Tüsiad, 2016 Yılında Türkiye'de Büyümenin İç Talep Kaynaklı Olacağını Öngördü

TÜSİAD, 2016’ya Girerken Türkiye ve Dünya Ekonomisi Raporu’nda, 2016 yılında Türkiye’de büyümenin iç talep kaynaklı olacağını öngürdü.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), 2016 yılı tahminlerini yayınladı. Yayınlanan 2016’ya Girerken Türkiye ve Dünya Ekonomisi Raporu’nda 2016 yılında Türkiye ekonomisinde büyümenin iç talep kaynaklı olması beklentisinin olduğu belirtildi. Net dış talebin büyümeye sıfır veya çok sınırlı negatif bir katkısının olacağı tahmin edilirken net dış talep üzerindeki temel belirleyiciler AB ekonomisindeki toparlanma, Avrupa Merkez Bankası politikalarının euro/dolar paritesine etkileri ve bölgesel jeopolitik risklerin olacağı

Raporda, asgari ücretteki artışın iç talebi canlandırmada özellikle yılın ilk yarısında etkili olacağı ancak yılın ikinci yarısında fiyat artışlarının etkisiyle giderek azalacağı öngörüldü.

Özel sektörün yatırımlarının ise küresel koşullar nedeniyle zayıf seyrine devam edeceği beklendiği bildirildi.

Kamu harcamalarının Orta Vadeli Programda öngörüldüğü şekilde gerçekleşmesi durumunda büyümeye buradan gelecek katkı 2015 yılına kıyasla daha sınırlı olacağı öngörüldü.

AB ekonomisinde uygulanmakta olan miktarsal genişlemenin etkisinin olumlu seyretmeye devam etmesi, jeopolitik risklerin büyük ölçüde bertaraf edilmesi ve euro/dolar paritesinde önemli oranda düşüş görülmemesi net dış talebin büyümeye katkısını artırabileceği belirtildi. Bu durumda büyüme oranı yaklaşık 0,5 puan daha yüksek gerçekleşebileceği öngörüldü.

Raporda, ’Hükümetin açıklamış olduğu 64. Hükümet Eylem Planı çerçevesinde reformların gerçekleştirilme düzeyi yalnızca 2016 değil orta vadede ekonominin büyüme hızı için de kritik öneme sahiptir’ ifadeleriyle işgücü piyasasına yönelik bahsedilen reformların gerçekleştirilmesi, piyasadaki katılıkların azalması ve yapısal işsizliğin düşmesine katkıda bulunacağı belirtildi. Reformların gerçekleşmesinin reel sektörde güveni artırarak yatırımları canlandırma potansiyeli taşıdığı belirtilerek Suriye sorunu kaynaklı jeopolitik risklerin daha da derinleşmesi, AB Merkez Bankasının miktarsal genişleme politikasının artırılması ile paritenin 1,05 seviyelerinin altına inmesi, çeşitli nedenlerle AB iç talebini beklenenin altında artması, net dış talebin büyümeye katkısını 0,5 puan kadar azaltabileceği bildirildi.

Temel olarak tahmin edilmiş yüzde 3.8 oranındaki 2016 yıllık GSYH artışının tahmin bandı +/- 0.5 puan olarak öngörüldüğü belirtilerek Çin ekonomisinde ani bir duruş veya Avrupa Bankacılık sektöründeki sorunların derinleşmesinin sonuçları ise, yukarıdaki tahmin bandının çok ötesinde olumsuz sonuçlar doğurabileceği öngörüldü.

Petrol fiyatlarının 30 doların altına kalıcı olarak inmesi durumunda ise petrol ihracatçısı ülkelerdeki kriz derinleşerek yeni bir yavaşlama evresine neden olabileceğinin belirtildiği raporda, büyümenin finansmanında ise düşen emtiya fiyatlarının getirdiği rahatlama, azalan ihracat gelirleri nedeniyle nispeten beklenenden az hissedildiği vurgulandı.

2016 yılında özellikle terör olayları ve Rusya kaynaklı gerginliklerin Turizm gelirleri üzerinde düşürücü etkileri olması beklendiğinden cari açıkta bozulma beklentisinin olduğu bildirildi.

Her durumda, yapısal reform-büyüme ilişkisinin 2016 yılında büyümeye önemli bir katkı sağlaması reform programının sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesine bağlandı. TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar biriminin çalışmaları yapısal reformların doğru önceliklendirilerek hayata geçirilmesi durumunda ise orta vadeli büyümenin, arz yönlü olarak, 1.0-2.0 puan kadar yukarı çıkabileceği belirtildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile