Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, “AB üyeliği bir aşk, kara sevda değil, bir hayranlık da değil, bu bir çıkar meselesi. Eğer Türkiye güçlü bir ülke olmak istiyorsa, bunun olacağı yer AB’nin merkezi, başka seçeneğimiz yok.” dedi.
Mimar ve Mühendisler Grubu'nca düzenlenen 4. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’nin açılışı gerçekleştirildi.
Açılışta konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı, Barış Pınarı Harekatı’nın en kısa sürede başarıyla tamamlanmasını dileyerek, harekatın hem Suriye halkına, barışa, huzura katkıda bulunacağına inandıklarını hem de Türkiye’deki Suriyelilerin bir an önce yuvalarına dönmesine hizmet edeceğini söyledi.
Türkiye’nin ABD ve Rusya ile sağladığı mutabakatların önemli gelişmeler olduğunu vurgulayan Kaymakcı, “Umarız bu gelişmeler bölgenin istikrarına, güvenliğine katkıda bulunur ve sözler tutulur, bölgemize barış ve istikrar hakim olur.” diye konuştu.
Kaymakcı, Türkiye'nin birçok çerçeve programa dahil olduğunu, TÜBİTAK önderliğinde Ufuk 2020 Projesini yürüttüklerini anlatarak, projenin yeni adının Ufuk Avrupa olacağını, 2021-2027 dönemini kapsayacağını, bütçesinin yaklaşık 78 milyar avro olduğunu, söz konusu dönemde 160 milyar avroluk araştırma yenilik bütçenin ayrıldığını söyledi.
Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bu programdan yeteri kadar yararlanamadığına işaret eden Kaymakcı, Ufuk Avrupa programından maksimum fayda sağlamak için firmaların, STK’ların katılımlarının önemli olduğunu dile getirdi.
- “Vize serbestisi diyaloğunda son 6 kritere geldik”
Kaymakcı, zirve katılımcılarından cep telefonlarını ellerine almalarını isteyerek, “www.menti.com” üzerinden Türkiye’nin AB üyeliği adaylığına ilişkin bazı sorular sordu.
Katılımcıların vize serbestisi konusunun aşılmasına yönelik yanıtı üzerine Kaymakcı, “Bizim bu sorunu aşmamız lazım. Vize serbestisi diyaloğunda son 6 kritere geldik, 66 kriter ise yerine geldi. Umarız önümüzdeki dönemde son 6 kriteri yerine getirirsek vize serbestisini sağlama konusunda önemli adım atabiliriz.” şeklinde konuştu.
“AB üyeliği ile egemenliğimizi kaybederiz’ endişesi var” diyen Kaymakcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artık bizim anladığımız, salt anlamda ulusal egemenlik diye bir şey kalmadı. Egemenlikler artık paylaşılıyor. Kullandığımız telefon, araba, hatta doğal gaz küresel dünyada paylaşılıyor. Birleşik Krallık egemenliğini geri almak için ayrılmaya kalktı ama bir türlü ayrılamıyor.
AB egemenliklerin paylaşıldığı bir yapı. Biz bu yapının içinde yer alırsak egemenliğimizi daha fazla koruyabiliriz. Bu yapının dışında kalırsak AB’nin aldığı tüm kararları uygulamak zorunda kalacağız. Amaç egemenliği güçlendirmekse bunu AB üyeliği ile güçlendirebiliriz, dışında kalarak değil.”
- “Halkın Müslüman olmasıyla ilgili de AB’de bir ön yargı var”
“AB, Türkiye’yi üye yapma konusunda en çok hangi konularda endişe duyuyor” şeklindeki soru üzerine Kaymakcı, “Türkiye'nin büyüklüğü. Eğer Türkiye’nin büyüklüğü NATO’da, Avrupa Konseyi’nde, Birleşmiş Milletler’de, uluslararası kuruluşlarda bir değer ise AB içerisindeki bir Türkiye de ciddi bir değer olacaktır.” diye konuştu.
Kaymakcı, tarım ve bölgesel farklılıkların AB’yi zorlayan konular arasında olduğunu ifade ederek, “Türkiye bugün AB’ye üye olursa AB ülkelerinin Türkiye’ye yıllık ortalama 18 milyar avro tarım ve bölgesel farklılıklar için kaynak sağlaması gerekiyor. Bu kolay kabul edecek bir şey değil. Bizim farklılıkları gidermemiz gerekecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Türk halkının büyük bir kesiminin Müslüman olmasıyla ilgili de AB’de bir ön yargı bulunduğuna dikkati çeken Kaymakcı, şunları kaydetti:
“Eğer AB, bir barış, medeniyet projesi olacaksa, dünyaya barış, huzur getirecekse, içinde yaşayan 25 milyon Müslümanın bulundukları ülkeye entegre olmasını sağlamak istiyorsa, bu toplumlarda radikalleşme olmasını istemiyorsa, Batı’nın imajı değiştirmek istiyorsa, alın size Türkiye’nin AB üyeliği. İslam dünyasına, doğuya ulaşmak istiyorsanız, dünya çapında bir aktör olmak istiyorsanız, ABD’yi Rusya’yı dengelemek istiyorsanız alın size Türkiye’nin AB üyeliği. Onlara Türkiye’nin yapısının bir değer olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.”
Kaymakcı, “Türkiye’nin AB üyeliği bir aşk, kara sevda değil, bir hayranlık da değil, bu bir çıkar meselesi. Eğer Türkiye güçlü bir ülke olmak istiyorsa, bunun olacağı yer AB’nin merkezi, başka seçeneğimiz yok.” dedi.
'Türkiye'nin AB Üyeliği Bir Aşk, Kara Sevda Değil, Bir Çıkar Meselesi'
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı: “Türkiye’nin AB üyeliği bir aşk, kara sevda değil, bir hayranlık da değil, bu bir çıkar meselesi. Eğer Türkiye güçlü bir ülke olmak istiyorsa, bunun olacağı yer AB’nin merkezi, başka seçeneğimiz yok” “Eğer Türkiye’nin büyüklüğü NATO’da, Avrupa Konseyi’nde, Birleşmiş Milletler’de, uluslararası kuruluşlarda bir değer ise AB içerisindeki bir Türkiye de ciddi bir değer olacaktır” “İslam dünyasına, doğuya ulaşmak istiyorsanız, dünya çapında bir aktör olmak istiyorsanız, ABD’yi Rusya’yı dengelemek istiyorsanız alın size Türkiye’nin AB üyeliği. Onlara Türkiye’nin yapısının bir değer olduğunu anlatmaya çalışıyoruz”