Türkiye Kamu-Sen

Yılmaz, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de güvencesiz ve kuralsız çalışmanın yaygınlaştığını, yoksulluğun insanların kaderi olarak sunulduğunu, çaresizliğin ve biat kültürünün pompalandığı bir dönemin yaşandığını savundu.

Çalışanların yaklaşık yarısının kayıt dışında, sosyal korumadan ve sosyal güvenlik hakkından yoksun bir hayata mahkum edildiğini kaydeden Yılmaz, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Ulusal İstihdam Stratejisi'nin çalışanlara karşı olan yaklaşımlarıyla, çalışanlarımızın kıdem tazminatına göz dikiliyor, asgari ücret bölgeselleştirilmek, esnek ve kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaştırılmak isteniyor. Memurlarımız iş güvenceleri ellerinden alınarak, zorunlu rotasyon yöntemiyle ve performansa dayalı ücret sistemiyle baskıya maruz kalacakları bir sisteme zorlanıyorlar. Bundan 10 yıl önce kamuda 10 bin dolayında olan taşeron işçisi sayısının, 500 binlere ulaştığını üzülerek görüyoruz. Sendikasızlaştırma yaygınlaşıyor, sendikal örgütlenmenin önüne engeller çıkarılıyor."

"İnsan onuruna yaraşır işin" herkesin hakkı olduğunu kaydeden Yılmaz, Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde insan onuruna yaraşır bir hayat, adil bir gelir dağılımı, hakça bir paylaşım, güvenceli bir çalışma hayatı istediklerini kaydetti.

Taşeronlaşmanın son bulmasını, esnek, güvencesiz, sözleşmeli personel istihdamının kaldırılmasını, asıl işin taşeronlara yaptırılması uygulamasından vazgeçilmesini istediklerini kaydeden Yılmaz, "Bu nedenle 1 Mayıs, bir hesaplaşma günü değil, çalışanların sorunlarının gündeme taşındığı ve çözümlerin bulunduğu gün olmalıdır" dedi.

Muhabir: Süleyman Elçin

Yayıncı: Leyla Ataman Koyuncuoğlu