Türkiye Avrupa Konseyi'nde Başkanlık yapacak

Türkiye,  Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığı sürecinde, Avrupa Konseyi'nin Avrupa ve uluslararası siyaset sahnesindeki siyasi rolü, görünürlüğü ve etkinliğini artırmayı amaçlı olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığı görevi verildi.

Türkiye, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanlığını bugün Strasbourg'da yapılacak devir-teslim töreniyle üstlenecek ve bu görevi 11 Mayıs 2011 tarihine kadar altı ay boyunca yürütecek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu dönemde "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanı" sıfatını kullanacak.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Türkiye, Dönem Başkanlığı sırasında, belirlediği öncelikler ve faaliyet programı çerçevesinde, Avrupa Konseyi'nin Avrupa ve uluslararası siyaset sahnesindeki siyasi rolü, görünürlüğü ve etkinliğini artırmayı amaçlıyor.

Örgütün geleceğe yönelik stratejisinin belirlenmesi amacıyla altı ay boyunca yürütülecek çalışmalar, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilecek Bakanlar Komitesi toplantısında sonuçlandırılacak.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Kasım ayının en önemli dış politika olayı" olarak nitelendirdiği Türkiye'nin Dönem Başkanlığını devralmasının ardından 6 aylık sürede şu öncelikleri hayata geçirmeyi amaçlıyor:

"Avrupa Konseyi'nin reformu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) uzun vadede etkinliğinin sürdürülmesi, Avrupa Konseyi'nin bağımsız denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, Avrupa Birliği'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olması, Avrupa'da yükselişe geçen olumsuz eğilimlerle mücadele ve bu amaçla oluşturulan Seçkin Kişiler Grubunun çalışmalarının sonuçlandırılması."

SEÇKİN KİŞİLER GRUBU

Diplomatik kaynaklar, bu beş öncelik çerçevesindeki çalışmaların, Avrupa Konseyi'nin geleceği açısından önemli adımlar teşkil edeceğini belirterek, özellikle, Seçkin Kişiler Grubu projesinin başarıyla sonuçlanmasının sadece Konseyin gelecekteki konumu açısından değil, Avrupa toplumunun geleceği ve istikrarı açısından da önem taşıyacağını kaydettiler.

Seçkin Kişiler Grubu, Avrupa'da yükselişe geçen hoşgörüsüzlük, dışlama, ayrımcılık ve aşırıcılık gibi sosyal gerilim yaratan eğilimlerin nedenlerini tespit ederek, çözümünde Avrupa Konseyi'nin oynayabileceği rolleri belirlemek amacıyla kurulmuştu.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın geçen Şubat ayında Türkiye'yi ziyareti sırasında Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun önerisi üzerine geliştirilen ve Jagland ile yürütülen istişareler sonucu üyeleri belirlenen, başkanlığını eski Almanya dışişleri bakanı Joschka Fischer'in üslendiği Seçkin Kişiler Grubu, "21. Yüzyıl Avrupasında Birlikte Yaşamaya İlişkin Pan-Avrupa Projesi" adı altında bir rapor hazırlayacak ve bu raporu, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da yapılacak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısına sunacak.

Bu çalışmanın, Avrupa toplumu içinde karşılıklı saygı, hoşgörü, farklılıkların kabulü ve birlikte yaşama ülküsünü cesaretlendirmesi umuluyor.

AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ

Türkiye'nin 1949 yılında kuruluşundan bu yana üyesi olduğu Avrupa Konseyi, kıta genelinde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini yerleştirmek, korumak ve geliştirmek amacıyla oluşturulmuş "ortak değerler ve ilkeler Avrupası" yaratan bir örgüt olarak değerlendiriliyor. 47 üye ülkesi bulunan Konsey, Belarus ile Kosova dışında 800 milyonluk tüm Avrupa coğrafyasını kapsıyor.

Karar alma organı Bakanlar Komitesi olan örgütün danışma görevini icra eden Parlamenter Meclisi (AKPM) ile yerel ve bölgesel yönetimleri temsil eden Kongre (YBYK) adında organları da bulunuyor.

AKPM'nin Başkanlığını Ocak 2009'da iki yıllığına seçilen Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu yürütüyor. Böylece, örgütün hem icra, hem danışma organları altı aylık bir süre için Türk başkanlar tarafından yönetilecek. Bu şekilde örgüt içi eşgüdüm ve uyumun sağlanmasının kolaylaşacağı belirtiliyor.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) sistemin temel hukuki belgesi olurken, üye ülkelerin Sözleşmeden doğan yükümlülüklerine uyup uymadıkları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından denetleniyor. Bunun dışında örgütün İnsan Hakları Komiserliği (İHK), Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komitesi (ECRI) ve Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (AİÖK) gibi bağımsız denetim mekanizmaları da bulunuyor.