TÜSİAD Başkanı Bilecik, AA Finans Masası'na Konuk Oldu Açıklaması (1)

'Merkez Bankası'nda liyakat anlamında en ufak bir eksiklik olmadığını düşünüyoruz. Merkez Bankası'nın siyasi iklimden daha bağımsız, hatta bir miktar daha cesur olarak, bir miktar daha iletişimi bu anlamda yukarı alarak, daha politikalarında sıkı uygulaması gerekir. Eğer faizleri düşürmesi gerekiyorsa düşürmesi, artırması gerekiyorsa da artırması gerekir' 'Dövizin muazzam derecede yükselişi kadar inmesi de iş dünyası için iyi bir şey değil. Baktığınız zaman temel olarak iki göstergeyi paylaşmak isterim. Bunlardan bir tanesi tamamıyla konjonktürel, dış dünyadan kaynaklanan kısmı... Bir de içeriye bakmamız gerekir. İçeride de özellikle AB ülkeleriyle, Amerika'yla yaşanan gerilimler, bir anlamda dış politika tutumumuz da gerçekten döviz hareketinin artmasını sağlayan nedenler oldu' 'TÜSİAD olarak görüşümüz yüzde 8,5, hatta yüzde 9'lar bazında bir üçüncü çeyrek büyümesi ile buluşacağız diye düşünüyoruz' '2017'nin sonu itibarıyla büyüme tahmini ne olur diye baktığımız zaman, yüzde 6, hatta bir miktar üzerinde kapanan bir 2017 yılı olacak'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Merkez Bankası'nda liyakat anlamında en ufak bir eksiklik olmadığını belirterek, "Merkez Bankası'nın siyasi iklimden daha bağımsız, hatta bir miktar daha cesur olarak, bir miktar daha iletişimi bu anlamda yukarı alarak, daha politikalarını sıkı uygulaması gerekir. Eğer faizleri düşürmesi gerekiyorsa düşürmesi, artırması gerekiyorsa da artırması gerekir." dedi.

Erol Bilecik, AA'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği ve finans piyasası profesyonelleri ile buluştuğu platformu AA Finans Haberleri Terminali'nden (aafinans.com) canlı yayınlanan Finans Masası'na konuk oldu.

Son dönemde kurdaki dalgalanmaya yönelik değerlendirmelerde bulunan Bilecik, dövizin muazzam derecede yükselişi kadar inmesinin de iş dünyası için iyi bir şey olmadığını ifade etti.

Bilecik, dövizdeki dalgalanmanın iki temel göstergeden kaynaklandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bunlardan bir tanesi tamamıyla konjonktürel, dış dünyadan kaynaklanan kısmı... Bir de iç duruma da geleceğim. Öncelikle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faizleri artıran politikalara devam ediyor olması... Kendi kararları şüphesiz, 2018 yılında da bu karara devam edecek olmaları, nihayetinde yabancı sermayenin bir miktar gelişmekte olan ülkelerden, özellikle Amerika'ya, daha gelişmiş ülkelere doğru bir hız kazandığı dönem yaşıyoruz. Özellikle kur hareketi ve doların yukarıya doğru çıkmasının temel göstergelerinden biri bu...

Bir de içeriye bakmamız gerekir. İçeride de özellikle AB ülkeleriyle, Amerika'yla yaşanan gerilimler, bir anlamda dış politika tutumumuz da gerçekten döviz hareketinin artmasını sağlayan nedenler oldu. İş dünyasını gerçekten kökten etkileyen noktalar... Bugün tarihi bir şekilde baktığımız zaman, iş dünyasının çok önemli döviz cinsinden açık pozisyon diye tabir ettiğimiz dış borcu var, 210 milyar dolar civarında net... Bunların hepsi kur farkından etkilenen şeyler..."

- "Daha başarılı netice almamızı sağlayan bence enstrümanlar ortaya koyabilir"

Erol Bilecik, kurdaki dalgalanma karşısında Merkez Bankası'nın attığı adımlara ilişkin, "Biz bir kere Merkez Bankası'nda liyakat anlamında en ufak bir eksiklik olmadığını düşünüyoruz. Bu konuda yorumumuz çok net..." dedi.

Türkiye'nin de içinde bulunduğu birçok ülkede enflasyon hedefi bulunduğunu ve bu hedefe yönelik mekanizmalar geliştirildiğini ifade eden Bilecik, şunları söyledi:

"Bu konuda Merkez Bankası'nın elinde muazzam derecede teknik araç var. Teknik araçlar olarak hiçbir sıkıntı yok. Ama siyasi iklimden daha bağımsız, hatta bir miktar daha cesur olarak, bir miktar daha iletişimi bu anlamda yukarı alarak, daha politikalarında sıkı uygulaması gerekir. Eğer faizleri düşürmesi gerekiyorsa düşürmesi, artırması gerekiyorsa da artırması gerekir. Burada daha cesur bir iletişim metoduyla devam eder diye... Merkez Bankası eminiz gerek kurda yaşanan dalgalanmalarda, enflasyon, faiz gibi... Buralarda daha başarılı netice almamızı sağlayan bence enstrümanlar ortaya koyabilir. Ben bu konuda karamsar değilim."

- "2018'de enflasyonda tekrardan bir tek haneye düşüş bekliyoruz"

TÜSİAD Başkanı Bilecik, Türkiye'nin 2017 yılı büyüme performansına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, iş dünyası olarak büyüme rakamlarından memnuniyet duyduklarını dile getirdi.

Üçüncü çeyrekte, ilk yarıda açıklanan yüzde 5,1'in çok daha üzerinde bir büyüme neticesiyle karşılaşılacağı öngörüsünde bulunan Bilecik, "TÜSİAD olarak görüşümüz yüzde 8,5, hatta yüzde 9'lar bazında bir üçüncü çeyrek büyümesi ile buluşacağız diye düşünüyorum. Bu tabii bütün iş camiasını memnun eden bir sonuç olacak." dedi.

Bilecik, 2016'nın üçüncü çeyreğinde eksi 1,8'lik bir büyüme olduğunu, bu önemli baz etkisi ile normallerin çok daha üzerinde bir büyüme gerçekleştiğini aktararak, "2017'nin sonu itibarıyla büyüme tahmini ne olur diye baktığımız zaman, yüzde 6, hatta bir miktar üzerinde kapanan bir 2017 yılı olacak. Bu son derece olumlu. Bir de şunu söyleyebilirim; yılbaşına dönersek, birçok banka vesaire... Aşağı yukarı yüzde 2,5-3 bandında bir büyüme tahmininde bulunmuştu. Bu, gerçekleşecek olan yüzde 6 veya o civardaki rakamlarla iki misli tahminlerin çok daha üzerinde bir büyüme oldu. Bundan çok memnunuz." diye konuştu.

- "2018 büyüme tahminimiz yüzde 4 civarında"

Erol Bilecik, enflasyon ve cari açık konularına yönelik değerlendirmelerde bulunurken, şu görüşleri dile getirdi:

"Hayatı geriye doğru daha fazla anlarsınız, ileriye doğru da yaşarsınız. Ekonomide de aynı şey... Geriye doğru meseleleri iyi anlamazsak, ileriye doğru yaşamı kurarken de parametreleri yeteri kadar iyi oturtamayız diye düşünüyorum. Bizim 2018 büyüme tahminimiz yüzde 4 civarında. Cari açığın milli gelire oranının ise yüzde 5 civarında olacağını tahmin ediyoruz. Enflasyonda tekrardan bir tek haneye düşüş, yüzde 8,5-9 civarında olacağını düşünüyoruz. Dolara yönelik bir şey söylememiz mümkün değil. Orada gerçekten belki bir belki birden fazla denklemden bahsediyoruz ama bilinmeyenleri çok. Burada herhangi bir tahminimiz mümkün değil.

Şunun da altını çizmek isterim; geçmişte açıklanan Orta Vadeli Plan (OVP) rakamlarına baktığımız zaman hükümetimizin yüzde 5,5 civarında 2018 büyüme hedefi var. Ben yüzde 4 dedim. Burada birkaç tane noktayı işaretlemek isterim. Birincisi, yatırım iştahının yeteri kadar bir noktaya gelmediğini görüyoruz. Bu bizim tahminimizi biraz daha iyileştiren nedenler... Bir diğer önemli nokta da KGF gibi, vergi indirimleri gibi 2017'de önemli alternatif olarak, önemli enstrümanlar olarak devreye girmiş olan noktaların da 2018'de tekrarlanmayacağını düşünüyoruz. Aksine, hatta vergi artışı olma ihtimalini de satır aralarından okuyoruz. Bu nedenle de bizim kendi tahminimiz ile OVP tahmini arasında ayrışma olduğunu görüyoruz."

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile