İktisat Fakültesi İktisat Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güler Günsoy ve Çalışma Ekonomisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Seda Tekeli'nin, "Eğitim ve Ekonomik Suç İlişkisi: Türkiye İçin Bir Değerlendirme" başlıklı bildirisi, 25 Haziran'da İtalya'nın Roma kentinde, "Uluslararası Eğitimde Yeni Yaklaşımlar" konulu konferansta sunuldu.
Bildiriye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Günsoy ve Tekeli, araştırmanın amacının ekonomik suç ile eğitim arasındaki ilişkiyi analiz etmek olduğunu söyledi.
Araştırmada kullanılan 1990-2011 dönemine ait hükümlü verilerini, TÜİK'in resmi web sitesinde yer alan adalet istatistiklerinden yararlanarak edindiklerini anlatan Tekeli, "Ceza infaz kurumlarında yer alan hükümlü istatistiklerinden ve çocuk hükümlüler üzerinden de incelemeler yaptık. Hangi suçlardan daha fazla hüküm giydiklerini tespit etmeye çalıştık" diye konuştu.
-Ekonomik suç oranı en fazla ilkokul mezunlarında
İstatistiklerin başladığı 1990-2011 yıllarını incelediklerini anlatan Tekeli, şöyle konuştu:
"Araştırma bize ekonomik suçluluğun, düşük eğitim düzeyinin bir sonucu olduğunu anlatmıştır. Araştırmanın bulguları eğitim düzeyine göre suç işleme oranı değerlendirildiğinde, ilkokul mezunlarında, hükümlü sayısının çok daha fazla olduğunu gördük. Ekonomik suçluların yüzde 61'ini ilkokul düzeyinde eğitime sahip olan bireyler oluşturmaktadır. Yükseköğretim mezunları arasında ise ekonomik suç işleyenlerin oranı yüzde 3,4 ile oldukça düşük bir düzeye sahiptir."
Araştırma kapsamında hükümlülerin en çok işledikleri ekonomik suçların başında hırsızlık, dolandırıcılık ile rüşvet ve sahteciliğin geldiğini anlatan Tekeli, şöyle devam etti:
"Ele alınan dönem itibariyle hırsızlık suçundan hükümlü olanların yüzde 73'ünü ilkokul/ilköğretim mezunu bireyler oluşturmaktadır. Ancak zimmet suçu nedeniyle hükümlü olanlar eğitim düzeyine göre analiz edildiğinde, farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Zimmet suçundan hükümlü olanların, yüzde 38'ini lise ve dengi meslek okulu mezunları oluştururken; yüzde 31,5'ini ise ilkokul/ilköğretim mezunları oluşturmaktadır. Hesaba para geçirme suçunun, nitelikli mesleğe dayalı olduğunu; bu nitelikteki işlerde çalışmanın daha yüksek eğitim düzeyi gerektirmesi, zimmet suçunu işleyenlerin, hırsızlık suçu işleyenlerden daha yüksek eğitim düzeyinde olmalarını açıklar niteliktedir."
-"Ekonomik krizler insanları suça yöneltti"
Güler Günsoy da hükümlülerin iş durumlarına baktıklarında, erkek hükümlülerde tarım faaliyetinde uğraşanlarla, ulaştıma araçları kullananların, kadınlarda ise ev kadınları ile çalışmayanların daha çok ekonomik suç işlediklerini kaydetti.
Dolandırıcılık, rüşvet ve sahtecilikte, yüksek öğretim düzeyindeki hükümlülerde, 2007-2008'de artış yaşandığına dikkati çeken Günsoy, şunları söyledi:
"Yaşanılan ekonomik krizler, insanları suça yöneltmeye başlamıştır. Dolandırıcık suçu, mesleklere baktığımızda müteşebbisler, direktörler ve üst kademe yöneticilerde daha fazla görünmektedir. Yine dolandırıcılık, ekonomik krizin başladığı 2000 yılında artmış, 2002'den sonra azalmış, 2005 yılında da yeniden artışa geçmiştir. Medeni durumlarına baktığımızda ise hırsızlıkta bekarların oranı yüksekken, dolandırıcılık suçundan hükümlü olan ortalama 137 bin 286 kişinin yüzde 79 gibi oldukça yüksek bir düzeyini evli bireyler oluşturmaktadır. Hiç evlenmeyenlerin oranı ise yüzde 6'dır."
Ekonomik suçun eğitimle önlenebileceğini anlatan Günsoy, okullarda suça meyilli çocukların ıslah edilmesi için bir rehberlik ve rehabilitasyon hizmetinin sunulması gerektiğini sözlerine ekledi.
Türkiye'nin Ekonomik Suç İşleyen Hükümlü Profili Çıkarıldı
ESKİŞEHİR - YILDIZ NEVİN GÜNDOĞMUŞ - Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyeleri, Türkiye İstatistik Kurumu adalet verilerinden yararlanarak, hazırladıkları bildiride, Türkiye'nin ekonomik suç işleyen hükümlülerinin profilini çıkardı.