Wikileaks’in bugün yayımladığı belgeler arasında yer alan ABD Lahey Büyükelçiliği mahreçli bir belgede Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlama tarihinin açıklanmasından önceki son birkaç saatte yaşananların perde arkasını gözler önüne serdi. Müzakerelere şahsen katılan Hollandalı bir diplomatın 16-17 Aralık 2004 tarihlerinde yaşanan gergin pazarlıklarıyla ilgili anlattıklarını aktaran belgede, Türkiye'nin müzakerelere başlamadan önce Ankara Antlaşması'nın ek protokolünü kabul edeceğini taahhüt ettiği deklarasyon metninin aslında hiç var olmadığı dile getirildi.
“Kayıp Deklarasyonun Esrarengiz Öyküsü” başlıklı, 23 Aralık 2004 tarihli belgede o dönem Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa entegrasyon direktörü ve başmüzakerecisi olan Pieter de Gooijer’in görüşmeler sırasında şahit olduğu olaylar anlatıldı.
De Gooijer’in ABD’li meslektaşlarıyla paylaştığı detaylar arasında Türkiye’nin Ankara Antlaşması’yla ilgili “aslında hiç var olmayan” deklarasyonuna atıfta bulunan ve bu deklarasyonu memnuniyetle karşıladığını belirten Sonuç Bildirgesi metninde yapılan ince ayarlar anlatıldı.
Bunun yanı sıra belgede, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Kıbrıs Rum Kesimi lideri Tasos Papadopulos’u ikna edişinin ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sert bir basın toplantısı düzenlemesini önleyerek kaldığı otelden zirvenin yapıldığı yere geri getirişinin detayları da yer alıyor.
HALI PAZARLIĞI
Bu arada de Gooijer, Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende’nin Erdoğan ve beraberindekilerin zirve sırasındaki tavrından memnun olmadığını, Bulgaristan, Hırvatistan gibi ülkelerin adayları açıklandığındakine benzer memnuniyet ifadeleri beklediğini ancak hayal kırıklığına uğradığını anlatıyor.
Belgede Türk diplomasisi konusunda deneyimli bir isim olduğu hatırlatılan de Gooijer, “Kendisine, müzakereler boyunca sürekli yaptığım gibi Türklerin buraya pazarda halı almaya gelmiş gibi geldiğini söyledim. Eğer işler sorunsuz ilerleseydi, daha iyi bir sonuç elde edebileceklerinden şüphe edeceklerdi. Aynı şekilde, bu pazar psikolojisi, Başbakan Erdoğan’ın sonuçtan memnuniyetsiz görünmesine de neden oldu” yorumunu yapıyor.
İKİ KRİTİK GÜN
Belgeyi kaleme alan ABD’li diplomat Clifford Sobel, de Gooijer’in 16–17 Aralık 2004 tarihlerinde yapılan zirvede yaşananlarla ilgili anlattıklarını şöyle aktardı:
“Hollanda delegasyonu ile Türkler 16 Aralık’ta 16:30 civarı bir araya gelmiş. Hollandalılar Türklere Kıbrıs konusunda bir şey yapmaları gerektiğini söylemiş. Türkler ise herhangi bir şey imzalamaya hemen tepki göstermiş. De Gooijer, bu sorunun çözümü için Türkiye’nin Ankara Anlaşması protokolünü imzalamak yerine paraflamasını teklif etmiş. Böylece Türkiye, Kıbrıs sorununun ne olduğunu kabul edip metne kesin onay vermemiş olacakmış.”
Belgeye göre, Hollanda delegeleri, bu plan doğrultusunda Türkiye’nin Ankara Anlaşmasına imza koymasına atıfta bulunan Sonuç Bildirgesi Paragraf 19’a bir Ek Metin yayımladı. Metinde Türkiye’nin ve Komisyon’un Protokol’ü parafladığı belirtildi. Hollanda Başbakanı Balkenende, Dışişleri Bakanı Bot, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül arasında yapılan görüşmeler sonrasında Türkler belgeyi paraflamayı da reddetti. De Gooijer, Sobel’e Türk tarafının imza ile paraf arasında fark gözetmediğini söyledi.
ESKİ PLANA DÖNÜŞ
17 Aralık sabahı Ek Metin geri çekilirken, Hollanda delegeleri Türkiye’nin üyelik müzakereleri başlamadan önce Protokol’ü imzalamaya niyetli olduğunu deklare etmesini öngören bir teklifi masaya sürdü. Sekreterya, bunu Sonuç Bildirgesi Paragraf 19’un yeniden değerlendirmesi olarak yayımladı.
Sobel, Türk tarafının bu fikri prensipte onayladığını ve ardından işin Rum tarafını ikna etmeye kaldığını anlatan de Gooijer’in ifadelerini şöyle aktardı:
“Cumhurbaşkanı Chirac, Başbakan Schröder, Başbakan Blair, Avrupa Komsiyonu Başkanı Barroso ve Başbakan Balkenende, Papadopulos’la küçük bir araya gelmiş. Hem Blair hem de Schröder, Avrupa’nın başka yerlerinde başka işleri olduğu için 13:30’da Brüksel’den ayrılmak istediklerini belirtmişler.
“Sonunda Chirac, ‘Bak Tasos! Tony, Gerhard ve ben bunun iyi bir çözüm olduğunu düşünüyoruz. Fazla zamanımız yok. Senin de kabul edeceğini biliyorum’ demiş. Sonra ayağa kalkıp Papadopulos’un yanına gitmiş. ‘Haydi şimdi toplantı salonuna gidelim’ diyerek Papadopulos’un koluna girip kapıya yöneltmiş.”
Sobel belgede, de Gooijer’in olayla ilgili yorumunun altını çizdi: “Avrupa’da işler hep böyle yürür, büyükler küçük bir sivriye karşı bir arada hareket eder.”
“TÜRKLER KILI KIRK YARIYORDU”
Ancak Hollandalı liderlerin bu kez de Deklarasyon’a Türkiye’den resmî kabul almaları gerekti. De Gooijer, Sobel’e, “Türkler, Sonuç Bildirgesi metnindeki kelimeler hatta harfler üzerinde kılı kırk yarıyordu. Daha da kötüsü Paragraf 19’un metninde öngörülen, bu paragrafı benimseyen ve atıfta bulunan bir resmi deklarasyon yapmayı reddettiler” dedi.
De Gooijer’in ifadelerine göre bu arada Başbakan Erdoğan kaldığı otele dönerek saat 14:00 için bir basın toplantısı organize etti. Bu toplantının işleri daha da kötüleştireceğinden endişe eden Hollanda Başbakanı Balkenende, İngiliz mevkidaşının yardımını istedi. Blair bir arabaya atlayıp otele giderek Erdoğan’ı tekrardan zirvenin yapıldığı binaya getirdi.
ÜÇÜNCÜ TEKLİF
De Gooijer, bu sırada Erdoğan, Balkenende ve Barroso tarafından Paragraf 19’da değişiklik öngören yeni taslak Karar metnini imzalamasını ve böylece hem içeriğin hem de karşılıklı niyetlerin teyit edilmesini teklif etti. Sobel’e “Kağıdı defterimden kopardım, altına imza atılacak üç çizgi çektim, masaya koydum” diyen de Gooijer, Erdoğan ve Gül’ün belgeyi imzalamayı reddettiğini ifade etti.
Bunun üzerine siyasi kademeden birinin belgeyi imzalaması böylece başta Kıbrıslı Rumlar olmak üzere Komisyon’un genelini, Türkiye’nin 3 Ekim’de başlayacak müzakerelerden önce Paragraf 19’u kabul edeceği yönünde tatmin etmesi gerektiğini söyleyen de Gooijer’in ısrarları karşısında Erdoğan “Devlet Bakanı”nından Türkiye adına belgeye imza koymasını istedi.
BU KEZ DE PARAGRAF 20 SORUN OLDU
De Gooijer Paragraf 19 üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra da gerginliğin devam ettiğini belirtti.
Hollandalı diplomat son oturumda karar metninin sınır anlaşmazlıklarından bahseden 20’nci maddesinde geçen “üye devlet” ifadesinin Yunanistan’ın talebiyle “üye devletler”e dönüştürüldüğünü anlattı. Bunun üzerine Erdoğan, törenlerin ardından yaptığı konuşmada “Paragraf 20’nin hala tek bir üye devletten bahsettiğinin farkında olduğunu ve Ankara Antlaşması Ek Protokolü’nü imzalamanın Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımak anlamına gelmeyeceğini” söyledi.
Belgenin, “Peki Türkiye’nin deklarasyonuna ne oldu?” diye başlayan son paragrafında ise tarihçilerin sonsuza kadar bu belgeyi arayacağı, çünkü aslında ortada bir kağıt olmadığı belirtildi. De Gooijer, “Mühim olan niyettir. Türkler gelir de Deklarasyon ve Paragraf 19’la ilgili niyetleriyle ilgili gene kılı kırk yararsa o zaman yapılacak bellidir. AB müzakerelere başlamaz” dedi.
Türkiye'nin AB yolculuğu Wikileaks'te
16-17 Aralık 2004 zirvesi, Türkiye'nin AB yolculuğunun dönüm noktasıydı. Türkiye'nin müzakere tarihi aldığı o zirve, defalarca direkten döndü. Yıllardır merak edilen sırlar, Wikileaks sayesinde ortaya çıktı.