Türkiye'nin Referandum Tarihi ve "Gezi Parkı Referandumu" Tartışmaları

İZMİR - Bugüne kadar tamamı anayasa değişiklikleri konusunda 5 kez referanduma gidilen Türkiye'de, Gezi Parkı olaylarıyla ilk kez bölgesel nitelikte ve anayasa değişikliği dışında bir konuda halk oylaması yapılıp yapılamayacağı tartışılıyor.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne kadar tamamı anayasa değişikliği konusunda 6 defa halk oylamasına gidildi. Türkiye, "referandum" terimiyle ilk kez 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından hazırlanan 1961 Anayasa oylanması noktasında tanıştı. Halkın seçimler dışında ilk kez doğrudan iradesine başvurulan ve 9 Temmuz 1961'de yapılan bu referandumdan, yüzde 61,5 oranında anayasanın kabulü yönünde "evet" oyu çıktı. İkinci referandum ise yine bir askeri darbe sonrası 12 Eylül 1980'de gerçekleştirildi.

O dönem hazırlanan anayasayı oylamak üzere 7 Kasım 1982'de yapılan referandumdan yüzde 91,37 oranında çıkan "evet" oyuyla hem anayasa kabul edilmiş hem de askeri darbeyi gerçekleştiren ve ülke yönetimine el koyan Milli Güvenlik Konseyinin Başkanı Kenan Evren, Türkiye Cumhuriyeti'nin 7. Cumhurbaşkanı seçilmiş oldu.

Türk siyasi tarihinin üçüncü referandumu ise 1982 Anayasası'nın bazı siyasilere getirdiği 5 yıllık siyasi yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliği konusunda 6 Eylül 1987'de yapıldı.

Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ve Alparslan Türkeş başta olmak üzere 1982 Anayasası ile siyaset yapmaları yasaklanan isimlerin, yasaklarının kaldırılmalarına ilişkin yapılan bu halk oylamasından da küçük bir farkla da olsa yüzde 50,1 ile "evet" oyu çıktı.

-Referandum tarihinde sadece bir kez "hayır" çoğunlukta çıktı

Türkiye'nin referandum tarihinde, halkın onayına sunulan düzenlemenin bugüne kadar reddedildiği tek oylama ise 25 Eylül 1988'de yapıldı.

Siyasi yasakların kaldırılmasının hemen ardından değişen siyasi yapıyla yerel seçimlerin bir yıl öne alınmasını düzenleyen anayasa değişikliğinin oylandığı referandumda, yüzde 65 oranında "hayır" oyu çıktı ve yapılan anayasa değişikliği yürürlüğe giremedi.

Seçmenlerin, yasal bir düzenlemede halk iradesini doğrudan ortaya koymak için sandığa gittiği 5. referandum ise 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin dolmasının ardından işbaşına gelecek yeni cumhurbaşkanının meclisteki seçiminde yaşanan krize çözüm için yapıldı.

Cumhurbaşkanının, TBMM'de seçilmesi yerine doğrudan halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliğinin 21 Ekim 2007'de oylamaya sunulduğu referandum, yüzde 69 oranında "evet" oyuyla sonuçlandı.

Türkiye'de son referandum ise yürürlüğe girdiği ilk günden itibaren tartışma konusu olan 1982 Anayasası'nda yapılan en kapsamlı değişikliğe ilişkin gerçekleştirildi.

Yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüklerine kayıtlı 52 milyon 51 bin 828 kayıtlı seçmenden 38 milyon 369 bin 99'unun oy kullandığı referandum sonucunda, yapılan anayasa değişiklikleri yüzde 57,88 "evet" oyuyla kabul edildi.

-Gezi Parkı için referandum yapılabilir mi?

Anayasa'da sadece anayasa değişiklikleri için referandumun öngörüldüğü ve bugüne kadar anayasa metninin bütünü ya da bir kısmına ilişkin değişiklikler dışında referandumun yapılmadığı Türkiye'de, "Taksim Gezi Parkı olayları" ile ilk kez bölgesel nitelikte ve spesifik bir konuda halk oylamasına gidilip gidilemeyeceği tartışılıyor.

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fevzi Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yürürlükteki Anayasa'da referandumun sadece anayasa ve anayasa değişiklikleri için öngörüldüğünü ancak başka bir konuda yapılamayacağı konusunda da bir kısıt bulunmadığını ifade etti.

Bu nedenle bu konunun tamamen TBMM'nin alacağı karara bağlı olduğunu belirten Demir, şunları söyledi:

"Gezi Parkı konusunda referandum yapılıp yapılamayacağı TBMM'nin alacağı karara bağlı. Bu konuda açık bir hüküm olmaması nedeniyle anayasaya aykırılığı iddia edilemez. Bu konuda referandum yapılmasını öngören bir yasa çıkartılması noktasında, anayasa buna engel değil. Dolayısıyla Meclis'in alacağı karara bağlıdır. Meclis idari anlamda bir referanduma karar verebilir."

-"Anayasamızda referandum istisnaidir"

İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Merdan Hekimoğlu ise anayasaya göre referandumun istisnai bir uygulama olduğunu belirterek, anayasa değişiklikleri dışında başka başka bir düzenleme için halk oylamasına gidilemeyeceğini iddia etti.

Mevcut anayasada, halkın egemenliğini, özgür olarak yapılan seçimler sonucunda belirlenen temsilciler eliyle kullandığı "temsili demokrasi" modelinin benimsendiğini ve "doğrudan demokrasi" modelinin sadece anayasa değişiklikleri için öngörüldüğüne işaret ederek, şu görüşleri savundu:

"Bizim anayasa modelimiz, referandumu istisnai bir durum olarak kabul ediyor. Hukukta istisna hükümleri, dar yorumlanır çünkü geniş yorumlanması istenilseydi geniş tutulurdu. Bu nedenle anayasanın sadece istisna olarak öngördüğü bir düzenlemeyi, bunun dışındaki hususlar bakımından yapmak anayasaya aykırı olur. TBMM, Anayasa'da öngörülmeyen bir konuyu, Anayasa'ya aykırı olmamak kaydıyla elbette düzenleyebilir ama anayasada olmayan bir konuyu, anayasaya aykırı olarak düzenlerse bu uygun olmaz."

-"Ancak kamuoyu yoklaması yapılabilir"

Hekimoğlu, mevcut anayasal düzen içerisinde, bu konuda ancak Belediye Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca, belediye hizmetleri konusunda belde sakinlerinin görüşüne başvurulabilme imkanı olduğunu ancak bunun da referandum olarak adlandırılamayacağını belirterek, "Yapılabilecek olan bu kamuoyu yoklamasıdır. Bu ise referandum değil, daha çok eğilim yoklamaya dönük anket çalışmasıdır. Ancak bu da yargı denemitim dışında olduğu için sadece siyaseten değer taşır" dedi.

-"Yeni proje hazırlanmalı"

Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez de Belediye Kanunu'nun, belediyelere yapacakları hizmetlerle ilgili belde halkının görüşünü alma yetkisi verdiğini söyledi.

"O belde" ifadesinden orada yaşayan bütün insanların anlaşılması gerektiğini ifade eden Hakyemez, bu nedenle bu tür bir oylamanın İstanbul'un tamamını kapsayacak şekilde yapılmasının doğru olacağını savundu. Bunun kesinlikle bir referandum olmadığını vurgulayan Hakyemez, halkın görüşüne başvurma olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Hakyemez, "Yargı tarafından yürütmesi durdurulan bir proje halk oyuna sunulamaz. Ancak şöyle olabilir, yürütmesi durdurulan proje yerine yeni bir proje hazırlanır ve halk oyuna sunulabilir. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gezi Parkı'nı da içine alacak şekilde alternatifli bir proje hazırlar ve bunu halkın görüşüne sunar" diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile