Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım , bugünkü mevcut Anayasa ' nın miadının dolduğunu ve Türkiye ' de bir açılıma , yeni bir yargı reformuna ihtiyaç duyulduğunu söyledi . Türkiye ' de kurumların dayatmasıyla değişimin olamayacağını , geçmişin de bunun acı örnekleriyle dolu olduğunu hatırlatan Yıldırım , hiçbir kişi ya da kuruluşun kendisini milletin iradesinin üzerinde göremeyeceğini , milletin buna izin vermediği gibi bundan sonra da vermeyeceğini kaydetti .
Bakan Yıldırım , bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere geldiği Mersin ' de , partisi tarafından Suphi Öner Öğretmenevi ' nde gerçekleştirilen ' İl Danışma Meclisi ' ne katıldı . TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül , AK Parti Mersin milletvekilleri Kürşad Tüzmen , Ali Er ve Ömer İnan ' ın yanı sıra çok sayıda partilinin katıldığı oturumda konuşan Yıldırım , ' Anayasa Değişiklik Paketi ' ve ' Sözde Ermeni Soykırımı İddiaları ' ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu .
Ticaret ve ulaştırmanın bir bütünün birbirinden ayrılmaz iki eşit parçası olduğunu ifade eden Yıldırım , ticaret hacminin artırılmasının da ulaştırma altyapısının geliştirilmesine bağlı olduğunu vurguladı . Türkiye ' nin 2003 yılındaki toplam ihracatı 30 milyar dolarken , bu rakamın 7 yıllık bir zaman diliminin ardından 130 milyar doların üzerine çıkartıldığına işaret eden Yıldırım , söz konusu başarının en önemli mimarlarınden birinin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunun altını çizdi . Geçmişte
komşularıyla sorunlar yaşayan Türkiye ' nin bugün söz konusu sorunları aşıp , komşu ve çevre ülkelerle olan ticari ilişkilerini geliştirdiğini anlatan Yıldırım , bunun yanında serbest ticaret anlaşmaları ve karşılıklı vizelerin kaldırılması gibi hamlelerin de yapıldığını dile getirdi .
Mersin ' in , Türkiye ' nin bir mozaiği olduğuna işaret eden Yıldırım , " Biz , bugüne kadar kafatasçı ve ırkçı bir mantıkla olaylara bakmadık ve bakmayacağız da . Bunlar bize ancak zaman kaybettirir . Bizi birbirimize bağlayan ve birleştiren , gölgesinde hayat bulduğumuz ay-yıldızlığı bayrağımızdır . Hiç kimse milli duygularımızı , dini duygularımızı istismar etmesin . Bundan kendisine ticari bir alan oluşturmasın . Bunları yaparsanız işte o zaman Mersin ' in gerçek sorunlarını göremezsiniz . Mersin ' in hizmetlerini
geçiktirir , geleceğini karartırsınız . Bunun yapmaya hiç kimsenin hakkı yok . Buna da asla izin vermeyiz . Sloganlarla , hamasi söylemlerle Mersin ' e ve Türkiye ' ye verebileceğiniz hiçbir şey yok . Biz yaptıklarımızla konuşuyoruz " dedi .
" TÜRKİYE TARİHİNİN EN GÜÇLÜ , EN DİNAMİK VE EN İSTİKRARLI DÖNEMİNDE "
Türkiye ' nin büyük bir değişim sürecini yaşadığını kaydeden Bakan Yıldırım , bu sürecin de yeni olmadığını ve ülkenin 6 yıldan bu yana muazzam bir değişim yaşadığını ifade ederek , bu süreci okuyanlar olduğu gibi okuyamayanların da olduğunu , bunun da doğal olduğunu savundu . Binali Yıldırım , " Bunlar olacak . Çünkü değişimler , hemen olan şeyler değildir . Değişimi görmeyenlerse buna karşı olanlardır . Türkiye , kendi içine kapanmasından , dünyayla olan ilişkilerinin kesilmesinden hala medet uman bazı kesimlerin
olduğu da bir gerçektir . Türkiye ' nin daha fazla demokratikleşmesinden , kalkınmasından , insanlarımızın hak ve özgürlükleri önündeki engellerin kaldırılmasından endişe eden ve tüm bunlara karşı direnenler de olabilir . Oysa artık Türkiye , kuruluş dönemindeki Türkiye değil . 1970 ' lerin , 1980 ' lerin ya da 1990 ' lı yılların Türkiye ' si de değil . Bugün Türkiye hem gelişmişlik , hem de zihniyet açsından tarihinin en güçlü , en dinamik ve en istikrarlı dönemini yaşıyor . Bundan siyasetçilerin pay çıkarmaya asla ama asla
hakkı yoktur " diye konuştu . Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ' ün ; ' Egemenlik , kayıtsız şartsız millete aittir ' sözünü de hatırlatan Yıldırım , Atatürk ' ün sözünü hayati bir ilke olarak benimsediklerini ve bu yönde çalışmalarda bulunduklarını dile getirdi .
" HİÇBİR KİŞİ YA DA KURUM KENDİSİNİ MİLLETİN ÜZERİNDE GÖREMEZ "
Hiçbir kişi ya da kurumun , kendisini milletin iradesi üzerinde görmesini ve bir görüşü dayatmasını da halkın hiçbir zaman izin vermediğini ve bundan sonra da vermeyeceğinin altını çizen Yıldırım , geçmişte olduğu şapkalarını alıp gitmediklerini aksine ; ' Millete daha iyi nasıl hizmet edebiliriz , nasıl muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartırız? ' sorularına yanıt vermeye çalıştıklarını ve bu alanda hizmet üretmenin çabası içinde olduklarını söyledi . Dünyanın hiçbir yerinde değişimin kurumların
dayatmasıyla olmadığına dikkat çeken Yıldırım , değişimin kurumların katkı ve katılımıyla sağlanabileceğini , dayatmanınsa insan tabiatını aykırı olduğunu ifade etti . Türkiye ' de değişimin kurumlar aracılığıyla yapılmasının mümkün olmadığını hatırlatan Yıldırım , geçmişteki deneyimlerinse istenilen sonuçları doğurmadığını anlattı .
Cumhuriyet ' in kuruluşundan bu yana Anayasa ' da belirli dönemlerde değişiklik ve düzenlemelerin yapılmasına karşın , bugün hala Anayasa değişikliği konusunun gündemde olduğunu kaydeden Yıldırım , konuşmasını şöyle sürdürdü ; " Konuşuyoruz çünkü ; bu anayasayı birileri hazırladı ve milletin önüne koydu . Anayasa , devletin kurumlarıyla vatandaş arasındaki sözleşmedir . Vatandaşın , hak ve ödevleriyle birlikte devletin görev ve sorumluluklarının neler olduğunu anayasa belirler . Bu nedenle de tüm bu birimlerin ,
birbirleriyle uyumlu çalışması gerekir . Ama bizde unutulan bir şey var . Bizde unutulan nedir? Vatandaş devlet için hızır ve nazır olacak . Devletin emrinde olacak . Geleneksel yönetim anlayışı budur . Ama biz AK Parti olarak biz bu ezberi de bozduk ve dedik ki ; ' İnsanı yücelt ki devlet de yücelsin . ' İnsanı merkeze koyan ve insanın etrafında kurumların yönetimlerini ve devleti oluşturan bir anlayış yönetim anlayışıdır . Öznesi millet olmayan , milletin var olmadığı bir anlayışla anayasa yaparsan olacağı budur .
İşte diyoruz ki , bunun miladı dolmuştur . Milleti esas alan ve milleti merkeze koyan , milletin ihtiyaçlarını dikkate alan bir Anayasa ' yı Türkiye şu anda hak etmiştir . "
" TÜRKİYE ' NİN BİR AÇILIMA YENİ BİR YARGI REFORMUNA İHTİYACI VAR "
Bugün Türkiye ' nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ' nde ( AİHM ) ' en fazla suçu olan ülke ' konumuna getirilmesine hiç kimsenin hakkı olmadığını vurgulayan Binali Yıldırım , Türkiye ' nin Rusya ' dan sonra AİHM ' de en çok dava dosyası olan ülke olduğunu , alınan kararlar bazındaysa en fazla hüküm giyen ülkeler listesindeyse ilk sırada yer aldığını anlattı . Türkiye aleyhine AİHM ' de açılan yaklaşık 13 bin dava olduğu bilgisini veren Bakan Yıldırım , " Eğer mevcut adalet sistemimiz bu kadar mükemmel çalışıyor , sistemimiz
bu kadar iyiyise bu tablo ne peki? Ortada bir yanlış var . Yanlış olansa kurumların ve bu kurumlarda görev yapan insanların işlerini yerine getirirken ; bağlı oldukları kural ve hükümlere , hukuk yorumlarına göre çalışmayıp keyfi olarak karar vermeleridir . Yanlış olan budur ve bunun bilinmesi gerekir " dedi .
Hukukun bağımsız ve tarafsız olmasının yanında hukukçuların da hukuk metinlerine göre karar vermesi gerektiğini belirten Yıldırım , hukukun siyaset alanına , siyasetin de hukuk alanına girmesi ve her ikisinin de birbirinin yetki alanını tecavüz etmesi halinde de o ülkede birlik ve düzenin olamayacağını savundu . Bakan Yıldırım , bu durumun yaşanması halindeyse hukukun temelden zarar göreceğini ve bunun da çok iyi bilinmesi uyarısında bulunarak , Türkiye ' nin bir açılıma ve yeni bir yargı reformuna ihtiyaç
duyduğunu söyledi . Bu durumun herkes tarafından dile getirilmesine karşın somut adım atılmadığını ifade eden Yıldırım , " İşte tam da bu noktada AK Parti bir inisiyatif ortaya koyduğunda da ; ' Aman biz bütün siyasi ticaretimizi kaybederiz . Ne yapalım? Karşı çıkalım . Karşı çıkıp da başarılı olamazsak , o zaman hemen bir alternatif sunalım ' diye telaşa kapılıyorlar . Buyurun alternatifinizi ortaya koyun ve biz de bunun üzerinde konuşalım . Sunduğunuz önerilere karşı çıkacak halimiz yok . Biz bu işi yapmak istiyoruz .
Söylemlerle zaman kaybetmek istemiyoruz . Türkiye ' nin ve ülke insanının ihtiyaçlarını karşılamak istiyoruz " diye konuştu .
ÇUKUROVA BÖLGESEL HAVAALANI İLE İLGİLİ KAMULAŞTIRMA KARARI RESMİ GAZETEDE YAYINLANDI
Bakan Yıldırım , Mersinlilerin uzun süredir merakla beklediği Çukurova Bölgesel Havaalanı ile ilgili de açıklamalarda bulunarak , Tarsus ilçesi yakınlarında havaalanının yapılacağı yerin acilen kamulaştırılması işlemi için Bakanlar Kurulu ' ndan geçen kararın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak , Resmi Gazete ' nin bugünkü sayısında yayınlandığını ve yürürlüğe girdiğini söyledi . Yıldırım , " Adana Havaalanı aynı zamanda Mersin Havaalanı özelliğine sahip . 2002 yılında trafik sayısı 9 bin 400 ' dü , 2009
yılında 26 bin 400 ' e çıktı . 2002 yılında yolcu sayısı sadece 26 bin idi , şu anda 2 , 5 milyona çıktı . Uçuş noktası 2 ' den 5 ' e yükseldi . Başlangıçta 5 milyon , uzun vadede 50 milyon yolcu kapasiteli Türkiye ' nin en büyük üç bölgesel havaalanından birini Mersin ' e layık gördük , yerini belirledik , bununla ilgili Bakanlar Kurulu kararını çıkardık , bu sene temelini atıyoruz " dedi .
( SNK-HK-EA-Y )
Ulaştırma Bakanı Yıldırım Mersin'de (2)
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bugünkü mevcut Anayasa'nın miadının dolduğunu ve Türkiye'de bir açılıma, yeni bir yargı reformuna ihtiyaç duyulduğunu söyledi