Uluslararası Bal Komisyonu Kongresi

Uluslararası Arıcılar Birliği Federasyonu Başkanı McCabe: 'Türkiye'nin iklimi arıcılığa çok uygun. O yüzden 4 mevsim bal üretilebilen çok değerli bir ülke. Ben Türkiye'ye her gelişimde Türkiye'de üretilen balın kalitesine hayran kalıyorum' Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Şahin: 'Türkiye'deki yıllık bal üretiminin istatistiklere göre 103 bin ton. Bunun belki daha da fazlası üretiliyor. Petek ballarımızı da bunun içerisine koyarsak Türkiye'nin bal ihtiyacı yok. İthalat lafı bizim için çok acındıracak bir laftır'

Uluslararası Arıcılar Birliği Federasyonu Başkanı Philip McCabe, 'Türkiye'nin iklimi arıcılığa çok uygun. O yüzden 4 mevsim bal üretilebilen çok değerli bir ülke. Ben Türkiye'ye her gelişimde Türkiye'de üretilen balın kalitesine hayran kalıyorum.' dedi.

Uluslararası Bal Komisyonu Kongresi, Antalya'nın Belek Turizm Merkezinde bulunan bir otelde gerçekleştirildi.

Kongreye, Uluslararası Arıcılar Birliği Federasyonu Başkanı Philip McCabe, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, Uluslararası Bal Komisyonu Kongresi Eş Başkanı Aslı Elif Tanuğur Samancı ile yerli ve yabancı misafirler katıldı.

Kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Uluslararası Arıcılar Birliği Federasyonu Başkanı Philip McCabe, dünyanın kuzey bölgelerinde arı sayısının giderek azaldığını, güney bölgelerinde bir artış varmış gibi görüntü bulunduğunu ancak bunun da yanıltıcı olduğunu söyledi.

Genel anlamda dünyada arı sayısının azaldığını anlatan McCabe, şöyle konuştu:

'Geçen yıl eylül ayı sonunda Dubai'ye gittim. Mısır'dan buraya kargo uçağı ile arıların gönderildiğine şahit oldum. Uçakta 6 bin paketlenmiş arı vardı. Uçaktaki pilot ve uçak personelinin arı ile ilgili hiçbir koruması yoktu. Arılar bu şekilde transfer ediliyordu. Uçak Dubai'ye indiğinde uçağı karşılayan ekip arıcılık kıyafeti ile karşıladılar. Dubai ortamı hava çok sıcak olduğundan uçakta bir havalandırma sistemi bulunması gerekir. Maalesef bu sistem olmadan arılar transfer edilmiş. Arıların 50 derecelik bir ortamda bu tarz transferlerle yaşamazlar. Arıların çoğaltılarak bir bölgeden diğer bölgelere gönderilmesinde bir faydası yoktur. Şu anda arıların sayısı azalıyor. Dünyanın bazı bölgelerindeki arıcılar bal ve arı ürünlerinden ziyade arı üretir duruma geldiler.'

Türkiye'de arıcılığın gayet iyi bir noktada olduğunu, üretilen balların arıcılar tarafından doğrudan ham bal olarak satıldığını kaydeden McCabe, 'Türkiye'nin iklimi arıcılığa çok uygun. O yüzden 4 mevsim bal üretilebilen çok değerli bir ülke. Türkiye'ye onuncu gelişim. Bugün sabah kahvaltıda petek bal vardı. Ben Türkiye'ye her gelişimde Türkiye'de üretilen balın kalitesine hayran kalıyorum. Tüm dünyada ve Türkiye'de de arıcılar ballarının kalitesini ve en iyi kalitede bal üretmek için bir yarış halinde olmalılar. Bunun da tanıtımını yapmalılar.' diye konuştu.

- Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Şahin

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin de Türkiye'de ayçiçeği, çam, orta yayla, kır çiçeği gibi ticarete konu alan ballar bulunduğunu, bir de yüksek yayla balları ve kestane ballarının bulunduğunu belirterek, ticarete konu balların kilogram fiyatının ortalama 20-30 lira arasında seyrettiğini bildirdi.

Üreticiden alış fiyatı 9 lira olan bir balın, tüketicinin sofrasına 25 liradan fazlaya girmemesi gerektiğini kaydeden Şahin, 'Bu sözlerim ticarete konu olan ballar için geçerlidir. Kestane ve çok yüksek yayla ballarını bunların dışına çıkaralım.' dedi.

Tüketicinin sofrasına doğal balın intikal etmesi için çalıştıklarını anlatan Şahin, 'Bu konuda Birliğin 2 projesi vardır. Birincisi sözleşmeli arıcılık modelleri, diğeri de Türk ballarının kimliklendirilmesi konusunda bir proje aldık. Bu projenin 1,5 milyon avroluk bir bütçesi var. Bu bütçe ile biz 3 yıl sonunda ticarete konu olan kestane, geven, ayçiçek, pamuk ve narenciye balımızın kimliklerini çıkartacağız. Bu kimlikler çıkartılınca artık Türkiye'deki bu ballarda devletimiz tarafından kodekse girmesi lazım. Kodekse girdikten sonra Türkiye'deki bal arzı rahatlayacaktır.' diye konuştu.

Türkiye'deki yıllık bal üretiminin istatistiklere göre 103 bin ton olduğunu belirten Şahin, 'Bunun belki daha da fazlası üretiliyor. Petek ballarımızı da bunun içerisine koyarsak Türkiye'nin bal ihtiyacı yok. İthalat lafı bizim için çok acındıracak bir laftır. 11 bin 800 bitki florasının olduğu bir yerde biz balı ithal edemeyiz. Ancak üretim desenini genişletmemiz gerekiyor. Çam balı alanları genişletilmesi gerekiyor.' ifadelerini kullandı.

- 'Balda sahtecilik konusu dünyanın da ciddi bir sorunu'

Uluslararası Bal Komisyonu Kongresi Eş Başkanı Aslı Elif Tanuğur Samancı da balda sahtecilik konusunun sadece Türkiye'nin değil dünyanın da ciddi bir sorunu olduğunu dile getirdi.

Bal adı altında sayılan ürünlerin yaklaşık yüzde 25'inin sahte olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Samancı, 'Dünyanın her yerinden 60 adet propolis adı altında satılan numuneyi topladık. Bunlar Kore'den Japonya'ya, Amerika'dan Avrupa'ya, Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye 60 tane propolis adı altında satılan ürün. Bunların yüzde 95'i propolis çıkmadı. Sadece yüzde 5'i yani 60 örnekte 3 örnek gerçek çıktı.' diye konuştu.

Dünyada bal dışında hiçbir arı ürününün mevzuatı bulunmadığını belirten Samancı, Türkiye'de bu konuda çalışmaların başladığını sözlerine ekledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile