''türkiye'de İyi İşler''Raporunun Tanıtımı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ilişkin, “Hedeflerimiz işsizliği yüzde 5'e çekmek, istihdam oranını yüzde 55'lere yükseltmek, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdamı ise yüzde 15'in altına çekmektir'' dedi.


Dünya Bankası tarafından hazırlanan ''Türkiye'de İyi İşler'' raporunun tanıtımı Hilton Otel'de gerçekleştirildi.

Tanıtım toplantısının açılış konuşmasını yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, ''Türkiye'nin son dönemlerde milyonlarca ilave istihdam oluşturmadaki başarısını ele alan bu raporun özet olarak vardığı sonuç, Türkiye'de oluşturulan yeni işlerin, genel olarak iyi gelir getiren, daha iyi yaşam standartları sunan ve topluma katılımı artıran işler olduğudur'' diye konuştu.

Dünya Bankası tahminlerine göre 3,1 milyar kişinin bir işte çalıştığını, çalışma çağında olup da işgücü piyasasına katılamayan 2 milyar kişinin bulunduğunun tespit edildiğini anlatan Bakan Çelik, ''Nasıl ki istihdam artışı doğrudan ve dolaylı fay beraberinde getiriyorsa, işsizliğin artması da yoksulluk, göç ve toplumsal olaylar ve insan kaçakçılığı gibi pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu nedenle işsizliğin sadece bir ülkenin ya da bir bölgenin bir sorunu olarak değil, sınırları aşan küresel bir sorun olarak ele alınması gereği inancı içerisindeyim" ifadelerini kullandı.

Bu çerçevede G-20 ile İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin çalışma bakanlarıyla biraraya geldiklerini ve gelişmeleri değerlendirdiklerini bildiren Çelik, ''Türkiye'de İyi İşler'' raporunda bu konudan övgüyle bahsedilmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi.

ILO tarafından iki gün önce açıklanan ''Küresel İstihdam Eğilimleri 2014'' raporunda istihdamdaki gidişatın pek parlak olmadığının, kriz nedeniyle işsiz kalanların sayısının 62 milyona ulaştığının ve bu durum devam ederse 2018 yılında dünyada işsiz sayısının 215 milyona çıkacağının öngörüldüğünü anlatan Çelik, ''Tüm bu karamsar tablolara rağmen Türkiye için göstergeler, işgücü piyasamızın sağlıklı ve başarılı bir şekilde işlemekte olduğunu göstermektedir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE'NİN 2014'DE YÜZDE 4,5, 2015'TE İSE YÜZDE 4,7 BÜYÜYEREK DÜNYA ORTALAMASININ ÜZERİNE ÇIKACAĞI ÖNGÖRÜLDÜ”
Türkiye'nin Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduğunu da hatırlatan Bakan Çelik, 2002-2011 yıllarında yıllık ortalama yüzde 5,42 oranında ekonomik büyüme gerçekleştiğini, Dünya Bankası'nın ''Küresel Beklentiler'' raporunda Türkiye'nin 2014'de yüzde 4,5, 2015'te ise yüzde 4,7 büyüyerek dünya ortalamasının üzerine çıkacağının öngörüldüğünü açıkladı.

Çelik, “Ekonomimizdeki büyüme ile işgücümüzün artan niteliklerini buluşturarak son yıllarda oluşturulan işlerin sayısını ve kalitesini artırılmasını gerçekleştirdik. Ocak 2009'dan bu yana 5 milyon 800 bin kişilik ilave istihdam oluşturduk. Ocak 2009'da toplam istihdamımız 19 milyon 873 bin iken, Ekim 2013'te 25 milyon 648 bine ulaşmış bulunmaktadır. Küresel kriz dönemine denk gelen bu süreçte istihdam alanında çalışmalarımızı dört politika ekseninde yürüttük. Bunlardan birincisi mevcut işlerin kaybedilmemesi için işverenlere çeşitli destekler sağlanması ve üretkenliğin artırılması, ikincisi işgücü piyasasına yeni katılanlara yeni iş imkanlarının oluşturulması için yatırım teşvikleri, üçüncü olarak işsiz kalanların yeniden işgücü piyasasına dönüp bu süreci en az hasarla atlatmaları için destekler, dördüncü olarak da mevcut işgücünün daha nitelikli işlere yönelmesi için mesleki eğitim ve işbaşı eğitim gibi uygulamalarımız” diye konuştu.

Bugünkü raporda da belirtildiği gibi iyi bir işe sahip olmak için iyi niteliklere sahip olunması gerektiğinin altını çizen Bakan Çelik, bunun yolunun ise piyasanın istediği niteliklere uygun bir mesleki eğitime sahip olmaktan geçtiğini ifade etti.

Bu çerçevede İŞKUR tarafından yürütülen aktif işgücü programlarının yerel düzeyde piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yaygın olarak uygulandığını belirten Çelik, aktif işgücü programları için yıllık 1,8 milyar liralık bir kaynak tahsisi gerçekleştirildiğini, 2009'dan bu yana 800 bin kişiye mesleki eğitim verildiğini, mesleki eğitim, işbaşı eğitimi ve girişimcilik kurslarından her yıl 250 bin kişinin yararlandığını kaydetti.

İşsiz vatandaşların iş ve meslek danışmanları aracılığıyla kendilerine uygun işlere yerleştirilmesi için çaba sarf edildiğini belirten Çelik, iş ve meslek danışmanlarının bugüne kadar 1 milyon 250 bin kişi ve 230 bin işveren ile görüşerek, 330 bin kişinin işe yerleştirilmesini sağladığını söyledi

Ulusal meslek standartlarını belirleme konusunda hassasiyetle çalıştıklarını ve Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından bugüne kadar 500 mesleğin standardının belirlendiğini ve istihdamdaki başarıya dair raporda yer alan diğer tespitin ise kayıt dışılıkla mücadeleye verilen önem olduğunu anlatan Bakan Çelik, "SGK'nın etkin denetimleri ve vatandaşlarımız arasında sosyal güvenlik bilincinin artırılmasıyla birlikte kayıt dışılıkla mücadelede önemli mesafeler katettik. Kayıtdışı istihdam 2002 yılında yüzde 52,2 iken, Ekim 2012'de yüzde 39,7'ye, Ekim 2013'te ise yüzde 36,3'e gerilemiş bulunmaktadır" dedi.

“TEŞVİKLERLE KADINLARIN POTANSİYELİNİ HAREKETE GEÇİRECEK ADIMLAR ATTIK”
Pasif işgücü programlarının ve sosyal yardımların etkili ve verimli bir şekilde uygulandığını kaydeden Çelik, pasif işgücü programları kapsamında 2009'dan bu yana 5,1 milyar liralık bir ödemenin gerçekleştirildiğini ifade etti.

Türkiye'de erkeklerin işgücüne katılımının yüzde 71,7 gibi bir oranla AB ortalamalarına yaklaştığını, ancak kadınların işgücü katılım oranı bakımından ise katedilmesi gereken önemli bir mesafe bulunduğunu söyleyen Çelik, bunu önemli bir eksik olarak gördüğünü ve uyguladıkları teşviklerle kadınların potansiyelini harekete geçirecek adımlar attıklarını bildirdi. Türkiye'nin her alanda olduğu gibi istihdam alanında da 2023 hedefleri bulunduğunu kaydeden Çelik, ''Hedeflerimiz işsizliği yüzde 5'e çekmek, istihdam oranını yüzde 55'lere yükseltmek, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdamı ise yüzde 15'in altına çekmektir'' diye konuştu.

İşgücü piyasasındaki katılığın ortadan kaldırılması için sosyal taraflarla görüşmeleri sürdürdüklerini belirten Bakan Çelik, "Ben inanıyorum, günümüz endüstriyel ilişkileri çerçevesinde günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak, daha çok istihdamı gerçekleştirecek noktada sosyal tarafların da duyarlılıkları önümüzdeki dönem içerisinde çok daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır" dedi.

Ulusal İstihdam Stratejisi'nin eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücü piyasasında güvence ve esnekliğin sağlanması, özel politika gerektiren grupların istihdamının artırılması ve istihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi gibi 4 temele dayandığını ifade eden Çelik, "İnanıyorum ki kısa süre içerisinde 2023 istihdam hedefleri açısından önem arz eden bu belgenin yayınlanması gerçekleşmiş olacak" şeklinde konuştu.

Çelik, kayıtdışı istihdamdan uzak duran, yeni yatırımlarla ilave istihdam sağlayan ve zor zamanlar geçirmelerine rağmen mevcut istihdam yapısını muhafaza eden işverenlere teşekkür etti. Artan kamu yatırımları ve büyük altyapı projeleri ile istihdamdaki artışın daha ileri noktalara taşınacağını kaydeden Çelik, “Ülkemizin geçmişteki hatalara düşmesine veya geçmişe tekrar sürüklenmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Artık bu küresel yarışta vakit kaybetme lüksümüzün olmadığını belirtmek istiyorum" dedi.

“SON 4 YILDA YÜZDE 6 BÜYÜME”
Kalkınma Bakanı Yılmaz ise yaptığı konuşmada, Dünya Bankası'nın finansal bir kurum olmasının yanında aynı zamanda bilgi bankası olduğunu belirterek, Dünya Bankası ile ortak çalışmalar yaptıklarını anlattı. Politikalarının hedefinin insan mutluluğu olduğunu söyleyen Yılmaz, toplumun her kesiminin ve potansiyeli olan insanların kalkınma sürecine katılmasını istediklerini ifade etti.

Küresel krizin birçok ülkede sosyal krize dönüştüğünü bildiren Yılmaz, bu ortamda pozitif ayrışan bir ülke olan Türkiye'nin sadece ekonomik büyüme, kamu-mali yönetim anlamında değil, istihdam boyutu anlamında da pozitif ayrıştığını söyledi.

Son 4 yılda yüzde 6 büyüme olduğunu kaydeden Yılmaz, makro dengelerde çok önemli iyileşmeler yaşandığını söyledi.

Türkiye'nin söz konusu başarıyı sağlamasında iki konunun rol oynadığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Büyümemiz. Türkiye büyümeyi başarmasaydı bu dönemde şüphesiz ki bu kadar geniş istihdam alanı oluşturmazdı fakat en az büyüme kadar önemli olan istihdam dostu büyüme oluşturmamız diye düşünüyorum. Büyüme çok önemli ama büyüme tek faktör olarak görmemeliyiz. Geçmişte de Türkiye'nin çok hızlı büyüdüğü dönemler oldu fakat bu kadar istihdam olmamıştı o dönemde. Bu dönemde büyümeye ilave bir şeyler yapılmış ki, bazı şeyler değişmiş ki bu sonuçlar elde edilmiş. Bir taraftan büyümemizi devam ettirirken, diğer taraftan da istihdam dostu büyüme kavramını Türkiye'de yerleştirmemiz lazım diye düşünüyorum."
İş-Kur'un çalışmalarını anlatan Yılmaz, 10 yıl öncesine göre kurumun son dönemde çok önemli işler yaptığını, 100 binlerce insana eğitim veren kurum haline geldiğini söyledi.

“KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI ARTTIRILDI”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem Planı hazırlandığını da kaydeden Yılmaz, uzun vadeli politikaları ortaya koyan planla ilgili hazırlanan dokümanın kendisi tarafından imzalandığını, diğer bakanların da imzalamasının ardından yakın sürede topluma ilan edileceğini ve 2023 perspektifinin istihdam boyutunu böylece şekillendirmiş olacaklarını bildirdi. Kadınların iş gücüne katılım oranının arttırıldığını dile getiren Yılmaz, bunun Türkiye'nin büyümesi ve üretken hale gelmesinde son derece önemli olduğunu kaydetti.

Kadınların iş gücüne katılmasında pozitif ayrımcılık yapıldığını vurgulayan Yılmaz, bu amaçla işverenlere çeşitli teşvikler verildiğini hatırlattı. 10. 5 Yıllık Kalkınma Planı hakkında bilgi veren Yılmaz, 2014-2018 dönemini kapsayan planda iş gücü piyasasının yapısal sorunlarına çözümler üretmeye ve iş gücü piyasasının ülkenin kalkınma sürecine katkısını artırmaya devam edeceklerini belirttiklerini aktardı. Yılmaz, 10. planda iş gücü piyasası bakımından temel hedefin toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulması, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanımı, toplumsal cinsiyet eşitliği ile iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirilmesi ve güvenceli esneklik yaklaşımın benimsendiği bir iş gücü piyasasının oluşturulması olduğunu söyledi.

Plana göre 2018 yılında yüzde 7'lere düşen işsizlik öngördüklerini anlatan Bakan Yılmaz, kadınlarda iş gücüne katılma oranını yüzde 35'lere yaklaştırmayı hedeflediklerini ifade etti.

“TÜRKİYE'DE 3,5 MİLYONU AŞKIN YENİ İŞ YARATILDI”
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, konuşmasında kriz sonrasında Türkiye'nin işgücü piyasasında oldukça çarpıcı bir performans sergilediğini anlatarak, "AB'deki istihdamda 2 milyonluk düşüşün yaşandığı 2009-2012 döneminde Türkiye'de 3,5 milyonu aşkın yeni iş yaratıldı. Bu rakamlar Türkiye'den çok daha büyük bir ekonomisi olan ABD'nin rakamlarına çok yakın. Vergi makasının düşürülmesi sonrasında Türkiye, OECD ülkeleri ile kıyaslandığında daha rekabetçi bir ülke haline geldi. Aktif işgücü piyasaları daha da geliştirildi. Pozitif ekonomik döngü ve yapısal değişimin devamı da bu başarıda önemli bir rol oynadı" dedi.

Analizlere göre son 10-15 yılda Türkiye'de işgücü verimliliğindeki artışın yüzde 4'e yakın olduğunu bildiren Raiser, "Bu yükselen tüm diğer piyasalardan daha yüksek bir oran. Bu verimlilik artışının üçte ikisinden fazlası yapısal verimlilikler sayesinde oldu. Verimliliği yüksek işler neticesinde insanların kazanımları da yükseldi. Türkiye bu dönemde refahı paylaşan bir ülke oldu. Ortalamanın altındaki yüzde 40'lık kesimde de büyüme yaşandı. Düşük gelirli hane halklarının yaşam refahının artması, işgücü piyasasındaki bu gelişmeler sayesinde oldu” diye konuştu.

Türkiye'de eğitimli çalışanların istihdamdaki payının her geçen gün arttığına işaret eden Raiser, kadınların işgücü piyasasına entegre edilmesinin önemine değindi. Türkiye'de kadınların sadece yüzde 30'unun aktif olarak iş gücüne katıldığını söyleyen Raiser, "Kız çocukları bugün artık annelerinden daha iyi bir eğitime sahip. Bu, gelecekte kadınların işgücüne katılımındaki artış olacağını gösteriyor. Sadece annelik değil ebeveynlik izni politikalarının, çocuk bakım hizmetlerinin, sosyal yardımların iyileştirilmesi gerekiyor" değerlendirmesini yaptı

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile