AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Mütefekkir ve mutasavvıf yazar Samiha Ayverdi, vefatının 26. yılında anılıyor.
Türk kültürünün ve edebiyatının önemli isimlerinden Ayverdi, 25 Kasım 1905'de Meliha Hanım ve Piyade Kaymakamı Yarbay İsmail Hakkı Bey'in 2. çocuğu olarak İstanbul Şehzadebaşı'nda dünyaya geldi.
İstanbul'un köklü ailelerinden birine sahip olan Ayverdi'nin sanat tarihçisi olan ağabeyi Ekrem Hakkı Ayverdi de Türk kültürüne büyük hizmetlerde bulundu.
Baba tarafından şeceresi Ramazan oğullarına kadar uzanan Ayverdi'nin Girit isyânını bastırmak üzere gönderilen dedesi Zerdebıyık Hasan Bey orada şehit düşer; böylece İsmail Hakkı Bey daha bir yaşına basmadan yetim kalır. Büyüyünce, o da babası gibi askerlik mesleğini seçerek Balkan ve Birinci Cihan harplerinde gazi olur. Anne tarafından soyu, bugün Budin'de medfun olan Bektâşi dervişi Gül Baba'ya dayanır.
Ayverdi, henüz 3-4 yaşındayken babasının evlerinde düzenlediği selamlık sohbetlerine katılarak, burada Ziya Paşa, Cevdet Paşa, Ahmet İzzet Paşa, Çürüksulu Mahmut Paşa ve ressam Ali Rıza Bey'in konuşmalarını dinledi.
İlk öğrenimine 5 yaşında mahalle mektebine giderek başlayan usta yazar, babasının sahip olduğu zengin bir kütüphaneyle de kendini yetiştirmeye devam ederken, 1921'de Süleymaniye Kız Numune Mektebi'nden mezun olduktan sonra eğitim hayatını tarih, tasavvuf, felsefe ve edebiyat alanlarında özel dersler alarak sürdürdü.
İyi derecede Fransızca bilen ve keman çalabilen Ayverdi, bir kaymakamla evlendirildi. Yazar, ruhen ve fikren anlaşamadığı eşinden Nadide adında bir kız çocuğu dünyaya getirdikten sonra ayrılır ve evlilik defterini kapatır.
- Hayatı boyunca 50 eser kaleme aldı
Hayatında esas mühim rol oynayan insan, annesi vasıtasıyla eşiğinden içeri adım attığı mütefekkir ve mutasavvıf Kenan (Rifai) Büyükaksoy'dur.
Yazarlık hayatına da Kenan Rifai aracılığıyla adım atan Ayverdi, ilk yazılarını Necip Fazıl Kısakürek'in çıkardığı "Büyük Doğu" dergisinde yayımladı.
Ayverdi, aynı zamanda "Resimli İstanbul Haftası", "Fatih ve İstanbul", "Türk Yurdu", "Havadis", "Ölçü", "Hür Adam", "Anıt", "Türk Kadını", "Tercüman", "Kubbealtı Akademi Mecmuası" ve "Türk Edebiyatı" gibi dergilerde de çeşitli yazılar kaleme aldı.
Osmanlı'nın son dönemlerinde Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet devrine genç yaşta tanık olan Samiha Ayverdi, tarih ve medeniyet konularını eserlerine taşırken, ilk romanını 1938'de "Aşk Budur" adıyla okuyucularla buluşturdu.
Ayverdi, tasavvuf ve manevi aşk üzerine roman ve hikaye kitaplarını 1946'ya kadar yazmaya devam ederken, bu yıldan sonra edebi hayatına tarihi ve sosyal içerikli biyografi, hatıra, mektup, makale ve inceleme türündeki eserleriyle devam etti.
Mevlana, Muhyiddin-i Arabi, Hafız ve Şeyh Sadi Şiraz'dan etkilenen Samiha Ayverdi, Batı edebiyatını ve dünya düşünce akımlarını da bir yandan sürekli takip etti.
Tasavvuf, tarih şuuru, medeniyet inşası ve İstanbul konularına odaklanan Ayverdi, hayatı boyunca yaklaşık 50 eser kaleme aldı. Ayverdi aynı zamanda, yaşadığı dönemde batılılaşmayla birlikte meydana gelen değişimi ve bu değişimin toplumda sebep olduğu sorunları ve çözümleri romanlarına taşıdı.
Ayverdi, eski İstanbul kültürünü işleyen yazarlardan biri olurken, eserlerinde geleneksel konak, köşk ve yalıların yanı sıra tasavvufi mesajları, şeyh, tekke, tarikat, cami, cemaat gibi dini ögeler de önemli bir yer tuttu.
Eserlerinde Türkçe'yi yalın ve titizlikle kullanan Ayverdi, kaleme aldığı "İbrahim Efendi Konağı" kitabında, kişisel anılarından yola çıkarak konak hayatını, "Mesihpaşa İmamı" romanında ise sevgiden yoksun ve sahip olduğu değerlerin farkında olmayan bir din adamını anlattı.
Samiha Ayverdi'nin Türkiye'deki milli eğitim ve kültür alanında yaşadığı boşluklardan ve hatalardan yola çıkarak hazırladığı "Milli Kültür Meseleleri ve Maarif Davamız" adlı eseri de inceleme yapıtları arasında yer aldı.
Kitaplarında hem geleneğin hem de geleceğin izlerinin yer aldığı Ayverdi, Türk ve Müslüman alemini aydınlatmayı her zaman kendine bir ideal olarak gördü.
- Milli kültür ve manevi değerler adına birçok hizmette bulundu
Samiha Ayverdi, milli kültür ve manevi değerler yolunda da birçok hizmet verirken, Mevlana ve Yunus Emre'nin genç nesiller tarafından tanınması ve anlaşılması adına çeşitli çalışmalar yaptı.
Mevlana'nın anıldığı ve hala devam eden "Şeb-i Arus" merasimlerinin ilk kez 1954'te yapılmasına öncülük eden Ayverdi, dönemin halk aşıklarına ulaşarak çeşitli derlemeler yapan, kasetler hazırlatan ve Yunus Emre'nin şiirleriyle ilahileri yayınlayan "Yeni Doğuş Cemiyeti" derneğinin kurucuları arasında yer aldı.
Ayverdi, aksiyoner ve birleştirici mizacıyla bazı sosyal ve kültürel kurumların oluşmasını teşvik etti ve İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul Enstitüsü ve Yahya Kemal Enstitüsü'nde faal üyeliklerde bulundu.
Türk Kadınları Kültür Derneği İstanbul Şubesi'nin ve Kubbealtı Akademisi'nin kurucu üyesi olan Ayverdi, 1969 ve 1980 arasında çeşitli Avrupa ülkelerine seyahatlar yaptı ve burada aldığı notlardan yola çıkarak "Yeryüzünde Birkaç Adım" adlı eserini kaleme aldı.
Ayverdi, çevreye duyarlılığı ile de bilinirken, Fatih'te İtfaiye durağından Edirnekapı'ya kadar devam eden Fevzipaşa Caddesi'nde ve Koyunbaba Parkı'nda ağaçlandırma çalışması yaptırdı.
- Ödülleri
Hizmetlerinden dolayı birçok ödüle de değer görülen Samiha Ayverdi'ye, 1978'de "Türkiye Milli Kültür Vakfı Armağanı", 1984'te Milli Kültür Vakfı tarafından "Türk Milli Kültürüne Hizmet Şeref Armağanı", 1985'te "Yeryüzünde Birkaç Adım" isimli eseriyle Boğaziçi Yayınları tarafından "Boğaziçi Başarı Ödülü", 1988'de yayınlanan "Hey Gidi Günler Hey" isimli eseri üzerine, Türkiye Yazarlar Birliği'nce "Yılın Dil Ödülü" ve 1992'de Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği tarafından "Üstün Hizmet Ödülü" verildi.
Ayverdi, 1986'da Türk Edebiyat Vakfı tarafından milli sanata hizmetlerinden dolayı, 5 Mart 1988'de yazı hayatının 50. yılı dolayısıyla Aydınlar Ocağı Genel Merkezi tarafından, 28 Şubat 1992'de kurucu üyeliğini yaptığı Türk Kadınları Kültür Derneği tarafından plaket ve 13 Mayıs 1990'da Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu tarafından şükran beratı aldı.
Hakkında çeşitli doktora ve yüksek lisans tezleri yapılan usta yazarın birçok eseri, İngilizce, Arapça, Azerbaycan Türkçesi, Almanca, Urduca'ya çevrildi.
Hakkında çıkan yazılarda "Mistik bir kadın yazar", "Samiha Ana", "Vatan Ana", "Yaman Bir Türk Akıncısı", "Alperen", "Millî Hafıza", "Milli Vicdan", Vakıf Ana", "İstanbul Hanımefendisi" ve "Son Osmanlı" gibi sıfatlarla anıldı.
Fatih'te 22 Mart 1993'te 87 yaşındayken vefat eden Samiha Ayverdi, Merkezefendi Mezarlığı'na defnedildi.
Ayverdi'nin bazı eserleri şöyle:
"Batmayan Gün", "Mabette Bir Gece", "Ateş Ağacı", "Yaşayan Ölü", "Yolcu, Nereye Gidiyorsun?", "İstanbul Geceleri", "Edebi ve Manevi Dünyası İçinde Fatih", "Boğaziçi'nde Tarih", "Misyonerlik Karşısında Türkiye", "Türk Rus Münasebetleri ve Muharebeleri", "Türk Tarihinde Osmanlı Asırları", "Abide Şahsiyetler", "Kölelikten Efendiliğe", "Yeryüzünde Birkaç Adım", "Bağ Bozumu, "Dile Gelen Taş", "Ratibe", "İki Aşina", "Ezeli Dostlar"
'Türkiye'nin Milli Hafızası Açıklaması Samiha Ayverdi'
Eserlerinde tasavvuf, tarih şuuru, medeniyet inşası ve İstanbul konularına odaklanan Ayverdi, hayatı boyunca yaklaşık 50 eser kaleme aldı Yazarlık hayatına annesinin vasıtasıyla tanıştığı mütefekkir ve mutasavvıf Kenan Rifai aracılığıyla adım atan Ayverdi, ilk yazılarını Necip Fazıl Kısakürek'in çıkardığı 'Büyük Doğu' dergisinde yayımladı.