İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen Narkotik Suçlarla Mücadele Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.
“Cemil Bayık ve ortakları da derdine yansın” diyen Bakan Soylu, “Sonuçta bu zehirler PKK’nındır. Bunu ben söylemiyorum, kendilerini destekleyen Amerika söylüyor. Amerika Birleşik Devletleri daha 2009 ve 2011 yıllarında iki ayrı kararla PKK yöneticileri Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan’ı uluslararası uyuşturucu kaçakçısı olarak ilan etmişti. Dolayısıyla malin sahibi de, kimi zehirlemek istedikleri de bellidir. Esasen hem uyuşturucu meselesinde hem terörde hem de göçte, ezcümle dünyanın bugün yaşadığı güvensizlik ortamında neyin ne olduğu bellidir" ifadelerine yer verdi.
"HEM ŞİKAYET EDİYORLAR HEM DESTEKLİYORLAR"
2019 AB uyuşturucu piyasası raporunda “2002’den beri AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK ’nın Avrupa Birliği’nde "organize suça karıştığı ve uyuşturucu ticareti yaptığının" vurgulandığını aktaran Bakan Soylu, “Aynı raporda AB uyuşturucu piyasasının hacmi ise yıllık 30 milyar avro olarak ifade edilmiş. Bu piyasanın neredeyse tamamının PKK’nın kontrolünde olduğunu biliyoruz. Peki bütün bu tespitler ve raporlarda geçen ifadelerle, PKK -Avrupa veya PKK - ABD ilişkisi örtüşüyor mu, elbette ki hayır. Şikayetlenen de onlar, destekleyen de onlar. Yıllardır bunları yazıyorlar ama yıllardır da bu örgüte can suyu sağlamaktan, silah vermekten, militanlarına sığınma hakkı sağlamaktan, arka çıkmaktan, doğrudan mali yardım yapmaktan çekinmiyorlar" diye konuştu.
"AFRİN UYUŞTURUCUNUN MERKEZİ OLURDU"
Soylu, PKK Avrupa ülkelerinde silahlı terör faaliyetinde bulunmadığı için Avrupa’nın uyuşturucu terörünü görmezden geldiğini söyleyerek, "Zeytin Dalı operasyonunu yapmasaydık, Afrin dünyanın en büyük uyuşturucu merkezi haline getiriliyordu PKK tarafından" dedi.
Bazı ülkelerde uyuşturucu kullanımı ile ilgili yasaların kişisel özgürlükler çerçevesinde düzenlendiğine dikkati çeken Soylu, “Cezası yok veya varsa ile çok hafif. Ancak bizim batı dünyasından bu meselede beklentimiz, uyuşturucu yakalamaları noktasından ziyade, uyuşturucuya kaynaklık eden meselelere yaklaşımlarını değiştirmeleridir. PKK, Avrupa’yı kanser gibi sarmıştır, alttan alta çürütmektedir ve ne yazık ki buna karşı etkili bir tepkileri söz konusu değildir" diye konuştu.
Bakan Soylu, Türkiye’nin uyuşturucu meselesini pek çok yönden ele alan bir yaklaşım içinde olduğunu vurguladı.
“İHMAL VE GEVŞEKLİK GÖSTEREMEYİZ”
İlk olarak güvenlik meselesine büyük önem verdiklerine değinen Bakan Süleyman Soylu, “PKK ile hem terör noktasında hem de uyuşturucu noktasında mücadele ediyoruz. Onun için konuşmamın başında Cemil Bayık derdine yansın dedim. Ancak bunun da ötesinde uyuşturucu meselesi, doğrudan gençlerimizi tehdit eden, nesillerimizi ve geleceğimizi tehdit eden bir meseledir. Ayni zamanda en ufak bir ihmal ve gevşeklik gösteremeyeceğimiz bir meseledir. Çünkü, sahada biraz boşluk bulduğunda, riski ve oluşturduğu zararı çok hızlı artan bir meseledir. Uyuşturucuya bağlı can kayıplarının sayısı, 2012 ile 2016 arasında, 4 yılda yaklaşık 5.5 kat artış göstermiş. 162’den 920’ye çıkıyor. Sadece 4 yılda sonraki yıl 941 olmuş" dedi.
