmek için teknik bazı şeylerden istifade etmek zorundasınız. Üreticilerin bir kısmı, patron seviyesindeki kişi gıdanın muhteviyatını bilmiyor. Gıda mühendisinin söylediklerine göre bir proses geliştirmiş, gıdayı öyle üretiyor.” diye konuştu.

Danimarka’nın "Beyaz Altın" dediği gıda katkı maddeleri ürettiğini aktaran Gelir, şunları söyledi: “Ürettiği gıda katkı maddelerinin ülkemizde satıldığını ve sanayide kullanıldığını biliyoruz. Özellikle protein olarak kullanılan peynirde hile olarak kullanılan, ette, sucukta, yoğurtta hukuken olmaması gereken ancak kullanılan birçok malzemenin kaynağı Danimarka. Dolayısıyla iyi üretenler olmakla birlikte denetimin olmadığı bir yerde güvende değiliz. Bir ürünün rafta ya uzun süre kalmasını sağlıyoruz ya da piyasadan kalkmasına sebep oluyoruz almakla, tercih etmekle. Yapılacak şey çok basit; sorumluluğumuz olarak çocuklarımıza, bedenimize zararlı olduğunu bildiğimiz bir şeyi tercih etmeyeceğiz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile