Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı Sona Erdi

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, 'Endonezya'dan Fas'a, Nijerya'dan Danimarka'ya, Romanya'dan Tunus'a, Filistin'den Moldovya ombudsmanına kadar İstanbul'dan dünyaya; 'Dünya mazlumları, mağdurları, bu güzel ve geniş alemde yalnız değilsiniz' diye haykırdık. Umut ediyorum ki, bu ses yankı bulacaktır.' dedi.

Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından, 50 ülkeden 80 ombudsman ve ombudsman yardımcısının katılımı ile 25-26 Eylül tarihleri arasında İstanbul Swissotel'de gerçekleştirilen 'Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı' sona erdi.

Kamu Başdenetçisi Malkoç, AA muhabirine konferansla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İstanbul'da gerçekleştirilen konferansta çok önemli konuların ele alındığını ve bunların mutlak bir şekilde yankı bulacağına inandığını belirten Malkoç, konferansın en önemli başlığının Myanmar hükümeti tarafından Arakanlılara uygulanan soykırım olduğunu belirtti.

- 'İstanbul'dan dünyaya haykırdık'

Bangladeş ombudsmanının Arakan'da yaşanan bütün zulümleri ombudsmanlara anlattığını kaydeden Malkoç, ''Endonezya'dan Fas'a, Nijerya'dan Danimarka'ya, Romanya'dan Tunus'a, Filistin'den Moldovya ombudsmanına kadar İstanbul'dan dünyaya 'Dünya mazlumları, mağdurları, bu güzel ve geniş alemde yalnız değilsiniz' diye haykırdık. Umut ediyorum ki bu ses yankı bulacaktır. Çünkü, her bir ombudsmanın kendi ülkesinde sivil toplum örgütleri, insan hakları savunucuları ve hükümetlerle ilişkileri var.' ifadelerini kullandı.

Malkoç, Uluslararası Ombudsmanlık Konferansını düzenleme amaçlarının dünyada mazlumların, hakları yenenlerin, ezilenlerin, hukuksuzluğa uğrayanların itirazlarını gündeme taşımak olduğunu vurguladı.

İstanbul'da devam eden konferansta bilgi ve tecrübe paylaşımı yapıldığını anlatan Malkoç, şöyle konuştu:

''Avrupa ombudsmanları ile İslam ülkeleri ombudsmanları bir araya geldi. Bilgi ve görüş alışverişlerinde bulundular. Tecrübe paylaşımlarında da bulundular. Ayrıca Akdeniz Ombudsmanlar Birliği'nin de toplantısı burada yapıldı. Farklı kültürlerde farklı medeniyetlerden, farklı coğrafyalardan ombudsmanlar birleşti. Bu birincisi bilgi alışverişi, tecrübe paylaşımıydı.''

- 'Cumhurbaşkanı gür sesle zulmü dile getirdi'

Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mazlumların, hakları yenenlerin, ezilenlerin, hukuksuzluğa uğrayanların itirazlarını dünyaya duyurduğunu ifade eden Malkoç, ''Bu konferansta insan hakları ihlalleriyle ilgili ne yapabiliriz konularını tartıştık, konuştuk. Fevkalade güzel oldu. Tabii programımızı taçlandıran şey Sayın Cumhurbaşkanımızın iştiraki oldu. Zaten o, dünyadaki birçok mazlumun gür sesi. En açık ve net şekilde Birleşmiş Milletler'den (BM) uluslararası bütün platformlara kadar bunları seslendiriyor. Bunun en somut örneği Arakan'da yaşandı. Arakan'da yaşanan zulme tüm dünya sessiz kalırken Myanmar'a ses çıkartmazken Sayın Cumhurbaşkanımızın çıkıp gür sesle ve yürekten gelen bir sesle bu zulmü dile getirdi. Sonuçta BM karar almak zorunda kaldı. Bangladeş sınırlarını açmak zorunda kaldı. İslam ülkeleri ve dünyadaki diğer ülkelerdeki bütün sivil toplum örgütleri harekete geçti.'' değerlendirmesinde bulundu

-''Cumhurbaşkanın Nobel'e aday gösterilmesi teklifi gurur verici''

Malkoç, konferansta Türkiye'nin dünya mazlumları ve mağdurları için yaptığı çalışmaları dinleyen ombudsmanların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Nobel barış ödülüne aday gösterme tekliflerinin gurur verici olduğunu söyledi.

Malkoç, şöyle devam etti:

''Dünyada mazlumlara en fazla yardımı yapan ülkenin Türkiye olduğunu 3.5 milyon Suriyeli mülteciye, göçmene sağlık, barınma, eğitim hizmetlerini nasıl sağladığımızı bunun için 30 milyon dolar harcayarak katkı sağladığımızı, terörle mücadelemizi, insan haklarını hukuk içinde nasıl yürüttüğümüzü anlatınca ombudsmanların bir kısmı Sayın cumhurbaşkanımızı 'Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterelim' diye teklifte bulundular. Doğrusu bu gurur verici bir durum oldu. Sesimizin ne kadar yankı bulduğunun göstergesidir. hiç bir emek zayi olmaz. kader gayrete aşıktır. Biz gayretimizi gösterelim biz emeğimizi ortaya koyalım inşallah bunlar tohum atmak gibidir. özgürlüktür, insan haklarıdır, hukukun üstünlüğüdür. bunların yansıması olacaktır.''