Türkiye IMF'siz de yaşayabilirmiş

Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, IMF'siz yola devam edilmesinin Türkiye'ye olan güveni artırdığını ifade ederek, IMF ile anlaşma olmayacağının açıklanmasının ardından piyasada hareketlilik gözlenmeğine dikkat çekti. Büyükekşi, "Demek ki, Türkiye, IMF'siz de yaşayabilirmiş" diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, IMF'siz yola devam edilmesinin Türkiye'ye olan güveni artırdığını ifade ederek, IMF ile anlaşma olmayacağının açıklanmasının ardından piyasada hareketlilik gözlenmeğine dikkat çekti. Büyükekşi, "Demek ki, Türkiye, IMF'siz de yaşayabilirmiş" dedi.
TİM Mart ayı ihracat rakamlarını Kahramanmaraş'ta açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, IMF anlaşması ihtimalinin ortadan kalktığını belirterek, "Biz de rahat bir nefes aldık. Çünkü Türkiye, IMF anlaşması olmadan yoluna devam edebilecek güçte" dedi.
Türkiye'de her düzeyde mali disiplininin korunduğunu kaydeden Büyükekşi, şirket iflaslarının olmadığına dikkat çekti. Büyüme için bakir ve potansiyeli yüksek bir çok sektörün olduğunu kaydeden Büyükekşi, büyümeyi desteklemek üzere bankacılık sisteminin de son derece sağlam olduğunu söyledi.

"TÜRKİYE IMF'SİZ DE YAŞAYABİLİRMİŞ"

"IMF ile bir anlaşma olmayacağı" açıklandığında piyasaları yakından takip ettiklerini anlatan Büyükekşi, açıklamadan sonra borsanın yoluna devam ettiğini, faizlerin ise yüzde 9'un altına düştüğünü ve döviz kurunda ise herhangi bir hareketlilik gözlenmediğini vurguladı. Büyükekşi, Türkiye'nin IMF'siz yoluna devam etmiş olmasının, Türkiye'ye olan güveni artırdığının altını çizerek, "Demek ki, Türkiye, IMF'siz de yaşayabilirmiş" dedi.

MERKEZ BANKASI FAİZLERİ UZUN SÜRE MEVCUT SEVİYEDE TUTMALI


Ancak, Merkez Bankası'nın faizleri uzun bir süre daha mevcut seviyede tutması gerektiğini ifade eden Büyükekşi, "Çünkü faizler düşük tutuldukça yatırım canlanacak. Yeni üretim sahaları açılacak. İstihdam artacak. "Para parayı çeker' tabiri de o zaman olumlu bir eksende gerçekleşir. Faizlerin düşmesi ile ortaya çıkan kaynağı yönlendirmemiz gereken yer belli. Bu kaynağı orta ve uzun vadede sanayiyi ve ihracatı destekleyen politikalara kanalize etmemiz gerekiyor. Artık üç maddelik tek gündemimiz var; üretmek, ihraç etmek ve istihdamı arttırmak. Öte yandan IMF'nin olmadığı bir ortamda kendi çıpamızı kendimizin oluşturması ve bu sayede pozitif yönde ayrışmış olmamız son derece önemli. Bu konuda atılacak adımların başında artık bir Mali Kural uygulaması var" diye konuştu.
TİM olarak buna destek verdiklerini kaydeden Büyükekşi, mali disiplinin önceden belirlenmiş sınırlar çerçevesinde sağlanmasının oldukça olumlu olduğunu, bunun tüm dünyada Türkiye'ye olan güvenilirliği sağlayacağını dile getirdi. Büyükekşi, "IMF olmadan da kendi kendimizi disipline edebildiğimizi tüm dünyaya göstereceğiz" dedi.

"KURLARDA İSTİKRAR VE UZUN VADEDE REKABETÇİ SEVİYE BEKLİYORUZ"


Büyükekşi, kurlarda istikrar ve uzun vadede rekabetçi seviye beklediklerini belirterek, kurların üzerinde durma nedenlerini şöyle anlattı:
"Çünkü bu topraklarda üretimin kaderi 400 yıldır değişmedi. Hep Batı'nın gerisinde kaldı. Hep kaybetti. Ama, şimdi dünya değişiyor, şartlar değişiyor. Burayı üretimin merkezi yapma şansımız var. Anadolu hiç olmadığı kadar sanayileşiyor. Bu toprakların kaderini üretimle, ihracatla değiştireceğiz. Biliyoruz ki insan, sahip olduklarının değil sahip olabileceklerinin toplamıdır. Bunun için, orta ve uzun vadede rekabetçi olacağız."

UCUZ DÖVİZ ELEŞTİRİSİ

Bunun için uzun soluklu bir politikaya ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Büyükekşi, yüzyıllardır ucuz dövizle ithalatın pompalandığını, ithalatçıların kazandığını, devletin de gümrük vergisi aldığı için bu çarpıklığa ses çıkarmadığını söyledi.
Bugün ise üretip, dışarı satma şansının olduğunu dile getiren Büyükekşi, bunun desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Para ve kur politikasının uzun vadede bunu desteklemesi gerektiğini vurgulayan TİM Başkanı Büyükekşi, istikrarlı ve rekabetçi kuru bunun için istediklerini ifade etti.

ŞİRKETLER KENDİLERİNİ DAHA FAZLA ENSTRÜMANLA "HEDGE" ETSİNLER


İthalat ile ihracatta euro ve doların farklı ağırlıkları olduğunun altını çizen Büyükekşi, ihracatta euro ve doların ağırlıklarının birbirine eşit olmasına karşın ithalatta doların ağırlığının olduğunu kaydetti. İthalatın yüzde 70'inden fazlasının dolar, yüzde 28'inin euro olduğunu vurgulayan Büyükekşi, euro/dolar paritesindeki riski azaltmak için şirketlere büyük iş düştüğünü vurguladı. Büşükekşi, "Kendilerini daha fazla enstrümanla hedge etsinler. Parite riski almamak için kontrat yaptıkları gün bankalara gidip kuru bağlasınlar. Üretimde harikalar yaratan bir ülkeyiz. Pazarlama ve finansta da aynı şekilde davranmamız gerekiyor" dedi.

"İHRACAT BÜYÜMENİN VE İSTİHDAMIN MOTORU OLACAK"

İlk üç ay itibariyle Avrupa ile uzak, yakın ve komşu pazarlarında ciddi artışlar yaşandığının altını çizen Büyükekşi, ihracat ile büyüme ve istihdam arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söyledi. Büyükekşi, şöyle devam etti:
"Geçen senenin son çeyreğinde hep ihracat artışları açıkladık, dün açıklanan son çeyrek büyüme rakamları bunu teyit etti. Bu senenin ilk çeyreğinde iki haneli ihracat artış rakamları açıklıyoruz. Bunun istihdam ve büyüme üzerinde ciddi bir etkisi var. İhracat arttıkça istihdam ve büyüme artıyor. 2010 yılının ilk çeyrek rakamları açıklandığında ciddi iyileşmeler göreceğiz. Büyüme de ilk çeyrekte iki haneli artış bekliyoruz, istihdam da iyileşme bekliyoruz. İstihdam sorununu çözmede ve büyümede ihracat kuvvetli bir araçtır. Bu aracın etkili bir şekilde kullanılması için de ihracatın desteklenmesi gerekiyor. Çünkü ihracat, geçtiğimiz 7 yılda olduğu gibi yine büyümenin ve istihdamın motoru olacak."

"ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİ OLUMLU BULUYORUZ"

Anayasa tartışmalarına da değinen Büyükekşi, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu, çünkü 12 Eylül Anayasası'nın soğuk savaşın şekillendirildiği bir dünyada yapıldığını, vatandaşını tehdit gören bir anlayışla kaleme alındığını kaydetti. Anayasa'nın, daha önce de pek çok kere değiştiğini ancak kendisinin tam olarak değişemediğini ifade eden Büşükekşi, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yeni bir anayasa gerekli. Nasıl bir Anayasa? Piyasa ekonomisini önceliğe koyan bir Anayasa. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracatı mümkün kılacak, değişim ve dönüşüme uygun bir Anayasa. 21. yüzyılın ruhunu taşıyan bir anayasa. Bireysel hak ve özgürlükleri gözeten, demokrasinin kökleşmesini ve zenginleşmesini sağlayacak bir Anayasa.
AB ile uyumlu yeni bir Anayasa. Türkiye'yi Avrupa'ya taşıyacak bir Anayasa gerekli.
Yani, Baştan sona yepyeni bir Anayasa olması gerektiğini düşünüyoruz. Şimdi kısmi değişiklikler gündemde. Gündemde olan Anayasa değişikliklerini olumlu buluyoruz."

"KRİZ TAMAMEN GERİDE KALDI"

Krizin artık tamamen geride kaldığını vurgulayan Büyükekşi, dünya ticaretinin canlanmaya başladığını, 2009 boyunca azalan dünya ticaretinin aylık 1.1 trilyon dolara ilerlediğini söyledi. Türkiye'nin ihracatının da hızla toparlandığının altını çizen Büyükekşi, ihracattaki toparlanmanın Türkiye'nin rakiplerinden daha hızlı bir şekilde olduğuna dikkat çekti. Büyükekşi, "Şubat ayında Türkiye yüzde 20.3 ihracat artışı yakalamıştık. Bu ayda Güney Kore'nin ihracatı yüzde 17'de, Brezilya'nın ihracatı yüzde 13'te, Hindistan'ın ihracatı yüzde 12'de kaldı. Özellikle büyük pazarlarımızda yaşadığımız yükselişle moral buluyoruz. En çok ihracat yaptığımız 30 ülkenin 27 tanesinde ihracat artışımız var" diye konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile