Türkiye ve Brezilya BM Konseyi'ne mektup gönderdi

BM Sözcülüğü, Türkiye ve Brezilya'nın Tahran'da imzalanan uranyum takas anlaşmasıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyine mektup gönderdiği bilgisini verdi.

BM Sözcülüğü, Türkiye ve Brezilya'nın Tahran'da imzalanan uranyum takas anlaşmasıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyine mektup gönderdiği bilgisini verdi. BM Sözcüsü Martin Nesirky, gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada, Türkiye ve Brezilya'nın ortaklaşa kaleme aldığı bir mektubu BM Güvenlik Konseyi'nin üyelerine sunduğu yönünde ellerinde bilgi bulunduğunu söyledi.

BM kaynaklarından edinilen bilgiye göre mektup, Güvenlik Konseyi üyelerinin dışişleri bakanlarına hitap edilerek yazıldı ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a da iletildi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim tarafından kaleme alındığı öğrenilen mektupta, İran'ın 1200 kiloluk düşük oranda zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye'ye göndermeyi kabul ettiği ve Tahran'da Türkiye, Brezilya ve İran tarafından imzalanan ortak bildirinin, BM GüvenliK Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya tarafından (5 1 ülkeleri) gözden geçirilmesinin umulduğu kaydedildi.

Mektupta, Türkiye ve Brezilya'nın İran'ın nükleer programına yönelik meselenin yapıcı diyalog yoluyla çözülmesini istedikleri, bu kapsamda sorunun barışçıl çözümünü engelleyecek tedbirlerden kaçınılarak diplomasiye ve müzakerelere "şans tanınması gerektiğini" ifade ettikleri de öğrenildi.

Yaptırım gelecek mi?

BMGK, etkileri tartışılan, önceki beş karara ilaveten İran aleyhinde ağırlaştırılmış yeni yaptırımları görüşmeye hazırlanıyor.

ABD ve müttefikleri, ilk olarak yaptırımlar sürecine "yasal zemin" hazırlamak için İran'ın nükleer enerji dosyasını Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan (IAEA) BMGK'ye taşıdı.

Güvenlik Konseyi, ilk kez 31 Temmuz 2006'da sadece Katar'ın aleyhtekioyuna karşı 5 daimi ve 9 geçici üyenin oyuyla 1696 sayılı kararı kabul etti.Uranyum zenginleştirme programını sürdürdüğü, ağır su reaktörü inşa etme faaliyetini başlattığı ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'nın (NPT) Ek Protokolünü onaylamadığı gerekçesiyle alınan bu karar, yaptırımlardan ziyade İran'a uyarı niteliği taşıyor.

BMGK'da 27 Aralık 2006'da oy birliğiyle alınan 1737 sayılı ikincikararda, BM'ye üye ülkelerden nükleer teknoloji ve nükleer materyallerin İran'agiriş ve çıkışını engellemeleri ve nükleer işbirliğini durdurmaları isteniyor.

Bukararla ayrıca, İran'ın nükleer enerji ve balistik füze programıyla ilgili olduğu belirtilen kişi ve kurumlar hedef alınıyor. İran'a karşı 1747 sayılı üçüncü kararını 24 Mart 2007'de oy birliğiylealan BMGK, yaptırımlara silah alım satımını da eklemiş oldu. Aynı kararla, önceki kararların etki alanı genişletildi, bazı bankalar ve finans kuruluşları listeye alınarak İran'ın mali sistemi hedef alındı.

Karara tepkiler

İran, aleyhindeki 1835 sayılı son karar dahil tüm kararları "yasa dışı, çifte standart ve siyasi" olarak nitelendirirken, yaptırımların günümüzdünyasında etki ve anlamını yitirdiğini savunuyor.

Tahran yönetimi, yaptırımlara gerekçe gösterilen iddiaların bizzat iddia sahibi ülkelerce ispatlanması çağrısında bulunarak, nükleer enerjifaaliyetlerinden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını belirtiyor. İran,

IAEA denetiminde ve NPT çerçevesinde nükleer enerji elde etmeyi bir hak olarak görüyor. Uluslararası toplumun endişelerini giderecek ve taleplerine cevap vereceklerin yine bizzat nükleer silahları kullanan ve bunlara sahip ülkeler olduğunu belirten Tahran yönetimi, İslam'ın kitle imha silahları üretme, bulundurma ve kullanmayı yasakladığını, nükleer enerji faaliyetlerinin barışçıl ve enerji üretimine yönelik olduğunu savunuyor.

Türkiye'nin görüşü ne?

İran'a yönelik yaptırımlara karşı çıkan, sorunların diplomatik vebarışçıl yollardan çözülmesini savunan Türkiye, olası yaptırımlardan başta İranolmak üzere öncelikli olarak bölge ülkelerinin olumsuz etkileneceğini belirtiyor.

Türkiye ve İran'ın yaklaşık 150 milyonluk nüfusları, bölgedeki nüfuzları ve stratejik konumlarına rağmen dış ticaret hacminin 10 milyar doları geçememesinde yaptırımların etkili olduğu ifade ediliyor.

İki ülkenin yerel para birimleriyle ticaret yapma kararı, bankacılık ve enerji alanlarında işbirliğini öngören mutabakat ve anlaşmaların istenilen düzeyde hayata geçirilememesinde de yine İran'a yönelik yaptırımların olumsuz etkilerinden söz ediliyor.

Jeopolitik konumları itibariyle Türkiye'nin Batı'ya, İran'ın da Doğu'ya açılan kapılar olması, bu ülkelerin kendi ve diğer dost ülkelerle işbirliğini zorunlu kılsa da yaptırımların şimdilik bu işbirliğinin istenilen düzeyeulaşmasını engellediği yorumları yapılıyor. Türkiye'nin karşı çıktığı, İran'ın da "yasa dışı" ilan ettiği yaptırımların iki ülkenin özellikle ekonomik ve ticari ilişkilerini olumsuz etkileyeceği bilinse de bunun boyutlarını kestirmenin güç olduğu belirtiliyor.


CNN Türk
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile