Türkiye'de Radyolojik Inceleme Talebi Her Geçen Gün Artiyor

Bu yil ana konusu “Tuzaklar ve Ipuçlari” ve yan konusu “Radyolojide Yenilikler” olarak belirlenen kongrenin bilimsel programinda; radyolojinin her alt dalini içeren oturumlarin yani sira, görüntülemedeki yeni teknolojilere ait sunumlar, önemli diger birçok baslik altinda oturumlar yer aldi. Kendi alanlarinda deneyimli çok sayida ulusal ve uluslararasi bilim insanlari konferans, panel ve sözlü sunumlarda güncel durumu ve gelecekteki uygulamalar konusunda paylasim yaptigi kongreye ilgi büyük oldu.

44. Ulusal Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Baskani Prof. Dr. Aysenur Oktay, kongrenin bilimsel ve egitsel toplantilarin yani sira sosyal ortamlarda da meslektaslariyla bir araya geldikleri kongrenin ana temasinin ‘Radyolojik tanida tuzaklar ve ipuçlari’ oldugunu, yan basliklarinin da radyolojide yenilikler olarak adlandirdiklarini söyledi.



“Kongreyi basarili bir sekilde tamamlamanin mutlugunu yasiyoruz”

Konu basliklarinda ise yapay zekanin güncel kullanimi ve görüntüleme yöntemlerindeki yeni uygulamalar sistemler bazinda konusuldugunu ifade eden Oktay, “Ayri bir oturumda birkaç hastanemizdeki yapay zeka deneyimleri paylasildi ve bilisim grubu tarafindan bu konuda küçük grup atölye çalismalari düzenlendi.

Kongre programinda paneller, olgu tartismalari, atölye çalismalari, uydu sempozyumlar yani sira her yil yapildigi gibi mesleki sorunlarin tartisildigi bir oturum gerçeklestirildi.

“Afetlerde Radyoloji Yönetimi” basligi ile düzenlendi, bölgesel ve merkezden yasanan deneyimler konusuldu. Çok yararli ve yapici bir oturum oldu. 1450 katilimci vardi. Bunlarin önemli kismi ders veren hocalar disinda asistan ve uzman. Bu da yarali oldugunu düsündürüyor. Kongreyi basarili bir sekilde tamamlamanin mutlugunu yasiyoruz” diye konustu.

,

“Türkiye’de radyolojik inceleme talebi gittikçe artiyor”

Hastaliklarin taramasinda, tanisinda ve tedavisinde radyolojik görüntülemenin kaçinilmaz olduguna vurgu yapan Türk Radyoloji Dernegi Baskani Prof. Dr. Can Çevikol ise hastalarin uygun tedaviye ulasabilmeleri için radyolojik görüntüleme yöntemlerinin standartlara uygun olmasi gerektiginin altini çizdi. Türkiye’de radyolojik incelemelere talebin gittikçe arttigina isaret eden Çevikol, “Radyolojik inceleme yöntemleri, hekimlerin hastalara yeteri kadar zaman ayiramamalari nedeniyle radyolojik incelemenin adeta bir muayene yöntemi olarak kullanilmasini temel sorun olarak görmekteyiz. Uygun olarak gerekçelendirilmemis tetkiklerin yapilmasi, tetkik yogunlugunu, is yükünde artisi ve beraberinde radyolojik inceleme kalitesinde düsüsü getirmekte” dedi.



“Toplumun kümülatif radyasyon dozunu artiriyor”

Türkiye’de standartlara uygun olarak yapilmayan ve denetlenmeyen radyolojik alandaki hizmet alimlarinin toplum sagligini tehdit ettigini, radyologlarin da degersizlesmesine yol açtigina vurgu yapan Çevikol, “Tetkik uygunlugunun denetlenmiyor olmasi ve nicelige odaklanmis yaklasimlar nedeniyle özellikle BT hizmet alimlarinda yine uygun olmayanlarin tetkiklerin çok sayida yapilmasi, toplumun kümülatif radyasyon dozunu artirdigi için belli ölçüde kanser riskini arttirmakta, dolayisiyla toplum sagligini tehdit eden bir unsur olarak görülmekte. Bunun disinda manyetik rezonans görüntüleme hizmet alimlarinda özellikle hastane yönetimlerinin baskisiyla ve hizmet alimi sirketlerinin daha kar odakli yaklasimlari nedeniyle cihazlarda çok fazla sayida tetkik yapilmasi için orada çalisan meslektaslarimiz zorlanmaktadir, bu da çekim sürelerinin kisalmasina neden oluyor. Bu da tetkikin standardin tamamen altinda ve tanisal olmaktan uzak bir hale gelmektedir. Hasta görüntülemesi yapilmis, ancak tani ve tedavi asamasinda kendisine yararli olmayan bir tetkikle bas basa kalmakta” ifadelerine yer verdi.

“Tekrarlanan görüntülenmeler yetersiz raporlara yol açarak maliyetleri arttiriyor”

Türk Radyoloji Dernegi Genel Sekreteri Prof. Dr. Ihsan Sebnem Örgüç da, artan görüntüleme isteklerinin yükselen tetkik maliyetleri ile birlestiginde kisa zamanda düsük tanisal degerde incelemelerle çözülmeye çalisildigini söyledi.

Bu durumun tekrarlanan görüntüleme incelemelerine ve yetersiz raporlara yol açarak maliyetleri arttirdigina isaret eden Örgüç, “Ancak sorun sadece ekonomik boyutta kalmamaktadir. Ne yazik ki hem hastanin, hem de hekimin sagligina da mal olacak sonuçlar dogurmaktadir. Hastayi kurtarmasi, sagligina kavusturmasi beklenen hekimler kendilerini kurtarmaktan aciz kalmaktadir. Yogun is temposu ile özel yasamindaki dengeyi kuramayan pek çok hekim tükenmislik sendromu yasamakta. Hata kabul etmeyen hekimlik mesleginde onlarca hatta, yüzü asan sayilarda hastaya bakarken güler yüz göstermesi, eksiksiz raporlari aninda sonuçlandirmasi istenen Radyologlar maddi ve manevi olarak emeklerinin karsiligini alamamaktadir” dedi.



“Yapay zeka teknolojileri pek çok meslek gurubunda radikal degisikliklere yol açiyor”

Prof. Dr. Örgüç, yapay zeka teknolojilerinin pek çok meslek grubunda radikal degisikliklere yol açtigina isaret ederek, “Saglik sektörü ve görüntüleme de bu süreçte dönüsüyor. Kaçinilmaz olan bu degisimi olumlu yönde kullanabilirsek büyük bir yardimci kazanacagimiz asikardir. Ancak karar verme ve hastayi dogru yönlendirme sorumlulugu kuskusuz meslekte yetkinligini kazanmis hekimlerdedir. Yetersiz ellerde etik disi uygulamalar toplum sagligi için gün geçtikçe büyüyen bir tehdit olusturmaktadir. Bu konuda zaman kaybetmeksizin sadece uzman kisiler yetkilendirilmeli, ehil olmayan uygulayicilar için medikolegal düzenlemeler gerekiyor” degerlendirmesinde bulundu.