Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Laçiner , " Artık kapalı kapılar yok . Eskiden gizli kapaklı cereyan eden kayırmalar , sahtecilikler , hukuku yok saymalar kameraların , gazetelerin , kısacası halkın gözü önünde yaşanıyor . Kimse kanmıyor . Mahkemeler ne karar alırsa alsın tüm karanlık güçler ortaya çıktı . İlginçtir , mahkemeler başladıktan sonra siyasi cinayetlerde de bir azalma gözleniyor . Hatta siyasi suikastların katilleri dahi artık yakalanabiliyor . " dedi .
Darbeciler ve çetecilerin tüm tehditlerine rağmen Türk yargıçlar , savcılar , gazeteciler ve aydınların büyük bir sınavı cesaretle verdiğini dile getiren Laçiner , ölüm tehditleri , suçun karanlık yüzünün bazı cesur insanları korkutmadığını belirtti . Tüm bunlar olurken Türkiye ' nin Güneydoğu gerçeğiyle de yüz yüze geldiğini anlatan Laçiner , " PKK ' nın Ergenekon bağlantısı , kendi kirli emelleri için terörün devam etmesinde dahi yarar umacak kadar küçülmüş yetkililer bir bir ortaya çıkıyor . Aynı günah galerisinde kaçırılmış ve işkenceden geçirilmiş binlerce Kürt kökenli vatandaşımız da var . Ankara hatalarını gizlemiyor , aksine suçların mahkemelere taşınmasına yardımcı oluyor . Bu hükumetle birçok sorununuz olabilir , ancak şurası kesin ki son 8 yılda yaşananların normal şartlarda bu ülkede 80 yılda dahi yaşanması pek mümkün değildi . Mücadele sona ermiş değil . Yargı , canavarın kuyruğuna yapıştı , aydınlar , medya ve halk canavarı önce zaptetmeye , sonra da etkisiz hale getirmeye çalışıyor . Kısacası bu mücadele bitmedi , kısa sürede bitecek gibi de durmuyor . Hükümetin içinde dahi bazıları tüm bu yaşananlara ' fasa-fiso ' diyebiliyor . Canavarın kolları uzun , AK Parti ' den CHP ' ye kadar toplumun hemen her kesimin kolları var . " diye konuştu .
" BUGÜN KONUŞMAYAN KÜRDE TÜRKİYE ' NİN İHTİYACI YOK "
Demokratik , özgür ve güçlü Türkiye ' nin oluşmasına terör ve terör sempatizanlarının engel olmaya çalıştığının altını çizen Laçiner , PKK ' nın Ergenekon ' un müttefiki gibi çalıştığını söyledi . Kuyruğundan yakalanmış Ergenekon canavarını bıraktırabilmek için saldırılarını en hassas zamanda ve en hassas yerden yaptığına dikkat çeken Laçiner , şöyle devam etti : " PKK ' yı gerçekten iyi tanıyanlar için terör örgütünün bu çırpınışları hiç de garip gelmiyor . Çünkü onlara göre PKK hep aynı karakterdeydi ve doğasının gereğini yaptı . Ancak bu tabloda sessiz kalan , demokratik Türkiye için vermeleri gereken desteği vermeyen , hatta devletin geçmişteki hatalarından dolayı terör örgütüne yakın duran Kürtleri anlamakta zorlanıyorum . Geçmişte ne yaşamış olurlarsa olsunlar , hangi işkencelerden geçmiş olursa olsunlar bugünkü sessizliklerini meşrulaştıramazlar . Bugün konuşmayan Kürde Türkiye ' nin belki de hiçbir zaman ihtiyacı olmayacaktır . "
Türkiye ' nin gerek AB sürecinde , gerekse derin devlet mücadelesinde demokratikleşmesine altın değerinde artılar kattığını ifade eden Laçiner , bölgenin 1990 ' lar ile kıyaslanamayacak kadar iyi bir durumda olduğunu , PKK ' nın bölgeye yeniden inince yatırımların önemli bir kısmının askıya alındığını kaydetti . Ekonomi ve sosyal yardımlar alanında yapılacak daha pek çok iş olduğunu dile getiren Laçiner , Kürt açılımını kolaylaştırma adına bu iki alanda yapılan işleri de küçümsemenin doğru olmadığını vurguladı .
" AÇILIMI BİTİREN DTP ' NİN TAVRI OLDU "
Kürt açılımında kültürel ve kimlik alanında önemli adımlar atıldığını anlatan Laçiner , hükümetin girdiği sürecin tehlikelerinin pek de farkında olmadığını savundu . Demokratik bir sistemde gözetim , denetim ve sivil idareden yoksun bir güvenlik bürokrasisi kadar tehlikeli ikinci bir şey olamayacağının altını çizen Laçiner , bu risklere ek olarak eğer Kürt sorunu gibi bir meselede siyasi açılım aşamasına giriliyorsa güvenlik önlemlerini de en üst düzeye çıkarmak gerektiğini ifade etti .
" Kurulacak barış öylesine kırılgandır ki Batı ' ya gelebilecek 10 şehit cenazesi her şeyi silbaştan yapabilir . " diyen Laçiner , " Ülkemizde tartışmalar teknik bir akılla değil , ideolojik yapılıyor . En önemli hata ise zalim bir devlet ile etkili ve güçlü bir devletin karıştırılıyor olması . Ordu , polis ve istihbarat güçlü olunca zalim olur sanılıyor . Geçmişteki deneyimler bu konuda aydın refleksleri oluşturmuş . Bu nedenle Kürt sorununda da askerin güçlenmesi veya polisin daha etkili çalışması sanki sorunun silah yoluyla çözülmek istenmesi olarak algılanıyor . Bu hasta bakış açısı nedeniyle bazı aydınlar PKK ' ya terör örgütü demekte dahi zorlanıyor . Açılım ' ın içeriği ise muhatap alınmış olan DTP ile doldurulacaktı . Fakat DTP yan çizdi . ' Ben oyunda yokum ' dedi . DTP ' liler iradenin kendilerinde olmadığını , asıl muhatabın Öcalan olduğunu söyleyince hükümet tam anlamıyla ortada kaldı ve aslına bakarsanız açılım da , yani siyasi açılım da orada bitmiş oldu . Öcalan ' ı muhatap alamayacak olan AK Parti ' nin tek başına bir açılım yapması mümkün değildi . Kısacası açılımı bitiren DTP ' nin kendisini yok sayması ve adres olarak PKK ' nın elebaşısını göstermesi olmuştur . " şeklinde konuştu .
Terör örgütü PKK ' nın Ağustos 2009 ' da aldığı kararlarla açılımı kendisini tasfiye süreci olarak gördüğünü ve bu nedenle açılımı sona erdirmek için çalışacağını ilan ettiğini hatırlatan Laçiner , şöyle devam etti : " Sorun ne çocuklar , ne de taşlar . Sorun karşıda görüşülecek çözüm yanlısı bir iradenin olmayışı . Karşıda ciddi bir muhatap yok . Yapılması gereken PKK-BDP çizgisini belli bir noktaya zorlamaktır . Ayrıca tıpkı IRA ve ETA olaylarında olduğu gibi terör örgütü dışında sorunun muhataplarının ortaya çıkması gerekir . Bugün Kürtçü siyaset bir yana Kürt siyasetinde dahi PKK çizgisi dışında bir grup ortaya çıkmıyor . BDP ' nin aldığı oy ortada . Belli ki Kürt çoğunluk PKK ' yı destekliyor değil . Hatta belki de Kürtçü çoğunluk dahi PKK ' nın eylemlerini onaylamıyor . Bu durumda Kürt çoğunluk neden sessiz? Kürtler çıkıp da devletten ne istediklerini neden söyleyemiyorlar? Batı ' da derin çetelere karşı gösterilen cesaret doğuda PKK ' ya karşı neden ortaya çıkmıyor? ' Taş atan çocuklara ' verilen cezaların çokluğu konusunda çoğu kez haklı olarak devleti ve yargıyı suçlayanlar bu çocukları suça iten terör örgütünü neden eleştiremiyor? Sözün özü , eğer bir muhatap bulunamazsa Kürt sorununu tek başına çözmek pek de mümkün değildir . Bu noktada her Türk ' e olduğu gibi her Kürde de büyük mesuliyetler düşmektedir . "