Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilcisi Turgay Çetin;

Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilcisi Turgay Çetin yaptığı açıklamada, sendika olarak hak aramanın, haksızlığa karşı mücadele etmenin, ekmek kavgasının kutsallığına inandıklarını söyledi.

Turgay Çetin, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, çalışanın hakkını alması için verdikleri mücadelede de, seslerinin daha gür çıkması, sorunlarının gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1 Mayıs‘ın taşıdığı anlam ve değerin, son derece büyük olduğunu kaydetti. Mal veya hizmet üretiminde ortaya çıkan toplam gelirden, herkesin adil miktarda pay alamamasının, paylaşım sırasında belli grup ya da kişilerin kollanmasının, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye neden olduğunu vurgulayan Çetin, haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve emeğinin karşılığında geçimini sağlamakta güçlük çeken bir toplum ortaya çıkacağını vurguladı. Çetin, "Hiç birimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin sömürülmesine göz yumamayız. Bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek, güç birliği yapmamız zorunlu hale gelir. Biz; sendikacılığı maaş pazarlığından çok, haksızlığa karşı verilen mücadelenin bir aracı olarak görürüz. Bu nedenledir ki 1 Mayıs‘ın; emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve ev hanımlarının bir araya gelerek, haksızlıklar karşısında seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanırız. Bilindiği gibi son yıllarda artan işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği nedeniyle, vatandaşlarımız son derece güç şartlar altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Özellikle 2001 yılından sonra ülkemizin ekonomik olarak son derece yüksek bir hızla büyüdüğü iddia edilse de; gelir dağılımda adalet sağlanamadığı için, ekonomik büyümenin kaymağını belli bir kesim yemekte, çalışan ve yoksul kesimin sorunları derinleşmektedir.Uygulanmakta olan sosyal ve ekonomik politikalar, işsizliği, güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışmayı körüklemekte; taşeronlaşmayı yaygınlaştırmaktadır. İşsizlik nedeniyle çalışanlar da haklarını talep etmekten korkmakta, her iki çalışandan bir tanesi, sosyal güvenceden ve sosyal korumadan faydalanamadan, kayıtdışı olarak istihdam edilmektedir. Sendikal örgütlenmemizin önündeki yasal engeller kaldırılmamakta, memurların grev hakkı yok sayılmakta, Anayasada yer almasına rağmen toplu sözleşme ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmamaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıkları her geçen gün artmakta ancak; bu olumsuzlukların önlenmesi için hiçbir tedbir alınmamaktadır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de çıkarılan kanunlarla, torba yasalarla çalışanların hakları sürekli geriletilmek istenmektedir. Kısacası 21. yüzyıl, çalışanlar için bir kabusa dönüşmüş durumdadır" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile