Yıldırım, Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde düzenlenen Karayolları 62. Bölge Müdürleri Toplantısı'nda, geçen yılı değerlendireceklerini, bu yıl yapılacak ve yapılması öngörülen işlerin tartışılacağını belirtti.
Yapılan işlerin birlikte çalışma, özel sektör ve kamunun birlikte iş yapma alışkanlığının gelişmesiyle mümkün olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
''Eskiden Türkiye dünyaya kapalı bir ülkeydi. Her şeyini kendisi yapmaya çalışırdı. Ölçek ekonomisi, zaman maliyeti dikkate alınmadan yapılan bu işler ülkeye çok büyük bedellere mal olduğu gibi insanların ihtiyacını zamanında karşılamayan ülke görüntüsü vermesine neden oluyordu. Ama özellikle son 10 yılda Türkiye, milletimizin destek ve duaları ile sağlanan güven ve istikrar ile her alanda çok önemli projeleri, mesafeleri almayı başardı. Her alanda geçmişten gelen sorunlarını azaltan bir ülke haline geldi.''
Bakanlıklarının son 10 yılda gerçekleştirdiği yatırımların parasal tutarının 123 milyar lira olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
''Bunun dağılımına bakıldığında, yüzde 72'sinin sadece karayollarına harcandığını görürüz. Bu da karayollarına hükümetimizin ne kadar büyük önem verdiğini gösteren en önemli delildir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, 'yol olsun, tekerlek dönsün' anlayışı ile yol yapılırken bugün kaliteli, sürüş konforu azami ölçüde sağlanmış yol yapımı Karayolları'nın en önemli önceliği haline geldi. Çünkü insanımız bunu istiyor. İnsanlar dünyanın her yerine gidip yapılan işleri, yolların kalitesini görüyor, kendi ülkesinde de böyle güzel yolların yapılmasını istiyor.''
Yapılanların son 10 yılda Türkiye'de sağlanan güven ve istikrarın somut bir sonucu olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Ama bütün bunların ötesinde bu işin asıl sebebi sayın Başbakanımızdır, Recep Tayyip Erdoğan'ın yılmak, usanmak bilmeyen iradesidir. Memleket sevdasının bir sonucudur. Bu toplantının Rize'de yapılıyor olması, bizim açımızdan farklı bir önem ve anlam da taşımaktadır'' dedi
-''Karayolu ağırlıklı taşımacılık diğer türlere yayılacak''-
Bakan Yıldırım, 2002 yılı sonunda göreve başladıklarında yolcu taşımacılığında yüzde 94, yük taşımacılığında ise yüzde 92 oranında karayollarına bağımlı bir yapının olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
''Bu, şu anlama geliyor. Türkiye yurt içi taşımalarında tek modlu ulaşıma mahkum olmuş, karayolu ağırlıklı bir ulaşım alt yapısını kabullenmiş bir ülke konumunda idi. Buraya nasıl geldik- En az yarım asırlık ihmal ve yanlış politikalar, ulaşımda bütünlüğün, türlerin birlikte kullanılma alışkanlığının terk edilmesiyle buraya geldik. 10 yılda 2 şey yaptık. Bunlardan birisi oturduk ilk başta 'Türkiye bu şekilde yoluna devam edemez' dedik. Denizyolu, demiryolu alt yapısı var, havacılığın gelişme kabiliyeti var, karayollarının da standardının iyileştirilmesi ihtiyacı var. Bunları dikkate alarak ulaşım ana planı yaptık. Belirli bir program dahilinde karayolunun yükünü diğer ulaşım türlerine yaymak ve gelişen ulaşım ihtiyacını daha rahat karşılamak... Ulaşımda yurt içinde ve küresel anlamda rekabeti oluşturmak ve kaliteyi artırmak... Dünyaya baktığımızda da karayolu taşımacılığının nispeti diğerlerinden fazla oluyor. Ama bizimki gibi bir yapı, denize kapalı olan ülkeleri saymazsak yok gibi. Dengeyi şöyle kurduk. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde karayollarının payını yüzde 70 seviyesine çekmemiz lazım. Demiryollarına çok daha fazla önem vererek, yükün bir kısmını demiryollarına, bir kısmını da denizyollarına aktarmak lazım. Bunlar arasında dengeli bir ulaşım sistemini kurma mecburiyetimiz var.''
Bugün yük taşımacılığının yüzde 92'den 88.8'e, yolcu taşımacılığının ise 94'den 91'e gerilediğini vurgulayan Yıldırım, ''Dengeye yönelik ufak da olsa bir hareket başlamış. Zaten bizim de öngördüğümüz bunu 7-8 yılda yapmak değil. Çünkü bunun alt yapısını oluşturacaksınız, entegrasyonunu sağlayacaksınız. Bu yönde demiryollarında yaptığımız yatırımlar meyvelerini vermeye başladı.
Ama daha fazlası önümüzdeki 5-6 yolda ortaya çıkacak'' diye konuştu.
Yıldırım, bölünmüş yollarda zamandan ve yakıttan sağlanan tasarrufun 15 bin kilometre yoldaki karşılığının 9.3 milyar lira olduğuna dikkat çekerek, şöyle dedi:
''Bölünmüş yollara 9 yılda 44 milyar lira para harcadık. Bunu böldüğümüzde 4.5 yılda geri dönüyor. Bu kadar kısa sürede kendini amorti eden hiçbir yatırım yok. Bu, şunu gösteriyor. Aslında bölünmüş yollarda çok geç kaldık. Her şeyde olduğu gibi. Türkiye maalesef istikrarın olmadığı, demokrasinin ilerleyeceği yerde geriye gittiği, demokrasi dışı müdahalelerin Türkiye'ye bedellerinin çok yüksek olduğu bir 20 yılı, yakın tarihimizde geride bıraktık. Bu dönemler artık Allah'a şükür tarihteki yerini aldı. Gün daha fazla çalışma, gelecek nesillere daha fazla imkan ve refah sağlama günüdür.''
-''Yeni hedef; ikinci 15 bin bin kilometre yol''-
Bakan Yıldırım, bölünmüş yollarda trafik kazalarında gözle görülür azalma olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Belki kazaların oranı aynı kaldı ama yolculuklar yüzde 80 arttı. Motorlu araçlar iki katından fazla arttı. Buna rağmen sayının aynı kalmış olması, burada ciddi bir iyileşme olduğunun bir göstergesidir. Bunu da bölünmüş yollar sayesinde sağladık. Şimdi bölünmüş yollarda yeni hedefler var. İkinci 15 bin kilometre. 2023'e kadar 36 bin 500 kilometreye ulaşacağız. Bölünmüş yollarla ilgili yapmamız gereken önemli iş, kaliteyi yükseltmek. Sıcak asfalt kaplama oranı yüzde 21 mertebesinde. Bu, çok düşük bir oran. Burada çok iddialı bir hedefimiz var. 2023 sonunda 70 bin kilometrelik bölünmüş yol ve tek yolun tamamını sıcak asfalt kaplama yapacağız. Bunu dikkate aldığımızda ikinci 15 bin kilometrelik yol, 5 bin 550 kilometrelik otoyol hedefimizi dikkate aldığımızda, yapacağımız işlerin yaptığımızın çok daha üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Yaptığımız toplantılarda havacılık, denizcilik, bilişim, demiryollarında 2023, 2035 hedefleri ortaya çıktı.
Türkiye nereden nereye geldi. Yarını göremeyen bir Türkiye'den 25 sene sonrasının hesabını yapan bir ülke haline geldik. Yapılması planlanan projelerin toplam bütçesi de aşağı yukarı belli, 350 milyar dolar. Bu, sadece bizim bakanlığın hazırlaması gereken yatırımların toplam tutarı. Bunu Türkiye kişi başına 25 bin doların üzerine çıkacaksa, 2,5 trilyon dolar yıllık milli gelire sahip olacaksa, ihracatı, ithalatı toplam dış ticareti 1.2 trilyon dolara erişecekse, 85 milyonluk bir Türkiye'ye ulaşacaksak mutlaka şu andaki ulaşım alt yapısını en az 3 kat artırmamız lazım. Yoksa bu hedefleri tutturamayız. Bu da yeni yollar, demiryolları, limanlar, havaalanları, bilişim otoyolları demektir.''
Türkiye'nin genel bütçe imkanlarının bunu karşılamaya yetmeyeceğini, bu nedenle büyük projeleri küresel sermaye ile yani özel-kamu ortaklığıyla yapmaya başladıklarını vurgulayan Binali Yıldırım, sadece karayollarıyla ilgili gerçekleştirilen yap, işlet, devret projelerinin tutarının 9 milyar dolar olduğunu, genel bütçeden hiç pay almadan 3 büyük projeyi gerçekleştirdiklerini, bunların bir kısmının yapım sürecinin devam ettiğini söyledi.
Hollanda'da yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'nin yol yapım, bakım çalışmalarında Avrupa ülkeleri arasında İngiltere'yi geride bırakarak 6'ncı sıraya yükseldiğini bildiren Yıldırım, bunun büyük bir başarı olduğunu kaydetti.
Toplantıya Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Habib Soluk, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, AK Parti Rize milletvekilleri Hasan Karal ve Nusret Bayraktar, ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Yenice, Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan ile diğer ilgililer katıldı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım Açıklaması
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, bakanlıklarının son 10 yılda gerçekleştirdiği yatırımların parasal tutarının 123 milyar lira olduğunu söyledi.