"2019 YILINDA 450-500 ÖLÜM"
Bakan Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sonrasında meseleyi Cumhurbaşkanımıza götürdük, talimatlarını aldık, hatta birilerinin tepkisini alan o ifadeyi kullandık. Hani uyuşturucu satıcısını görünce kolluk kuvvetlerimize, polislerimize ayağını kırın dedik ya. Yarın öbür gün Uluslararası İnsan Hakları Örgütü’nün Türkiye raporu açıklanacak. Raporda muhalefet partilerinin sık sık dile getirdiği Türkiye’de işkence var iddiaları tamamen ortadan kaldırılıyor. Türkiye’de işkence yoktur. İkincisi Türkiye’de kötü muamele istisnai. 2017 ve 2016’daki darbeden sonraki görüntüleri kötü muamele kapsamına almaya çalışmış. Darbecilerin gözaltına alındığı noktaları. Bizim ona itirazımız var zaten. ’Uyuşturucu ile mücadelede yer yer kötü muameleye rastlıyoruz’ diyor. Bir meseleyi tespit etmişler. Ciddi bir şekilde sahayı baskıladık. Okul önlerinden, uluslararası sularda Libya açıklarına kadar, emniyet, jandarma, sahil güvenlik, sizler, hep birlikte, uyuşturucu kokusu aldığımız her noktaya müdahale ettik. 2018’de 657’ye düştük, 2019 rakamı şu an için 255, adli tıp süreçleri tamamlanınca da öyle sanıyorum ki yine 500’ün altında bir rakamda 2019’u bağlamış oluruz."
"HEDEFİ AVRUPA"
Uyuşturucunun, ahlakı, sağlığı, zihinleri gelecek nesilleri, aileleri perişan ettiğinin altını çizen Soylu, “Bunun farkındayız. Siz olmasanız Avrupa uyuşturucunun pazarı haline gelecektir. Doğudan gelen uyuşturucunun hedefi Avrupa’dır" dedi.
"EŞ ZAMANLI STRATEJİK MÜCADELE"
15 Temmuz sonrasında tüm tehditlere karşı eş zamanlı ve stratejik bir mücadele başlattıklarını belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Terörden trafiğe, uyuşturucudan asayişe kadar tüm başlıklarda hem bir strateji belirledik hem de teknik ve beşeri kapasitemizi ciddi şekilde arttırdık. Bu arada kolluk birimlerimiz arasındaki entegrasyon ve koordinasyonu da ayni şekilde arttırdık. Emniyet, jandarma ve sahil güvenlik, birbirleriyle hızlı şekilde istihbarat paylaşıyorlar, ortak operasyonlar yapıyorlar, sahada bir yandan terör operasyonu yapıyorsunuz, bir yandan uyuşturucu operasyonu yapıyorsunuz, bir yandan asayiş ekiplerinizin etkinliğini arttırıyorsunuz ve bunların her biri hem kendi alanlarında hem de çapraz alanlarda sonuçlar üretiyor. Mesela terörle ilgili yol kontrolleri yapıyorsunuz, trafik kazaları da azalıyor. terör operasyonları yapıyorsunuz, mağaralarda uyuşturucu da buluyorsunuz. Asayiş operasyonları yapıyorsunuz, yine uyuşturucu buluyorsunuz. Bunun gibi daha pek çok örnek gösteriyor ki bütüncül bir güvenlik yaklaşımı, daha etkin sonuçlar üretiyor. Türkiye’nin bugün güvenlik alanında yaptığı budur" diye konuştu.
OPERASYONLAR
2019 yılının uyuşturucu ile mücadelede pek çok rekora imza atılan bir yıl olduğunu dile getiren Soylu, “Büyük operasyonlar gerçekleştirdik. Uluslararası alanda ortak operasyonlar gerçekleştirdik, tek seferde yakalama rekorları kırdık. Libya açıklarında, Yunanistan’da gerçekleştirdiğimiz ortak operasyonların yanı sıra tek seferde Erzurum’da bin 535 kilo eroin, Kilis’te 1,5 milyon adet captagon, Muğla Milas’ta bin 500 kilo skunk, Balikesir’de bin 982 kilogram skunk, İstanbul’da 1 milyon 800 bin extacy, Diyarbakır Lice’de 5 milyon 430 bin kök kenevir gibi pek çok yakalama, 2019’un güzel işleri olarak kayıtlarımıza girdi. Bu listeyi 2020 yılında daha da uzatacağınıza inanıyorum. 2019 yakalama rakamlarında bilhassa skunk, metamfetamin ve kök kenevir yakalamalarında 2018’e oranla 4 kata varan artışlar gördük. Bu tablo, zehir tacirlerinin nereye yöneldiklerini anlatması bakımından önemli bir stratejik işarettir, burayı iyi okumak lazım" dedi.
SENTETİK UYUŞTURUCUYA DİKKAT ÇEKTİ
Soylu, uyuşturucunun doğuda tarlalarda, batıda ise laboratuvarlarda üretildiğine dikkat çekti. Sentetik uyuşturucunun önlerindeki en önemli gündem meselesi olduğuna işaret eden Bakan Soylu, “Burada hem bilgimizi güncel tutmalıyız, yeni sentetik maddelere karşı uyanık olmalıyız, hem de lojistik kanallarını kaynağına kadar, üretildiği laboratuvara kadar takip edip izlemek durumundayız. Öte yandan kök kenevirdeki artış da bize bir şeyler anlatmaktadır. Bu sahayı da muhakkak suretle takip etmek zorundayız" diye konuştu.
25 bin 619 tutuklama
Saha operasyonlarında önemli bir ivme yakalandığının altını çizen Bakan Süleyman Soylu, "2016’da 81 bin olan yıllık operasyon sayımız, son iki yıldır 140 binin üstüne çıktı, 2019 rakamımız 148 bin olarak gerçekleşti. Bu ivmeyi düşürmemek, mümkünse arttırmak lazım. Keza gözaltı ve tutuklu sayısı da benzer şekilde arttı. 2016’da 7 bin 641 olan tutuklu sayısı, 2019 yılı için 25 bin 619 olarak gerçekleşti" dedi.
Ailenin önemi
Bakan Soylu, 2020 yılı için hedeflerinin, aileler ve özellikle annelerin bu konuya dikkatini çekebilmek olduğunu kaydetti.
Bakan Soylu bu noktada yapacaklarını ise şöyle aktardı
“Eğitim ve farkındalık çalışmalarına ağırlık vereceğiz ve toplumun tüm kesimlerini, medya dünyasından eğitim camiasına, iş dünyasından kültür sanat alanına kadar ulaşabildiğimiz, bu işe katkı verebilecek tüm sahalarla temas halinde olmaya çalışacağız. İşin bu ayağını hızlandıramazsak, kendimizi koruyamayız. Tehlike, az önce de ifade ettiğim gibi özellikle sentetik uyuşturucu noktasında giderek büyüyor, ucuzluyor, basitleşiyor. Düşünün ki bir genci kendisine iğne yapmaya ikna etmek var, bir de sadece ağzına bir hap atmaya ikna etmek var. “baş ağrısına iyi gelir” diyerek bile bunu başarabilirler. Yapıyorlar da zaten. “zihnini açar” diyorlar, “rahatlatır” diyorlar, bir şekilde gencin aklına giriyorlar. Çok etkili, çok karmaşık stratejileri var. Dolayısıyla bunlardan gençlerimizi sadece kuru kuru bir iki nasihatle korumak mümkün değildir. Bilgilerinizi, tecrübelerinizi kamuoyuyla, ailelerle, anne babalarla etkin şekilde paylaşmak durumundasınız ki onlar da evlatlarını koruyabilsinler” ifadelerine yer verdi.
ÜNİVERSİTE YAKININDAKİ MEKANLARA DİKKAT ÇEKTİ
Bakan Soylu, “Üniversite merkezlerinde geceleri dörde, beşe kadar açık olan birtakım mekanlar üniversiteli gençlerimizi kızlarımızı tuzağa çekiyor. 2020 yılı bunlarla sonuna kadar mücadele edeceğimiz bir yıl olacak. Üniversite öğrencilerimizin gecenin dördüne beşine kadar açık olana mekanlarda tuzaklarına düşürüyorlar. Burada hem valimiz hem emniyet müdürümüz hem kaymakamımız sorumludur. Bu sorumluluk sadece bu dünyaya ait hukuki normlarla çevrelenen bir sorumluluk değildir. Burada tüm vali, kaymakam, emniyet müdürü, jandarma komutanlarımıza sesleniyorum. Anne baba çocuklarını bir şehre gönderiyor. Devletin polisi devletin kanunu benim çocuğumu muhafaza etsin. Bize diyor valiye emniyet müdürüne jandarmaya. Gecenin saat üçünde, dördünde bir mekandan çıkıp zihniyle beraber üniversite öğrencisi olan bir genç kızımızın oranın önünde yere yığıldığı görüntü bizim ayıbımızdır. Eğer ailesi, eğer anne baba aile değerlerine itimat ediyorsa vallahi bizim ayıbımızdır billahi bizim ayıbımızdır. Eğer o çocuk orada annesinin babasının bilgisi olmadan, annesi babası kilometrelerce ötede durunca hayatını yaşarken, devlete güvenip ailesi rahat rahat uyurken, biz eğer o güvenini boşa çıkarmıyorsak, sadece vatandaşın devletine olan güvenini değil Allah’a olan sorumluluğumuzu da yerine getirmiyoruz demektir. Bu kadar açık. Ben İçişleri Bakanı olarak bu konuda içimin yandığını, bir düzenlemelerin ardı ardına lazım geldiğini ifade etmek istiyorum. Benim de çocuklarım var. Perişan oldum. Onun için özellikle son zamanlarda içimi kavuran bir hadisedir. Bu karşı tedbirler alıyoruz. Bunu epey bir azalttık. Bir tane olması bile bizi sıkıntıya sokar" ifadelerini kullandı.
"54 BİN 165 METRUK BİNA YIKILDI"
“Uyuşturucu meselesinde sahayı doğru tarif edip, tanıyıp,ona göre adımlar attık” diyen Soylu, “Yaptığımız saha araştırmasında uyuşturucu kullanan kişilerin yüzde 40,8’inin uyuşturucuyu kendi evinde, yüzde 24,3’ünün metruk binalarda, yüzde 13,4’ünün de araç içlerinde kullandıkları anlaşılmıştır. Buradan hareketle özellikle metruk binaların yıkımına ilişkin kararlı bir çalışma başlattık. Şu ana kadar ülke çapında 2019 Aralık verileriyle 85 bin 571 metruk bina tespit edilmiş, bunların 54 bin 165’i yıkılmış, 17 bin tanesi onarılarak metrukluk vasfı giderilmiş, 13 bin 882 tanesinin de yıkılma işlemi devam etmektedir" dedi.
Konuşmasının ardından Bakan Soylu, 2019 yılında en çok uyuşturucu madde yakalaması yapan emniyet müdürlerine plaketlerini takdim etti.
Bakan Soylu’ya, Antalya Valisi Münir Karaloğlu ile AK Parti Antalya Milletvekili Kemal Çelik de eşlik etti.
(İsa Akar-Burak Yalman /İHA)
'Üniversite Öğrencilerimizi Açık Olan Mekanlarda Tuzaklarına Düşürüyorlar'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, üniversite yakınlarında gece dört, beşe kadar açık kalan birtakım mekanların üniversite öğrencilerini uyuşturucu tuzağına çektiğini belirterek, "2020 yılı bunlarla sonuna kadar mücadele edeceğimiz bir yıl olacak. Gecenin saat üçünde, dördünde bir mekandan çıkıp zihniyle beraber üniversite öğrencisi olan bir genç kızımızın oranın önünde yere yığıldığı görüntü bizim ayıbımızdır. Ben İçişleri Bakanı olarak bu konuda içimin yandığını, bir düzenlemelerin ardı ardına lazım geldiğini ifade etmek istiyorum, Benim de çocuklarım var, perişan oldum" dedi.