Uluslararası Gözlem Heyeti 1 Kasım Seçimlerini Değerlendirdi

Uluslararası Seçim Gözlem heyeti, 1 Kasım seçimlerini değerlendirdi.

AGİT Özel Koordinatörü ve Kısa Dönemli Gözlem Heyeti Başkanı Ignacio Sanchez Amor yaptığı açıklamada, medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kısıtlanmasının süreci etkilediğini söyleyerek, “Parti üyelerine yönelik fiziksel saldırılar, aynı zamanda güvenlik endişeleri özellikle Güneydoğu’da kampanya yürütme konusunda kısıtlamalara da katkıda bulundu. Bu açıdan bakıldığında seçime girenlerin büyük birçoğu genellikle seçmenlere mesajlarını verdiler ama kampanya genel olarak sönüktü” ifadelerini kullandı.

Seçimlerin iyi organize edildiğini söyleyen Amor, kadınların aktif rol oynadığını belirtti.

Amor, “Medya ile ilgili ciddi endişelerimiz var. Çeşitli medya kuruluşları var ancak medya çok açık ve net bir şekilde ciddi bir baskı altında. Gazetecilerle ilgili soruşturmalar, medya kuruluşları ile ilgili terörizmi desteklediği için yapılan soruşturmalar, Cumhurbaşkanı’na hakaret konusunda medya üzerinde soğutucu etkisi var” dedi.

İpek Medya Grubu temsilcileri ile de görüştüğünü aktaran Amor, “Bu kuruluşa yönelik yapılanların da süreç üzerinde etkili olduğunu hissettim. Güneydoğu’daki zorlu güvenlik ortamı bir takım şiddet içeren saldırılar ile birleştiğinde, özellikle parti üyelerine yönelik kampanya, parti merkezlerine yapılan saldırılarla birleştiğinde aslında adayların kampanyalarını özgür bir şekilde yapabilmelerini engelledi diyebiliriz. Medyadaki ifade özgürlüğü ciddi bir endişe alanı. Gazeteciler hakkındaki soruşturmalar, medya kuruluşlarının kapatılması seçmenlerin çeşitli görüşleri ve bilgi erişimini kısıtlamıştır ve yüzde 10’luk baraj da siyasi çoğunluğu halen etkilemektedir. Kutuplaşmış bir kampanyaydı. Oylar sayıldı ve siyasi güçlerin tüm vatandaşları için daha yapıcı çalışacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Delegasyonu Başkanı Andreas Gross ise, sürecin kalitesinin seçimi kaliteli kıldığını belirterek, “Ne yazık ki vardığımız sonuç şu; bu kampanya adil değildi. Çok fazla şiddet ve korku vardı. Korku demokrasinin düşmanıdır. Serbest tercihin düşmanıdır. Sürecin kalitesinden dolayı biraz hayal kırıklığına uğramış durumdayız. Bu açıdan bakıldığında artık gelecekte Cumhurbaşkanı’nın daha kapsayıcı bir siyasi süreç için çalışması büyük, hayati önem taşımaktadır” diye konuştu.

AGİT Parlamenterler Asamblesi Başkanı Margaret Cederfelt, 19 ülkeden 45 kişilik bir heyetle Türkiye’ye geldiklerini belirterek, “Çoğunluğu Kürt olan vatandaşların yaşadığı Güneydoğu’daki şiddetin seçim üzerinde anlamlı bir etkisi var. Aynı zamanda parti üyelerine ve özellikle HDP’li üyelere karşı son zamanlardaki saldırılar, tutuklamalar kampanya yapma becerisini kısıtlamıştır. Bir seçimin tam anlamıyla demokratik olabilmesi için adaylar kampanyalarını rahatça yürütebilmeli ve seçmenlerde oylarını güvenle kullanabilmeliler” ifadelerini kullandı.

AGİT Sınırlı Gözlem Heyeti Başkanı Geert-Hinrich Ahrens, çeşitli sandıkları ziyaret etiklerini söyleyerek şunları dedi:

“Kampanya canlıydı, katılım yüksekti ancak ciddi güvenlik endişeleri kampanyanın rahat ve özgürce yapılmasını engelledi. Muhalif medya kuruluşlarına el konulması, kamu yayıncısının yanlı yayınları ve iktidarı eleştiren gazeteciler üzerindeki baskı, devlet kaynaklarının seçim için kullanılması, Yüksek Seçim Kurulu kararlarına yargı yolunun açık olmaması.”

“Seçimler adil miydi?” sorusuna Ahrens, “Seçimin tüm unsurlarına, boyutlarına bakarız. Daha sonra çeşitli boyutlara göre yorumlar yaparız” şeklinde cevap verdi.

Amor ise, profesyonel şekilde yürütülmüş bir seçim süreci olduğunu belirterek, “Seçim günü seçim sonuçlarının yapılması, sonuçlara gözlemcilerden veya adaylardan itiraz gelmemesi söz konusu. Süreç adildi diye veya adil değildi diye süreci değerlendiremeyiz” diye konuştu.

Gross, sürecin adil olmadığını belirterek, “Özgür dediğimiz zaman çeşitli tercihlerin olmasından bahsediyoruz. Seçim özgürdü ama rekabet, seçimde adil değildi. Bu yüzden seçimlere gölge düştü” dedi.

Diğer seçimlere göre son seçimin daha iyi olup olmadığı sorusu üzerine Amor şöyle cevap verdi:

“Haziran seçimlerinden sonra yaptığımız tavsiyeler için çok özel bir durum ortaya çıktı. Çok kısa süreli parlamento kuruldu. Geçmişteki endişelerimiz hala duruyor. Türkiye’nin gözlemi organize etmesi gerekiyor. Seçimleri bağımsız gözlemciler de izleyebilmeli. Mevzuat değişikliği yapılması gerek. Daha fazla şeffaflığın getirilmesi gerekiyor.”

Gross, Kürtçe kampanya yapılabildiğini söyleyerek, “Çoğunluğa katılanların durumunun çok daha kötü savunulduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile