Başkonsolos Zang , iki ülkenin akademi ve bilim alanında da işbirliği yapması gerektiğini vurguladı . Diyalog Avrasya Platformu ( DAP ) , Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ve Marmara Üniversitesi işbirliğiyle , Çin ve Türkiye’nin birbirini daha iyi anlaması amacıyla düzenlenen sempozyumda , seçkin akademisyenler iki ülkenin tarihi , ekonomik ve kültürel ilişkilerini ele aldı . Açılışta konuşan Milletvekili ve Türkiye Çin Dostluk Grubu Başkanı Abdülkadir Emin Önen , harita üzerinde bakıldığında Çin ve Türkiye’nin , Asya’nın iki ucunda stratejik noktalarda yer aldıklarını belirtti .
Türkiye’nin ekonomik gelişmesini ele alan milletvekili , telekominikasyon , inşaat , enerji ve otomotiv alanında başarılı olan Çinli firmaları Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etti . " ÇİN , POLİTİK GELİŞMEDEN ÖNCE EKONOMİYİ GELİŞTİRMENİN EKSİKLİĞİNİ YAŞIYOR " Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Shanghai Jiaotong Üniversitesi öğretm üyesi Hu Wei , 1949’dan itibaren Çin’in devlet olarak gelişimini ele aldı . Hu , ülkesinin ekonomik alanda yaşanan radikal değişikliklerle planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçtiğini ; ama siyasi alanda demokrasiyi hala yeterince özümseyemediğini anlattı . Hu ' ye göre Çin’in ekonomik gelişimini politik alandaki gelişmesinden önce gerçekleştirmesi , günümüzde yaşanan sosyal adaletsizlik , eşitsizlik ve rüşvet gibi sorunların ortaya çıkmasında önemli bir etken . Hu Wei , Çin ' in uluslar arası alandaki politikasını eski lider Deng Xiaoping’in “Kendi işinize bakın ve dünya ilişkilerinde alçak gönüllü davranın” şeklindeki sözü ile özetledi . Konuşmasında önümüzdeki günlerde yönetimi devr alacak Xi Jinping döneminde siyasi sistemde çok az değişiklik öngören Wei , sosyo ekonomik politikalarda da çok fazla değişiklik olmayacağını belirtti .
Profesör Hu Wei , yeni başkanın daha ziyade sürdürülebilir kalkınmaya , bilimsel gelişmeye ve toplum tabakaları arasındaki uyumu artırmaya çalışacağına dikkat çekti . Çin’in son 30 yılda yaşadığı değişikliklerden hareketle uzun vadede otoriter bir yönetimden demokrasiye geçeceğini öngören Wei , bu geçişin reformlar , üretilecek yeni politikalar ve alt ve üst gelir grubu arasındaki açığın kapatılmasıyla olacağına işaret etti . " ÇİNLİLER , KÜLTÜR OLARAK TÜRKLERE AMERİKALILARDAN DAHA YAKIN " Sempozyumda ‘Uzaktan yakına : Çin - Türkiye Siyasi İlişkileri’ başlıklı bir sunum yapan Dr . Çağdaş Üngör’se , Uzak Doğu olarak tanımlanmasına rağmen aslında Çin’in Türkiye’ye mesafe olarak Amerika kadar , hayat tarzı itibariyle de Çinlilerin , Amerikalılardan daha yakın olduğuna dikkat çekti . Türkiye ve Yeni Çin’in ilişkilerini değerlendiren Çin Sosyal Bilimler Akademisi Öğretim Üyesi Wang Lincong , diplomatik ilişkilerin 1971’de başladığını söyledi .
Tarih boyunca iki ülke insanının “sadece savaşmadığını , evlendiğini de” söyleyen sosyal bilimci bunun Türkiye ve Çin arasında yakın ilişkiler kurulabileceğinin işareti olduğunu belirtti .
Lincong , kurulan diplomatik ilişkiler , artan turizm ve faaliyete geçecek İpek Yolu’nun iki ülkeyi ve kültürü birbirine daha da yakınlaştıracağını savundu . Oturumun sonunda söz alan moderatör , Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof . Dr . İbrahim Öztürk , Türkiye ve Çin’in yakınlaşabilmesi için birbirini Amerika üzerinden tanımlamayı bırakması gerektiğine dikkat çekti . Ekonomi profesörü Öztürk , Türk işadamlarının Çin’e ziyaretçi mantığıyla giderlerse ithalatçı olarak döneceklerini , daha fazla mal ihraç edebilmeleri için uzun vadeli planlar yapıp , Çin’e yerleşmeleri gerektiğine işaret etti . Öğretim üyesi ayrıca , işadamlarının Çin kültürüne karşılık gelen ürünler üretebilmesi gerektiğini vurguladı . 2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı , 2013 de Çin’de Türkiye Kültür yılı olarak kutlanıyor .
'Türkiye ve Çin Arasındaki İşbirliği Arttırılmalı'
Çin’in İstanbul Başkonsolosu Zang Qingyang, Türkiye ile Çin arasında gelişen siyasi ve ekonomik alandaki ilişkilerin desteklenmesi ve zirveye ulaşması için diğer alanlarda da işbirliğinin arttırılması gerektiğini söyledi.