Kıyı belediyelerdeki yaz –kış nüfusu arasındaki dengesizliğin hizmet sorunlarını da beraberinde getirdiği savunuluyor. Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen, 8 yıllık başkanlığı döneminde sadece afet fonundan belediye kasasına 90 bin lira, yol yapımı için ise 50 bin lira para girdiğini, başka da bir destek görmediklerini söyledi. Türközen, “Bütün yatırımlarımızı ya İller Bankası’na borçlanarak, ya da belediye kaynaklarıyla yapmaya çalışıyoruz. Belediyeler kendi yağıyla kavrulmak zorunda bırakılıyor.2004’ün sonunda 5272 sayılı yasa çıktı. İki gün sonra da bir maddesi hemen iptal oldu. Çıkarılan maddede 5 binlik plan içindeki hazine arazileri belediyenin tasarrufuna verilecekti. Bir yıl sonra 5393 sayılı yasayı çıkardılar. Bu yasa, resmi makamlar ile idari makamların kurtuluşu oldu. Yasada, belediye spor kulüplerine yardım edebilir, eğitim alanında yatırım yapabilir, deniyor. Biz, vatandaş işbirliğiyle devletin yapacağı işleri yapıyoruz. Okulların ve resmi kurumların bahçe düzenlemesini belediyelerden bekliyorlar. Buna karşın belediye gelirleri yasası 2005’ten beri bir türlü çıkamıyor. Ancak, giderleri arttırıcı ne kadar yasa varsa önümüze koyuyorlar” dedi.
“SÖYLE SÖYLE YORULDUK”
Kıyı belediyelerin en büyük sorununun yaz-kış nüfus farkı olduğunun altını çizen Türközen, Ayvalık’ın yerleşik nüfusunun 37 bin olduğunu, yazın gelen konuklarla bu rakamın 150 bini bulduğunu belirtti. Başkan Türközen, “Tatilini kentimizde geçiren konuklarımız geldikleri yerde bir eksilme yaratıyor. Bizde ise fazlalık ortaya çıkıyor. Buna rağmen biz aynı parayı alıyoruz. Hizmet planlamalarımızı yaza göre yapmak, alet, ekipman ve personelimizi yaza göre ayarlamak zorundayız. Sonra kış gelince birçok araçlarımız yatıyor. Hükümet turizm hizmetimize karşın hiç bedel ödemiyor. Sonra kış gelince bir sürü çöp kamyonu ve otobüsün bir kısmı yatıyor. Hükümet hiç bedel ödemiyor” dedi.
Ayvalık’ın bir de doğal, arkeolojik ve kentsel SİT anlamında özel bir durumu olduğunu ifade eden Türközen, “Koruma altında mülkü olan yurttaşlarımızdan normalin yüzde 10‘u oranında emlak vergisi alıyoruz. Mademki vatandaşın malını koruma altına aldın, kısıtlılık hali getirdin, biz niye yüzde 10 alıyoruz? Tarihi değerlerimizin varlığıyla cezalandırılıyor muyuz? Devlet bize kalan verginin yüzde doksanını ödemiyor.
Korumacılık ulusal bir politika. Sadece belediyeyle olmaz. Hükümetin de bize o yüzde 90‘ı vermesi gerekir. Örneğin, Ayvalık Belediyesinin 7 milyon emlak geliri olması gerekirken ancak 2.4 milyon lira toplayabiliyoruz. Peki nasıl korumacılık yapacağız? Restorasyonda pahalı doğal malzemeler kullanılıyor. İşçiliği de daha maliyetli. Aydınlatma direğinden kent mobilyasına sokaklara döşediğiniz karoya kadar doğal dokuya uygun olmalı.
Bunların acilen bir düzenlenmesi gerekir. Hizmet eşitsizliği ortaya çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığından da bir destek yok. Ayvalık’ın iki bin tescilli binası var. İnsanlar bireysel olarak restore ediyor ama bunu bütünleştirecek koruma planı lazım. Hem proje için kaynak arıyoruz. Hem de doğru proje çizecek uzman personel ve uygulama için kaynak arayışına giriyoruz. Ayvalık ve benzer yerleşimler Kültür Bakanlığı’nın desteğini hak ediyor. Bizler desteksiz yürüyoruz. Maddiyi bıraktık, idari izinleri alırken bari yardımcı olsunlar” diye konuştu.
MUAFİYET TALEBİ
Belediyelerde gelir ve giderin dengeli olmasının önemine değinen Küçükköy Belediye Başkanı Mesut Ergin de, “Eğer gider gelirden fazlaysa bu belediye iflas ediyor. Diğer yandan da yurttaş hizmet bekliyor. Taşıt vergisini devlet alıyor, ama belediye sınırları içerisindeki yolları da biz yapıyoruz. Devletin vergisini aldığı araç bu yolları yıpratıyor. Halkımızın güneş ve yağmurdan korunması için kapalı pazaryeri yaptık. Biz satın aldığımız malzemeye KDV ödedik. Eğer amaç halka hizmetse vergiden muaf tutulmamız gerekirdi. Kamu yararına olan hizmetlere şartsız vergi muafiyeti olmalı” dedi. 8 bin 700 yerleşik nüfusa sahip olduklarını, yaz nüfusunun ise 200 bine çıktığını belirten Ergin, şunları söyledi: “İller Bankası bize 8 bin 700 kişi üzerinden pay öderken aynı kurum beldeye 150 bin kişilik arıtma yaptırıyor. Bu bir çelişki değil midir? Altyapı için kredi istiyoruz. Sizin limitiniz doldu diyorlar, ancak öte yandan da arıtmayı yaz nüfusuna göre yaptırıyorlar. Bunun izahatı yok. Biz çöpü de 8 bin 700 nüfusa göre personelle topluyoruz. İller Bankasının bize bir kişi için verdiği para 11.7 lira. Kaynakları dikkatli kullanıp, hep küçük hesaplarla hizmet üretmeye çalışıyoruz.
Zorunluluğumuz olmadığı halde sezonda sahilde sürekli cankurtaran bulunduruyoruz. Bir kişi bile kurtarsak karımızdır, diyoruz. Kıyı belediyenin hesapta olmayan giderleri çıkabiliyor. Bir de sosyal belediyecilik yapmak istiyoruz. Bu iş gerçekten paradoks. Kıyı belediyelerin bu sorunlarına yıllardır çözüm bulunmamasında iyi niyet göremiyorum.”
Türközen Ve Ergin’Den Kıyı Belediyelerinde Gelir-Gider Dengesizliği Tepkisi
Balıkesir’in Ayvalık ve Küçükköy Belediye Başkanları, altyapı ve diğer yatırımlar için hükümetten destek görmediklerini, kendi yağlarıyla kavrulmak zorunda olduklarını belirttiler.