Arslan, CHP'li İnce'ye cevap verdi

Deniz Feneri e.V soruşturmasıya ilgili ifade veren Uğur Arslan, hakkında yapılan haber ve iddialara 'iftira' dedi. Arslan, CHP'li İnce'ye cevap verdi, yaşadıklarını anlattı

Deniz Feneri e.V soruşturması kapsamında Ankara'da ifadesine başvurulan Türkiye'deki Deniz Feneri derneğinin kurucu genel başkanı sanatçı Uğur Arslan hakkında ortaya atılan iddialara cevap verdi. 4 gün boyunca savcılara ifade veren ve dün mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakılan Uğur Arslan, bazı gazetelerde çıkan Kanal 7 televizyonuna dava açacağı şeklindeki iddiaları kesin bir dille yalanladı. Arslan, Ankara'ya ifade vermeye giderken havaalanında hayranlarıyla fotoğraf çektirmesini eleştiren CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'ye de cevap verdi. Haber 7'ye konuşan Arslan, "Benim adaletim er tecelli etti, adaletin er-geç tecelli etmesini bekleyen herkesin Allah yardımcısı olsun…" diye konuştu. Uğur Arslan şunları kaydetti:

SUÇSUZ OLDUĞUNUZU BİLMENİZ YETELİ DEĞİL

Son dönemlerde açılan Denizfeneri E.V dosyasıyla ilgili süreç ve geçtiğimiz hafta konuyla ilgili ifademi almak için gözaltı yapılıp 4 gün nezaret hanede bekletilmem, ne yazık ki 15 yıllık televizyonculuk kariyerin üzerine kara bir leke gibi çöreklenmiştir. Ne fayda ki bu dünyada suçsuz olduğunuzu ve hiçbir suça karışmadığınızı sadece sizin bilmeniz yeterli olmuyor, bunun adalet mekanizmasıyla onaylanıp medyada ilan edilmesi gerekiyor…

SERBEST BIRAKILMAM EN BÜYÜK DELİL

Dün dört günlük gözaltı sürecinden sonra ifademi alan savcılar tarafından hakkımda herhangi bir işlem uygulanmadan serbest bırakılmam konuyla ilgili suçsuzluğumu ve temizliğimi destekleyen en büyük delil olmuştur… Yarından itibaren televizyonculuk ve sanat hayatıma gönlüm daha rahat ve temiz bir sayfayla devam edecek olmam bana ve sevenlerime büyük mutluluk vermektedir… Nezarethanede beklediğim 4 günlük süre içersinde hakkımda gerçekle ilgisi olmayan ve kamuoyunu yanıltmaya ve imajımı zedelemeye yönelik birçok haberden ancak serbest bırakıldıktan sonra haberim oldu…

KANAL 7 İLE HİÇ BİR HUSUMETİM YOK

Bazı gazetelerde; 12 yıl, Deniz Feneri de dahil farklı TV programlarıyla ekranında kendime yer bulduğum Kanal 7 TV'ye dava açacağım haberleri; tamamen gerçek dışıdır. Kanal 7 ile aramda mahkemeye taşınabilecek herhangi bir husumet yoktur…

MUHARREM İNCE YERİMDE OLSAYDI…

Düşenin dostu olmazmış derler… Aksine ben bu süreç içinde ne kadar fazla dostum ve ardımda milyonlarca duanın olduğunu bizzat müşahede ettim… Fakat bazı kişiler nezarette olduğum ve hiçbir cevap verme imkanım olmadığını bildiği halde arkamdan atıp tutmuşlar. Mesela CHP Grup Başkanvekili Sayın Muharrem İnce benim için "Güle oynaya sanki Karayiplere tatile gidiyor" demiş. Evet Ankara'ya ifadeye giderken gayet huzurlu, gönül rahatlığıyla, güler yüzlü ve kendimden emin bir şekilde gittim. Ve savcılıkta serbest kalıp dışarı çıktığım gün karşımda ve telefonlarda mutluluk gözyaşları olan insanları görmek ve duymak beni de çok duygulandırdı.

EŞLERİ BİLE SİTEM ETMİŞ

Bütün bu sinir bozucu ve gergin süreçte beni gülümseten güç veren şeyler de oldu. Nezarethanede kaldığım sürece özelikle Ankara Organize Suçlar Şube Müdürü Sayın Şamil Bey ve o birim de bulunan birçok memur arkadaşın anneleri, eşleri çocukları veya çeşitli akrabaları kendilerine; "neden Uğur Arslan'ı aldınız, ayıp değil mi, o çocuğun ne günahı var!" diye sitem edip baskı yapmışlar. Memur arkadaşlarsa bu durumun kendileriyle ilgili bir şey olmadığını ve her şeyin savcılık talimatıyla yürüdüğünü ailelerine izah etmekte zorluk çekmiş. Bu ve bunun gibi dolaylı yollarla bana ulaşan sevgi ve dualar bana büyük güç verdi. Bana bu gücü veren herkesten Allah razı olsun…

NEZARETTE ORUÇ RUHUMU BESLEDİ

4 metrekarelik nezarethanede geçirdiğim 4 Ramazan günü, oradaki iftar ile sahurlar ve tuttuğum oruç, şair ruhumu daha çok besledi. Cesur bir tebessümle başladığım ve sevgi gözyaşlarıyla döndüğüm bu dört günlük süreç beni çok daha fazla güçlendirdi… Benim adaletim er tecelli etti, adaletin er-geç tecelli etmesini bekleyen herkesin Allah yardımcısı olsun…

GÜLEREK GİTTİM AĞLAYARAK ÇIKTIM

Gözyaşlarıma hakim olamadım. Yani ben Ankara'ya gülerek gittim, ağlayarak çıktım. Herhalde yerimde Sayın Muharrem İnce olsaydı tam tersini yapacaktı. Ağlayarak gidip, gülerek çıkacaktı… Bu konuyla ilgili söyleyeceğim söz şudur; Delikanlı adam ölümün bile üzerine gülümseyerek gider. Ve sadece sevdiklerine tekrar kavuşabilmenin mutluluğudur O nu ağlatabilen…