Richetta, Türkiye'de Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Sağlık, Kalkınma ve Maliye bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlıkta Kalite İyileştirme, Artritle Yaşam dernekleri ve AbbVie tarafından desteklenen projeye ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Projenin 3 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini ve temelinde uygulama odaklı bir politikanın yer aldığını belirten Richetta, AYK'nin yürütülen pilot çalışmalar kapsamında tavsiyelerini dile getirdiğini söyledi.
Richetta, doğu ve batı Avrupa ülkeleriyle, İsrail, Kanada ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 30 ülkede uygulanan proje kapsamında, pilot çalışmalara dayanarak 18 önerinin bir araya getirildiğini ve bu önerilerin üç temel yönelime sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Birincisi, önleyici ve erken teşhis edici çalışmalar. Türkiye'de bunun romatoloji alanında örnek bir uygulaması var. İkincisi, hastayı hasta olmadan önce yetki sahibi yapıp ona güç kazandırmak. Üçüncüsü ise sağlık sistemlerinin yeniden yapılandırılması. Yeniden yapılandırma çalışmaları kapsamında Türkiye'de yürütülen aile hekimliği uygulaması hem çok güzel bir örnek hem de bu temel yönelimle çok iyi örtüşen bir çalışma."
Dr. Richetta, proje kapsamında lokal ihtiyaçlar doğrultusunda uygulamalar yapıldığına işaret ederek, "Pilot projeler, söz konusu ülkenin ya da bir ülke içindeki bölgenin sıkıntıları, aşmak zorunda olduğu zorlukları, ihtiyaçları dikkate alınarak seçilip, şekillendiriliyor. Örnek verecek olursak, Yunanistan'da 'acil servis' diye bir şey yoktu. Orada çalışma yürüten yerel ekip de tavsiyelerimiz üzerine, Atina'da üç merkez tespit ederek oraya yönelik acil servis açmak için çalışmalarda bulunuldu. Bu çalışma Yunan hükümetinin tamamen desteklediği ve benimsediği bir projeye dönüştü" diye konuştu.
- "Sağlık sistemlerinde değişiklik olmak zorunda"
Richetta, Türkiye'nin sürdürülebilir sağlık projesi çerçevesinde çok büyük bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Richetta, şöyle devam etti:
"Nüfus ölçeği dikkate alındığında bu önem daha da artıyor. Çünkü 70 milyon ya da daha fazla nüfus son dönemde buna eklenen göçmenler ve mülteciler de düşünüldüğünde çok büyük bir sayıdan bahsediyoruz. İyi bir iletişimimiz var Türkiye'deki ilgili makamlarla. Türkiye'de sağlığa büyük bir öncelik verildiğini görmek önemli. Bunun yanı sıra, Türkiye'de sağlık hizmetlerine erişim giderek artıyor. Unutmamak lazım ki 70 milyonluk bir nüfus var bu çok büyük bir sayı. Dolayısıyla aile hekimliği sistemi, topluma daha etkin hizmet ulaştırabilmek için yürütülen yeniden yapılandırma çalışmalarında çok büyük bir öneme sahip."
Richetta, sağlık sistemlerinin evrensel anlamda sürdürülebilir olması gerektiğini belirterek, "Bu da kolay bir iş değil. Hem hastaların hem de sağlık sistemlerinin modern dünyadaki değişimlere ayak uydurmalarına yardımcı olacak sistemlere ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.
Sağlık sistemlerinde değişiklik olmasının zorunluluğuna değinen Dr. Pascale Richetta, şunları kaydetti:
"Hedeflediğimiz değişiklikler yapılacak. Proje kapsamda bazı ülkeler belki daha hızlı ilerleyecek, bazıları belli açılardan daha az ama bu konuda bir şekilde ilerleme olacak. Yüzden fazla paydaşı olan 30 ülkedeki çalışmalardan bahsediyoruz. İşte bu nedenle birlikte harekete geçmeliyiz. Çünkü hiç kimse, hiç bir ülke veya kurum bunu tek başına yapamaz. Biz sahici bir ortak olmak istiyoruz. Büyük bir samimiyetle ortaklık içinde bulunmak istiyoruz. Yerel örneklerden, pilot projelerden çok şey öğreniyoruz. Türkiye'de de bir yerel ekibimiz var ama bu konuya ciddi olarak bağlı olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Çünkü biz sürdürülebilir sağlığın gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Ancak bu yalnızca işbirlikçi, entegre ve yaratıcı düşünce biçimlerini benimsersek olabilir. Bu nedenle ortak hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz."
'Türkiye'de Sağlık Hizmetlerine Erişim Giderek Artıyor'
HATİCE ŞENSES - Sürdürülebilir Sağlık için Çözüm Arayışı Kronik Hastalıklarda Sürdürülebilir Uygulamalar Projesi Avrupa Yönetim Komitesi (AYK) Üyesi Dr. Pascale Richetta, Türkiye'de sağlığa büyük bir öncelik verildiğini görmenin önemli olduğunu belirterek, "Bunun yanı sıra, Türkiye'de sağlık hizmetlerine erişim de giderek artıyor. Unutmamak lazım ki 70 milyonluk bir nüfus var, bu çok büyük bir sayı. Dolayısıyla aile hekimliği sistemi, topluma daha etkin hizmet ulaştırabilmek için yürütülen yeniden yapılandırma çalışmalarında çok büyük bir öneme sahip" dedi.