Son döneme baktığımızda bunun bütün avantajlarını gördük. Önümüze bakmamız lazım. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri diğer seçimler var diye telaşa da hiç kapılmamak lazım" dedi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu'nun katılımıyla Sheraton Otel'de gerçekleştirildi.
Türk ekonomisinin ana motorunun iş adamları olduğuna işaret eden Gül, "Türk ekonomisinin ana motoru sizlersiniz, özel sektördür. Bunu 1980'den sonra başlayan köklü değişiklerle gerçekleştirdik. Bir taraftan siyasi bir taraftan ekonomik krizler yaşandıysa da trend bugün daima özel sektörü öne çıkartan Türkiye'de demokrasiyi güçlendiren şekilde devam etmiştir. Geçmişi en bilen şüphesiz iş adamlarıdır. İş adamları eli taşın altında olanlardır, çalışanlara ay sonu geldiğinde ödeyeceksiniz. Türkiye'nin yüksek enflasyonlu yüksek faizli dönemlerinde bir gecede borçlarının arttığı zenginleştiği dönemi yaşamışsınızdır. Onun için daha hassas davranıyorsunuz ama birçok krizlerden çıkarak da Türkiye bugün dersini alarak devam ediyor. Başta 2001 krizi olmak üzere tarihimizin en acı krizini yaşadık ama ondan sonra aldığımız derslerle finans, kamu sektörünü bütün bunların yeniden yapılandırıp, reformlarla Türkiye'yi yenilemeye başladık. İstihdamla Avrupa ile mukayese ettiğimizde çok da iyi duruma geldik. Bütün bunlar köklü reformlarla gerçekleşti" dedi.
Türkiye'nin 2009'daki büyük küresel finans krizinde yine en az zararla çıkan ülke haline geldiğini söyleyen Gül, "Yurt dışından Türkiye'ye gelen yatırımlar sene sonunda bakıyorlardı kazandık mı kaybettik mi derken birden bire sermayesi inmiş bunu görüyorlardı. İstişare toplantılarında yapacağınız değerlendirmeler, önerileriniz, tespitleriniz bütün yöneticiler tarafından başta ekonomi yönetimi tarafından ciddi bir şekilde değerlendirilecektir. Bu tip öneriler söz konusu olduğunda, önerilerinizde yapıcı öneriler gerçekleştirilirse, uygulamacılar da o kadar çok buna önem gösterecektir. Bugün Türkiye'de tartışılan çeşitli düşünceler, kanaatler var ama bunların hepsinin bazı olumsuzluklarını görüyorum. Bunların geçici olduğunu da bilmemiz gerekir. Türkiye böyle bir trendi yakaladıktan sonra yolu daha yükseklere çıkmaktır. Yapılan reformlar, kararlı uygulamalar neticesinde bugün üst orta gelirli bir ülkeyiz. Niyetimiz böyle devam etmek değil. Hepimizin hedefi daha yüksek gelirli bir ülke haline gelmek. Önümüzdeki büyük mesele bu. Bunu nasıl gerçekleştireceğiz. 10. beş yıllık kalkınma planına baktığınızda her şey acık seçik ortaya konmuş vaziyette" ifadelerini kullandı.
Gül, "Tabii yüksek demokratik standartlar dediğimizde hukuk standartlarının yüksekliği, hukukun uygulanmasındaki şeffaflık ve hukukun verdiği güvence. Bizim daha ileri gidebilmemiz için bütün bunları çok daha güçlendirmemiz gerekir. Devlet sistemi içinde ayrı oluşumlar kesinlikle söz konusu olamaz. Türkiye'nin şeffaflaşması, hukukun eşit uygulanması, Türkiye'nin yüksek gelirli ülke olma yolundaki en önemli sınavlarıdır. AB'ye Türkiye sadece AB'ye üye olmak için girmek istemiyor ki. Müzakere sürecindeki bütün fasılları yerine getirmemiz gerekir" diye konuştu.
Yüksek gelirli bir ülke olmak için eğitimin önem verilmesi gereken birinci alan olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Nitelik ve kalite açısından bütün bunları konuşmaya başladığımızda hala çok büyük sorun ve problemlerin olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin enerjisini boşa kaybetmememiz gerekir. Avrupa'da sıkıntılar varken, Türkiye'nin bunu değerlendirmesi için tarihi bir fırsat çıkmıştı önümüze. Bu yine özel sektörle olacaktır çünkü Türk ekonomisinin lokomotifi özel sektördür. Özel sektör ihracat yapmaktadır. Belli hacmin üzerindeki firmalarımız kamu firması gibi sahiplenilir ve hepimizin başarılı olmasına hepimiz çok özen gösteririz. Moral ve motivasyon sadece iş dünyasında değil, her alanda önemlidir. Türkiye seçim döneminden geçti. Seçim döneminin ne kadar sert olduğunu ve biraz gergin olduğunu yaşadık. Şunu unutmayın, Türk siyasi geleneği maalesef böyle. 1950'den beri baktığınızda geriye bakarsanız en parlak dönemlerde bile siyaset geleneğimizin yeri geldiğinde kadar sert olduğunu görüyoruz. Tabii ki gelişmiş demokrasilerde, daha yüksek gelirli ülkelerde bu gelenek değişiyor, inanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bunlar da değişecektir ama bunlar iş aleminin ve sizin moralini bozmaması gerekir. Şunun kıymetini herkesin bilmesi lazım. İstikrar, güven ortamı ancak büyümeyi gerçekleştirir. İstikrar ve güven ortamı varsa köklü reformlar yapılabilir ve önemli adımlar atılabilir. Son döneme baktığımızda bunun bütün avantajlarını gördük. Biz, önümüze bakmamız lazım. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimleri diğer seçimler var diye telaşa da hiç kapılmamak lazım. Nihayette her şey kuralına göre belli. Mahalli seçimler yapıldı büyük katılımın olduğunu gördük. Çeşitli itirazlar söz konusu oldu, itiraz mekanizmaları çalıştı, hala çalışanlar da var. Halkın da ne kadar çok sahiplendiğini görüyoruz. Önemli olan kurallarda belirsizliğin olması. Daha önce yaşadığımız belirsizlikler gelir düzenlemeleri getirdi. Onun için herkesin işine ve gücüne bakması gerekir" dedi.
İş aleminin başarısının hükümetin, Türkiye'nin ve devletin başarısı olduğunu anlatan Gül, "Şu kadar istihdam yarattık denilirken bu kamudakilerin çokluğuyla sağlanamaz ki. Ne kadar sizler başarılı olursanız Türkiye'nin ekonomik göstergelerindeki olumlu göstergeler de o kadar gelişir. Sizler moralinizi bozmayın, herkes işine gücüne koyulsun. Konjonktür gereği tabii tartışmalar olur. Tartışmalar olacaktır ama önemli olan tartışmaların kırcı, dışlayıcı olmaması. Kutuplaşmamamız. Ben Türkiye'nin geleceğinin parlaklığından hiçbir zaman şüphe etmiyorum. Hepimiz yeri geldiğinde düşüncelerimizi ifade edeceğiz. Türkiye'nin AB konularına TÜSİAD'ın ne kadar sahip çıktığını yakından bilen bir kişiyim. O bakımdan hepinizi tebrik ederim çünkü bütün yeri geldiğinde bütün Türkiye'nin meseleleriyle ilgileniyorsunuz" şeklinde konuştu.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz ise 30 Mart yerel seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçileceğini ardından da genel seçimlerin geleceğini belirtti.
Son dönemde yaşanan gelişmelere işaret eden Yılmaz, "Önümüzdeki dönemi de böyle geçirirsek demokrasimizi geliştirme noktasında toplumca mecalimiz kalmayacak noktasındayım" diye konuştu.
Yargı kurumunun toplumun mutlak güvenine sahip olarak çalışmasının şart olduğuna anlatan Yılmaz, daha katılımcı sistemlerin oluşturulması için yoğun çabaların sarf edildiğini ifade etti.
Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Yücaoğlu da, "Devlet içinde devlet görüntülerine karşı mücadele kaçınılmaz. Ama bu mücadele yargı süreçlerini aksatmadan objektif kriterlerle yapılmalıdır" dedi
Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "İstikrar ve güven ortamı varsa köklü reformlar yapılabilir ve önemli adımlar atılabilir.