Sungur, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM'de kabul edilen son torba yasada yer alan, yoğun bakım uzmanlığıyla ilgili maddelere yönelik, basında toplumu son derece huzursuz edici, gerçekte de aslı olmayan haberler yer aldığını öne sürdü.
Bazı hekimlerin bu yasa sayesinde yoğun bakım yan dal uzmanlık diploması alabileceğini belirten Sungur, şöyle devam etti:
"Ülkemizde halen 200'ün üzerinde hekimin yoğun bakım diploması bulunmaktadır. 2012 yılından itibaren 100'ün üzerinde hekim de yan dal uzmanlık sınavıyla yoğun bakım eğitimine başlamıştır. Yani halen 300 hekim yoğun bakımlarda görev yapmaktadır. İki yıl içerisinde yeni alınan yan dal araştırma görevlileri ve mezun olan yoğun bakım uzmanlarıyla, bu sayı 700'ün üzerine çıkacaktır. Bu sayı ilk etapta Türkiye için yeterlidir. 3-4 bin uzmana gereksinim duyulduğu düşüncesi ve bilgisi gerçekçi değildir. Çünkü, Türkiye'de Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2. ve 3. basamak, yani gelişmiş düzeyde yaklaşık 7 bin yoğun bakım yatağı vardır. Bu 100 bin popülasyon için 10 yatak demektir ki sadece 2. ve 3. basamak yatak sayımız Kanada, İngiltere gibi ülkelerin tüm yoğun bakım yatak sayılarından daha fazladır."
Sungur, yatak sıkıntısı çekilmesinin nedeninin, yatakların yaklaşık yüzde 20'sinin uygunsuz kullanılmasından kaynaklandığını belirterek, "Dolayısıyla, Türkiye'de yoğun bakım yatak sayısı yeterlidir. Basında 26 binin üzerinde gösterilen yatak sayıları 1. basamak, koroner bakım ünitesi, çocuk ve yenidoğan yoğun bakım üniteleri gibi erişkin yoğun bakım uzmanı dışında hekimler tarafından hizmet verilen yatakları da içine aldığından yanıltıcıdır" ifadelerini kullandı.
- "Doktor değil hemşire açığı var"
Yoğun bakımlardaki en büyük eksikliğin doktor değil, hemşire olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Murat Sungur, şunları anlattı:
"Ülkemizde yoğun bakımlarla ilgili düzenlemelerde gelişmiş ülkelerde yaşanmış tecrübelere dikkat edilmesinde yarar bulunmaktadır. Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde yoğun bakım tek bir ana dal içerisinde yer almayan bağımsız bir bilim alanıdır ve yoğun bakım uzmanlık belgesi alabilmek için ana daldan bağımsız formal bir eğitim ve sınavlardan geçmek gerekmektedir. Bazı gelişmiş ülkelerde de özlük haklarına oranla ağır bir uzmanlık alanı olması nedeniyle yoğun bakım uzmanı eksikliği zaman zaman yaşanabilmektedir. Ancak gelişmiş ülkelerde bu sorunun çözümü için hiçbir zaman istisnai yöntemlerle uzmanlık belgesi dağıtma yöntemi uygulanmamakta, bilimsel zeminde tartışmalar yapılarak, nitelikli eğitimden asla ödün verilmeden çözüm arayışlarına gidilmektedir."
Ülkemizde yoğun bakım hizmetlerinin onlarca yıldır sunulduğunu belirten Sungur, "Dolayısıyla herhangi bir tehlike söz konusu değildir. Esas tehlike mevcut yoğun bakım eğitim kurallarının by-pass edilerek eğitimsiz kişilere istisnai olarak diploma dağıtılmasıdır" ifadelerini kullandı.
Sungur, ana dal uzmanlarının, sınav, eğitim ve devlet hizmeti yükümlülüğünü yerine getirerek yoğun bakım uzmanı olmaları konusunda da hiçbir engel bulunmadığını vurgulayarak, Türkiye'de gelişme sürecinde olan yoğun bakım bilim dalının eğitim ve hizmet kalitesinin, doğru, gerçekçi, bilimsel ve adil bir zeminde devam ettirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.
'Türkiye'nin Yoğun Bakım Uzmanı ve Yatak Sayısı Yeterli'
Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Sungur, halen yoğun bakım servislerinde 300 hekimin görev yaptığını belirterek, iki yıl içerisinde bu sayının 700'ün üzerine çıkacağını, bunun da ilk etapta Türkiye için yeterli olduğunu bildirdi.