'Türkiye'yi Aydınlığa Çıkarma Gibi Bir Görevimiz Var'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 'Türkiye'yi aydınlığa çıkarma gibi bir görevimiz var. Tarihin bize yüklediği misyon budur. Biz bu misyonu yerine getireceğiz. Türkiye'nin bütün coğrafyasına dağılacağız, her yerde bunları anlatacağız, hiç kimse en ufak endişeye kapılmasın' 'Türkiye'yi aydınlığa hep beraber çıkaracağız çünkü biz Türkiye'nin sorunlarını bilen ve her soruna çözüm üreten tek partiyiz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi aydınlığa çıkarma gibi bir görevimiz var. Tarihin bize yüklediği misyon budur. Biz bu misyonu yerine getireceğiz. Türkiye'nin bütün coğrafyasına dağılacağız, her yerde bunları anlatacağız, hiç kimse en ufak endişeye kapılmasın." dedi.

Bolu Abant Tabiat Parkı'ndaki bir otelde düzenlenen CHP TBMM Grubu'nun 27. Dönem 2. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanışında konuşan Kılıçdaroğlu, kampta ele aldıkları konular hakkında bilgi verdi.

Devletin temel amaç ve görevlerinden birinin, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 82 milyon adına demokrasinin önüne konulan yeni engelleri ve barajları ortadan kaldıracaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, 17 yıldır ülkeyi tek başına yöneten bir siyasi parti bulunduğuna işaret ederek, "17 yılda bir refah toplumu haline gelemedik. 17 yılın sonunda ne oldu bize? Neden bir ekonomik kriz yaşıyoruz 17 yılın sonunda? Neden üniversite mezunlarımız işsiz 17 yılın sonunda? Neden on binlerce çocuk yatağa aç giriyor 17 yılın sonunda? Neden çiftçilerimiz doğru düzgün geçinemiyor 17 yılın sonunda?" diye konuştu.

Devletin, sadakate göre yönetildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Siz devleti liyakate değil de sadakate göre yönetirseniz, o zaman farklı bir devlet yapısı çıkıyor ortaya. Ona biz 'parti devleti' diyoruz. Bugün Türkiye içinde bulunduğu konum itibarıyla dünyadaki bütün aydınların, bütün demokratların kabul ettiği bir gerçekle karşı karşıya. Türkiye'de bir demokratik devlet yok, bir parti devleti var. Niçin? Çünkü her şeyi bir kişi belirliyor." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, bazı ürünlerdeki fiyat artışlarına değinerek, enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.

Devletin, bir "parti devleti" haline geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, " 'Siyasi iktidarın beklentilerine uygun istatistik üreteceksiniz' diyor, 'Veri üreteceksiniz' diyor. 'Halkı kandıracağım' diyor böylece. Nasıl kandıracaksınız? Vatandaşın cebindeki para belli, yaptığı harcamalar belli. Geçinemediği gün gibi ortada. Ama siz bir şekliyle toplumu kandırmaya çalışıyorsunuz. Peki bütün bunlar olurken asgari ücret ne kadar? 2 bin 20 lira. Açlık sınırı 2 bin 59 lira. Bütün asgari ücretliler, açlık sınırının altında aylık alıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetin ekonomik politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, açıklanan ekonomik rakamların gerçeği yansıtmadığını iddia etti.

Kılıçdaroğlu, işsizliğin ve borçlanmanın arttığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son 17 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye ödediğimiz faiz 170 milyar 535 milyon dolar. Soru ne? Cumhuriyet tarihinde hangi hükümet, 17 yılda 170 milyar dolar faiz ödedi? Sadece dışarıya, içeriye değil. O ayrı. Milliyetçiyim diyen bütün arkadaşlarıma sesleniyorum; bu ülkenin 82 milyonu, yurt dışındaki bir avuç tefeciye 170 milyar dolar para ödedi. Bu mudur milliyetçilik? Halkı sömürmek bu mudur? Evet, açık ve net; halkı sömürmek budur. Kimin için? Londra'daki bir avuç tefeci için. Memleketi bu hale kim getirdi? Kim yönetiyor bu memleketi? Borçlanma Genel Müdürlüğünü niye kurdunuz? Hangi gerekçeyle Borçlanma Genel Müdürlüğünü kurdunuz? Bu tabloyu artık yönetemiyorlar. Geldiğimiz nokta şu; şu soruyu soracağız; 17 yıldır ülkeyi yönetenler kimin için çalışıyorlar?"

- "Terörü mü bitirmek istiyorsun, Şam yönetimiyle konuşacaksın"

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, "Vergiyi tabana yayacağız." açıklamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Taban zaten vergi ödeye ödeye mahvoldu. Su içerken vergi ödüyor, elektrik düğmesine basarken zaten 5 çeşit vergi ödüyor, musluğu açarken 4 çeşit vergi ödüyor. Vergiyi tabana yayacakmış..." diye konuştu.

Türkiye'de izlenen yanlış politika nedeniyle ülkenin bütün alanlarda hareket edemez noktaya getirildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, Suriye'de toprak bütünlüğünün sağlanması ve iç savaşın bir an önce bitirilmesinin Şam yönetimiyle konuşmaktan geçtiğini dile getirdi.

"Terörü mü bitirmek istiyorsun, Şam yönetimiyle konuşacaksın." diyen Kılıçdaroğlu, " 'Hayır, ben konuşmam.' Ne olacak? 'Ben bildiğimi okurum.' Sen bildiğini zaten okumuyorsun ki. Sana birileri dikte ettiriyor, sen o dikte ettirilenleri hayata geçiriyorsun. Tamamen egemen güçlerin istediği noktada bir dış politika oluşturuldu. Şunu söyleyim; Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığını yapmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

- "Herkesin işinin olduğu bir Türkiye için çalışacağız"

Kılıçdaroğlu, dış politikada yapılan yanlışlar nedeniyle Kocaeli'de 9 yaşındaki Suriyeli bir çocuğun intihar ettiğini öne sürerek, şöyle konuştu:

"Suriyelilere kızma hakkımız yok. Suriyeliler'i buraya getirenlere, o politikaları getirip Türkiye'de uygulayanlara kızacağız. Suriye'ye niye silah gönderiyorsun? Hangi gerekçeyle gönderiyorsun? Niye insanları birbirine kırdırıyorsun? Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığı dolayısıyla. Türkiye üzerinden niye silah ve teröristler gönderildi? İdlib'de terörist kaynıyor. 70 bin terörist olduğu söyleniyor. Söz verdiler, 'Teröristlerin elinden silahları alacağız.' Alamıyorlar. Terörist seni mi dinleyecek? Onlar da egemen güçlerin elinde."

Türkiye'yi aydınlığa çıkarma gibi bir görevlerinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Tarihin bize yüklediği misyon budur. Biz bu misyonu yerine getireceğiz. Türkiye'nin bütün coğrafyasına dağılacağız, her yerde bunları anlatacağız, hiç kimse en ufak endişeye kapılmasın. Önümüze seçimler geldiğinde nasıl yerel seçimlerde bir basamağı gayet güzel atladıysak, ikinci seçimlerde de bu basamağı atlayacağız. Türkiye'yi aydınlığa hep beraber çıkaracağız çünkü biz Türkiye'nin sorunlarını bilen ve her soruna çözüm üreten tek partiyiz. İnsandan, doğadan, sevgiden, üretimden, alın terinden yana çözüm üreten, Londra'daki tefeciler için değil, çiftçi Mehmet için çalışan, esnaf, emekli, sanayici için çalışan, fabrikalarında duman tüten bir Türkiye için çalışacağız. Herkesin işinin olduğu bir Türkiye için çalışacağız. Bizim özel bir gündemimiz yok. Bizim özel gündemimiz, Türkiye'yi bu bataklıktan çıkarmaktır."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile