"Türkiye’den Almanya’ya Göç: 50 Yıl Sonra" Konferansı
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Almanya’daki tüm grupların Almanya’nın kalkınmasına yardımcı olduklarını belirterek, "Mesut Özil’in attığı her gol, farklılıklara düşmanca yaklaşan hastalıklı ve ırkçı zihniyetlerin kalesine giriyor artık. Fati
Koç Üniversitesi’nin Almanya’ya göçün 50. yıldönümü dolayısıyla düzenlediği "Türkiye’den Almanya’ya Göç: 50 Yıl Sonra" adlı konferansa Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Almanya Büyükelçisi Eckart Cuntz ve Koç Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrşadi Aksun katıldı.Rixos Otel’de düzenlenen konferansta konuşan Bakan Bağış, Türkiye’den Almanya’ya göç ile Türkiye’nin AB sürecinin yaşıt olduğunu kaydederek, oraya gidenlerin sorunlarının ve 50 yılda nereden nereye gelindiğini anlamanın önemli olduğunu belirtti. "Almanya’daki kardeşlerimizin bugün 3. kuşak gençleri yetiştiriyorlar" diyen Bağış, Almanya’nın bugün AB’nin en büyük ekonomisi olduğunu ve bunda Türklerin payının olduğunu belirtti. 2010 yılında Türkiye’nin yüzde 10,5, Almanya’nın ise AB ülkelerini 2 katı yüzde3 ekonomik büyüme gerçekleştirdiğini ifade eden Bağış, 50 yıl zarfında dünyanın, Türkiye ve Almanya’nın büyük değişiklikler geçirdiğini söyledi. Almanya’ya göç eden vatandaşların nicelik ve konumlarında da değişimin etkili olduğunu belirten Bağış, "60’larda Almanya’ya işçi olarak giden kardeşlerimiz misafir işçi olarak kabul edildiler. Artık orada müteşebbis ve işveren olarak hizmet veriyorlar" diye konuştu."HEPİMİZ BİRBİRİMİZDEN ETKİLENİYORUZ"Türklerin 40 milyar Euroluk bir iş hacmi oluşturduğunu ve Almanya’nın siyasetinde, ekonomisinde, sanatında, sporunda büyük katkısı olduğunu ifade eden Bağış, şunları söyledi:"Maskets ’Biz işçi istemiştik, onlar insan gönderdi’ demişti. Şimdi çok farklı bir konuma geçti. Şimdi Almanya’nın çözmeye çalıştığı sorunlarda, oradaki göçmenlerin önemli katkıları var. Türkiye’de nasıl farklı etnik grupların, kültürlerin bizim zenginleşmemize, bazı sorunlarımızla yüzleşerek çözmemize katkısı varsa Almanya’da da aynı şekilde Türkler başta olmak üzere bütün grupların çok önemli katkıları var. Mesut Özil’in attığı her gol, farklılıklara düşmanca yaklaşan hastalıklı ve ırkçı zihniyetlerinkalesine giriyor artık. Fatih Akın’ın filmleriyle hem bize önemli mesajlar veriyor, hem Alman halkına. Hiçbir ülkenin diğerinden tamamen soyut hareket etme şansı yok. Hepimiz birbirimizden etkileniyoruz." Almanya’daki Türklerin yanlışının Türkiye’nin yanlışı ve Almanya’daki bir Türkün başarısının Türklerin başarısı olarak yansıdığını belirten Bağış, "Almanya’daki kardeşlerimizin entegrasyon çabasına Türkiye olarak bizimde duyarsız kalmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı."SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÜLKE YÖNETİMLERİNDEN HASSASİYET BEKLİYORUZ"Devlet Bakanı Faruk Çelik, göçün tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu belirterek, göçlerin köklü değişikliklerini beraberinde getirdiğini belirtti. Bakan Çelik, "Vatandaşlarımız, aile birleşimleri, ikili vize, Türkçe dil dersleri, ayrılıkçı uygulamalar ve İslamofobya gibi sorunlar yaşıyor. Amacımız bunlara mani olmaktadır. Sorunların çözümü için ilgili ülke yönetimlerinden hassasiyet bekliyoruz. Göçmenlerin yaşadığı ülkelere katkı sağlamaları ana sorunları çözülmeden zor olacaktır. Uluslararasısözleşmeler daha fazla ülke tarafından imzalanmalıdır" diye konuştu. Bakan Çelik, göçle ilgili olarak uluslararası anlaşmaların bulunduğunu ifade ederek, "Entegrasyonun önündeki en büyük engel asimilasyon politikalarıdır. Bu politikaların bir adım ötesinin de nefret suçları olduğunu gözden uzak tutmamalıyız" ifadelerini kullandı.Türk vatandaşlarının ilk defa 31 Ekim 1961 tarihinde göç ettiğini belirten Bakan Çelik, bugün 155 ülkede 5 milyon vatandaşın yaşadığını ve bunların 4 milyonunun AB ülkelerinde yaşadığını hatırlattı. 640 bin istihdam sağlayan Türk işletmelerinin sayısının bin 409 bin olduğunu ve 50 milyon Euro’yu aştığını ifade eden Çelik, sadece Almanya’da 33 milyar Euro değerinde 70 bin işletme olduğunu kaydetti. Bakan Çelik, "Bizim için doğduğumuz yer kadar doyduğumuz yerde önemlidir değerlidir. Vatandaşlarımızgittikleri her ülkede kendilerini misafir olarak değil, o ülkenin asli unsurlarından biri olarak görmektedirler. Vatandaşlarımızın Avrupa Birliği’ndeki 50 yıllık varlığı, Türkiye’nin Avrupa Birliği karşıtlarına aslında verilmiş çok anlamlı bir cevaptır" dedi. "TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ’NİN DOĞAL BİR ÜYESİDİR"27 Avrupa Birliği üyesinden 7’sinin nüfusu 4 milyonun altında olduğunu kaydeden Bakan Çelik, "Bu tablo gösteriyor ki, Türkiye Avrupa Birliği’nin doğal bir üyesidir. Bu doğal üyeliği tam üyelikle taçlandırmak istiyoruz. Bunun dışındaki alternatifler, hükümetimizin, devletimizin gündeminde yoktur. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye’den çok Avrupa’nın geleceği açısından önem arz ediyor" şeklinde konuştu. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz ise, günümüz Almanya’sının ve Türkiye’sinin o dönemin koşullarından çok farklı olduğunu vurgulayarak, "O dönemde, bu olayın yansımalarının tahmin edilemediğini, misafir işçilerin ülkelerine döneceklerinin düşünüldüğünü" kaydetti. Cuntz, bu işçilerin birçoğunun döndüğünü ancak birçoğunun Almanya’da kaldıklarını belirterek, Almanya’da tahminen 3 milyon Türk göçmenin yaşadığını, Türkiye’de de 4,5 milyon civarında Almanya’dan dönen insan olduğunu ifade etti. EckartCuntz, Türkiye’den Almanya’ya giden işçilerin ekonomiye büyük katkıları olduğunu söyleyerek, "Bu insanlar sayesinde biz de Türkiye’nin bir parçasını elde etmiş olduk. Dönenler de Almanya’nın bir parçasını buraya getirdiler" diye konuştu.