Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği ( TÜSİAD ) , " Reel Sektörde İç Denetim Uygulamaları : Tespit ve Öneriler " başlıklı raporunu , bugün The Marmara Oteli ' nde düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna sundu .
TÜSİAD İç Denetim Alt Çalışma Grubu ' nun koordinatörlüğünde hazırlanan ve Doç . Dr . Şaban Uzay tarafından kaleme alınan çalışmada , Capital 500 listesinde yer alan şirketlerin iç denetim uygulamalarının standartlara uygunluğu konusu ele alınıyor . Raporda , iç denetime ilişkin mevcut uygulamalara yönelik tespitler ve geleceğe yönelik değerlendirmeler yer alıyor .
Raporda özetle şu bulgular yer alıyor : " 2008 yılında başlayan küresel finansal krizin nedenleri arasında denetim eksikliğinin önemli rolü olduğu kabul edilmektedir . Dolayısıyla , yasal düzenlemelerin de ötesinde , şirketlerin kendi içerisinde iyi yönetilmeleri ve denetlenmeleri şarttır . Henry Fayol tarafından 1916 yılında yayınlanmış olan ve bugün de yönetim bilimcilerin benimsemiş olduğu yönetimin temel fonksiyonları ; planlama , organizasyon , yöneltme , koordinasyon ve kontrolden oluşmaktadır . Kontrol ;
faaliyetlerin planlanan ölçüde yerine getirilip getirilmediğinin saptanması ve şayet var ise belirgin sapmaların giderilmesi için faaliyetlerin gözlendiği bir süreçtir . Zaman içinde şirket yapısı ve faaliyetlerinde meydana gelen değişiklikler , kontrolü profesyonel bir ekip tarafından belirli dönemlerde tekrarlanan bir süreç haline getirmiştir . Söz konusu sürecin izlenmesine ve etkinliğinin sağlanmasına yardımcı olan başlıca unsurlardan biri iç denetimin varlığıdır . Aslında iç denetim yönetimin bütün
fonksiyonlarının yerine getirilmesine katkı sağlar . İç denetim , bir şirketin faaliyetlerini geliştirmek ve ona değer katmak amacını güden bağımsız ve objektif bir güvence sağlama ve danışmanlık faaliyetidir . İç denetim , kurumun risk yönetimi , kontrol ve kurumsal yönetim süreçlerinin etkinliğini değerdirerek ve geliştirmeye yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek , kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur ( TÜSİAD , 2008 : 5 ) . İç denetim bulunduğu şirketin kurumsal yönetim süreçlerinin objektif
bir şekilde değerlendirilmesini sağlar ve kurumsal yönetim ilkelerine uyumun gerçekleştirilmesine yardımcı olur . İç denetim fonksiyonu ayrıca , gerçekleştirdiği denetimler ve katıldığı projeler çerçevesinde şirketin risk profilini ( varsa risk yönetim birimi ile birlikte ) çıkarır , maruz kalınan veya kalınması olası risklere karşı iç kontrol ve risk yönetim sistemlerini değerlendirir . Ekonomik kriz dönemlerinde iç denetçilerin şirkete önemli katkıları söz konusudur . Kriz yönetiminde yönetim kurulları ;
kararlarında etkili seçim yapabilmek için risk yönetiminin etkinliği ve iş süreçlerinin verimliliği açısından iç denetimden görüş almalıdır . Kriz dönemlerinde artan eleman çıkarma durumlarında , iç kontrol sisteminin temel yapı taşlarından biri olan " görevlerin ayrılığı ilkesinin " ihlal edilmemesi için iç denetim birimine danışılmalıdır . İç denetim , kriz dönemlerinde artış gösteren usulsüzlüklerin önlenmesinde ve ortaya çıkarılmasında da etkin bir rol üstlenir . Ülkemizde bankacılık başta olmak üzere mali
sektörde ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile kamu kurumlarında iç denetim yasal olarak zorunludur . Reel sektöre yönelik olarak 6762 sayılı TTK ' da " murakıplık " başlığı altında anonim şirketlerde denetime ilişkin düzenlemeler bulunmakla birlikte , bunlar günümüz modern denetim anlayışından oldukça uzaktır . Hâlbuki hâlihazırda TBMM gündeminde bulunan TTK Tasarısının hedeflediği kurumsal yönetim ilkelerine uyumda iç denetimin ciddi katkıları söz konusu olacaktır . 2000 ' li yılların başında
gelişmiş ülkelerde karşılaşılan önemli finansal skandallardan ( Enron , Worldcom gibi ) sonra , düzenleyici kurumların aldıkları tedbirlerin başında şirketlerde iç kontrol sisteminin güçlendirilmesi gelmektedir . Gelişmiş ülkelerde özellikle halka açık şirketlerin iç denetim birimi oluşturmaları önemle tavsiye edilmektedir . Ülkemizde reel sektörde iç denetime yönelik doğrudan bir düzenleme olmamakla birlikte uzun yıllardır , başta holding ve yabancı ortaklı şirketler olmak üzere iç denetimin öneminin farkına
varan yönetimler , organizasyon şemalarında iç denetim birimine yer vermektedir . Bu çalışma reel sektörün iç denetim uygulamalarının mevcut durumunun saptanması ve geleceğe yönelik değerlendirmelerin yapılması amacıyla gerçekleştirilmiştir . Çalışmada IIA tarafından Fortune 500 üzerinde gerçekleştirilen araştırmaya benzer şekilde , ülkemizde Capital 500 ' de yer alan şirketler üzerinde ankete dayanan bir araştırma yapılmıştır . Böylece Capital 500 kapsamında reel sektörde iç denetimin uygulama düzeyi saptanmış ,
ayrıca çalışma sonunda iç denetim fonksiyonunun daha etkin hale gelmesi için bazı öneri ve değerlendirmelerde bulunulmuştur .
Araştırmanın sonuçlarına göre reel sektörde iç denetim uygulamalarının düzeyi aşağıda özetleniyor : " Ankete cevap veren 108 şirketin , sektörel dağılımı ve çeşitliliği ana kütleyi oluşturan Capital 500 ' ü temsil etmektedir . Anket kapsamındaki şirketlerin yüzde 98 ' i A . Ş . olup , bu şirketlerin yaklaşık yarısı çok sayıda iştirake sahiptir . Çalışan sayısı ve yıllık ortalama satışlar bakımından büyük ölçekli şirketlere ulaşılmıştır . Ankete cevap veren şirketlerin yüzde 45 ' i halka açık olup , yüzde 63 ' ünün ömürleri
25 yılın üzerindedir . Ekonomik ömürleri uzun olan , halka açık ve yabancı iştirakleri bulunan şirketler ile organizasyon yapısında iç denetim birimi oluşturma arasında güçlü bir korelasyon bulunmaktadır . Şirketlerin en yaygın olarak uyguladıkları denetim türleri ; iç denetim , bağımsız denetim ve vergi amaçlı tasdik denetimidir . Şirketlerin yüzde 57 ' sinde denetim komitesi bulunmaktadır . Organizasyon yapısında iç denetim birimi bulunan şirketlerin oranı yüzde 72 iken , iç denetimin holding merkezince
gerçekleştirildiği şirketlerin oranı yüzde 28 ' dir . Şirketlerin yüzde 5 ' i iç denetim hizmetini dış kaynak kullanımı yoluyla sağlamaktadır . Şirketlerin yüzde 75 ' inde yazılı iş etiği kuralları bulunmaktadır . "
Anket kapsamındaki şirketlerden örgüt şemasında iç denetim birimi bulunan şirketlerin verdikleri cevaplardan ulaşılan tespitler ise şöyle sıralanıyor : " Şirketlerin yüzde 57 ' sinde iç denetim birimi en az 10 yıldır faaliyet göstermektedir . Şirketlerin yüzde 79 ' unda iç denetim yönetmeliği bulunmaktadır . Şirketlerin yüzde 62 ' sinde iç denetim rehberi bulunmaktadır . İç denetim birimleri işlevsel olarak organizasyon şemasında yüzde 60 oranında yönetim kurulu ve denetim komitesine bağlıdır . İç denetim raporları
yüzde 80 oranında genel müdüre gönderilmektedir . İç denetim birimleri idari olarak organizasyon şemasında yüzde 39 ile genel müdüre , yüzde 32 ile yönetim kurulu ve denetim komitesine bağlıdır . İç denetim biriminin performans değerlemesi yüzde 53 ile yönetim kurulu ve denetim komitesince gerçekleştirilmektedir . Şirketlerin yüzde 97 ' sinde düzenli olarak denetim planlaması yapılmaktadır . Planlamada yüzde 94 oranında risklere göre öncelik sıralaması esas alınmaktadır . Denetimin planlanması yüzde 47 oranında iç
denetim birimi ile üst yönetim tarafından birlikte gerçekleştirilmektedir . Şirketlerde yüzde 73 ile bir yıllık sürelerle planlama yapılması daha yaygın bir uygulamadır . Şirketlerin yüzde 61 ' inde bilgi sistemleri denetimi yapılmaktadır . Söz konusu şirketlerin yüzde 40 ' ında bilgi sistemleri denetimi dış kaynak kullanımı yoluyla gerçekleştirilmektedir . Şirketlerin denetim standartlarına uyma oranı kısmen cevabı ile birlikte yüzde 81 ' dir . İç denetim standartlarına uymama nedenlerinin başında , yasal bir
zorunluluk olmaması gelmektedir . Standartlara uyum maliyetlidir ve zaman almaktadır . İç denetçiler , üst yönetimlerin ; iç denetime tam destek verdiğini , iç denetim birimlerinin bağımsızlığına özen gösterdiklerini , bununla beraber iç denetçilerin meslek içi eğitimine önem verdiklerini ancak şirket çalışanlarının iç denetimi yeterince benimsemediklerini belirtmektedir . İç denetim birimlerinde çalışan sayıları bakımından en büyük grup yüzde 49 ile 1-3 arasında çalışan sayısına sahip iç denetim birimleridir . İç
denetim ekibinin yaş ortalaması yüzde 75 ile 25-35 yaş aralığındadır . İş yükü dağılımına bakıldığında iç denetçiler zamanlarının yüzde 57 ' sini güvence hizmetlerine ayırmaktadır . İç denetçilerin sahip oldukları sertifikalardan en yaygın olanları sırasıyla ; SMMM ruhsatı , CIA ve SPK lisansıdır . CIA belgesinin Türkiye ' deki sektörel dağılımına bakıldığında yüzde 54 oranında reel sektör şirketleri ve bağımsız denetim kurumlarında çalışanlar ilk sırada yer almaktadır . İç denetim birimlerinde çalışanlar ağırlıklı
olarak işletme , iktisat vb . alanlarda eğitim almışlardır . İkinci sırada ise mühendislik formasyonuna sahip olanlar gelmektedir . İç denetim birimlerinin eğitimi konusunda yararlandıkları en yaygın araç , mesleki yayınlardır . Şirketler yüzde 40 oranında denetim faaliyetlerinde excell , access gibi ofis uygulamalarını kullanmaktadır . Anket kapsamındaki şirketlerden örgüt şemasında iç denetim birimi bulunmayan şirketlerin verdikleri cevaplardan ulaşılan tespitler ise şöyledir : " Organizasyon şemasında iç denetim
birimi olmayan şirketler , bu duruma sebep olarak ilk sırada ; denetimin holding merkezi tarafından yapılıyor olmasını gösterirken , ikinci sırada iç denetim hizmetlerinin muhasebe , finans gibi birimlerce gerçeklenştiriliyor olmasını belirtmişlerdir . Organizasyon şemasında iç denetim birimi bulunmayan şirketlerin oranı yüzde 27 olup , bunlardan yakın gelecekte iç denetim birimi oluşturmayı düşünenlerin oranı yüzde 21 ' dir . Bu oranın düşük çıkmasının nedenleri ; söz konusu şirketlerin iç denetim hizmetini holding
merkezinden veya dış kaynak kullanımı yoluyla sağlamalarıdır . Anket kapsamındaki şirketlerden ( örgüt şemasında iç denetim birimi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ) verdikleri cevaplardan ulaşılan tespitler ise şöyledir : " Organizasyon şemasında iç denetim birimi olsun olmasın , şirketler ; iç denetimin bağımsız denetim uygulamalarını olumlu yönde etkilediğini , iç denetimin reel sektörde faaliyet gösteren şirketlerde yasal olarak zorunlu hale getirilmesi konusunda TTK Tasarısı ' nın bir fırsat olduğunu
belirtmişlerdir . Reel sektörde iç denetimi zorunlu kılan yasal bir düzenleme olmaması , şirketlerin genellikle aile şirketi olması ve üst düzey yöneticiler ile şirket sahiplerinde iç denetim konusunda yeterli bilincin oluşmamış olması , ülkemiz genelinde iç denetimin gelişmesini engelleyen başlıca faktörlerdir . "
Araştırma sonuçları ile IIA ' in benzer nitelikteki araştırması karşılaştırıldığında ulaşılan tespitler ise şöyle : " a ) Ülkemizde iç denetim birimi işlevsel olarak yüzde 60 oranında yönetim kurulu ve denetim komitesine bağlı iken , bu oran IIA araştırmasında yüzde 92 ' dir . Ülkemizde iç denetim birimi idari olarak yüzde 39 oranında genel müdüre bağlı iken , IIA araştırmasında en yüksek oran yüzde 60 ile CFO olmuştur . b ) Her iki araştırma sonucunda da iç denetçilerin en yaygın sahip oldukları sertifikalar
sırasıyla ; Muhasebecilik ( SMMM ) ile Uluslararası İç Denetçilik ( CIA ) ' dır . Gelişmiş ülkelerde iç denetçilerin sahip oldukları sertifika çeşidinin daha çok olduğu görülmüştür . c ) İç denetçiler iş yükleri açısından karşılaştırıldığında ; ülkemizde iç denetçilerin güvence hizmetlerine ( faaliyet , uygunluk , finansal ve bilgi sistemleri denetimi gibi ) ayırdıkları zaman yüzde 57 iken , IIA araştırmasında bu oran yüzde 75 olmuştur . d ) Ülkemizde denetimin planlanmasının yılda bir kez yapılması yüzde 72 oranında
iken , IIA araştırmasında bu oran yüzde 96 ' dır . Araştırma sonucunda reel sektörde iç denetimin geleceğinin daha etkin hale gelmesi için yapılan değerlendirme ve öneriler ise aşağıda üç grup halinde özetlenmiştir . Bunlar : A ) Şirket Yöneticilerine ve Hissedarlarına Yönelik Öneriler : Kurumsal yönetim ilkelerine uyumda iç denetimin önemli bir rolü bulunmaktadır . Kurumsallaşma ve halka açılmanın teşvik edildiği bu dönemde iç denetimin rolü daha belirgin hale gelecektir . Kurumsallaşma ve sürdürebilirliğin önemini
artırmakta ve bu nedenle iç denetime olan ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır . Şirketlerde etkin risk yönetimi ve iç kontrol sisteminin oluşturulmasında iç denetim fonksiyonunun rolü önemlidir . Ekonomik kriz dönemlerinde iç denetimin rolü artmaktadır . İç denetçilerin bağımsızlığı , iç denetimden beklenenlerin yerine getirilmesi açısından önemlidir . İç denetim , denetim komitesi yanında bağımsız denetime de yardımcı olur . İş etiği kurallarının uygulanmasında iç denetimin önemli bir rolü vardır . UFRS ' ye geçiş
sürecinde iç denetçiler önemli bir rol üstlenmektedir . Şirketler bilgi sistemleri denetimine gereken önemi vermelidir . İç denetim fonksiyonu KOBİ ölçeğinde dış kaynak kullanımı yoluyla da sağlanabilir . B ) Düzenleyici Kurumlara Yönelik Öneriler :
Türk Ticaret Kanunu Tasarısı iç denetimin gelişimi ve etkinliği açısından bir fırsat olarak görülmelidir . Büyük ölçekli şirketlerde ve halka açık şirketlerde iç denetim yasal olarak zorunlu olmalıdır . C ) Diğer Öneriler : İç denetim disiplinler arası bir meslek olup , kariyer fırsatları içermektedir . İç denetimin şirket sahipleri ve çalışanlardan başlayarak daha geniş kesimlere tanıtımına önem verilmelidir . Uluslararası iç denetim standartlarına ( UİDS ) uyum düzeyi artırılmaya çalışılmalıdır . Reel sektörde
faaliyet gösteren belirli büyüklükteki şirketler , iç denetimle ilgili yasal düzenlemeleri beklemeden , iç denetimin başarılı ve katma değer yaratan sonuçlarından yararlanmak için organizasyon bünyelerinde iç denetim birimini oluşturmalıdır . Gelecekte denetimsizlikten kaynaklanan ekonomik krizlerin , hileli finansal raporların , çalışanların karıştığı usulsüzlüklerin yaşanmaması ve kaynakların verimli kullanılması için hem ülke düzeyinde hem de şirket düzeyinde denetime gereken önem verilmelidir . "
( YC-YC-E )
Tüsiad, İç Denetim İle İlgili Raporunu Kamuoyuna Sundu
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), "Reel Sektörde İç Denetim Uygulamaları: Tespit ve Öneriler" başlıklı raporunu, bugün The Marmara Oteli'nde düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna sundu