Uşak Üniversitesi Akademik Açılış Töreni Onur Konuğu İlber Ortaylı Oldu

Uşak Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi’nde 2019-2020 Akademik Yılı Açılış Töreni düzenlendi.

Programa katılan Türk Tarih Kurumu Şeref Üyesi Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı Akademik Yılı Açılış ilk dersini verdi. Programa Uşak Valisi Funda Kocabıyık, Belediye Başkanı Mehmet Çakın, Uşak Üniversitesi Rektörü Ekrem Savaş ile birlikte il protokolü, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Oldukça yoğun katılımın yaşandığı programda salona sığmayan öğrenciler İlber Ortaylı’nın konuşma yaptığı sırada protokol önünü ve sahneyi doldurdu.

Yoğun katılımın gerçekleştiği programda açılış konuşmasını yapan Uşak Üniversitesi Rektörü Ekrem Savaş, "Üniversitemiz 2019-2020 açılış merasimine hoş geldiniz diyorum. Sözlerime başlarken memleketimizin bütünlüğü için sınır ötesinde bizim rahat bir şekilde yaşamamız için mücadele eden Türk ordumuza başarılar diliyorum. Orada ve yurdumuzun diğer yerlerinde vatanı için toprağa düşmüş olan bütün şehitlerimizi de rahmetle anıyorum. 2006 yılında kuruluşu gerçekleşen üniversitemiz uğun 12 fakülte, 11 meslek yüksekokulu, 3 enstitü, 25 uygulama ve araştırma merkezi, 726 akademik personel, 334 idari personeli ve 31 bin 375 bin öğrencisiyle öğretime devam etmektedir. Bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması projesi kapsamında Türkiye’deki 5 pilot üniversiteden biri olan üniversitemiz deri, tekstil ve seramik alanında 2016 yılında pilot üniversite olarak seçilmiştir” şeklinde konuştu.

Uşak’ın en fazla kazı yapılan ve tarihi değere sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlber Ortaylı, “2019-2020 ders yılının Uşak Üniversitesindeki açılış dersini bana lütfettiğiniz için şeref duydum. Burada insanların Uşak’ın geçmişini, 3 bin yılını etüt etmeleri benim için fevkalade büyük bir olaydır. Fakat duyduğum göre üniversitemizde mevcut olan Arkeoloji bölümünün raydan çıkarılması düşünülüyor. Tasarruf tercihlerinde her zaman için yanlış kararlar alınır. Üniversite tıpkı bir insanın kitap okuması, boş zamanda müzik yapıp resimle uğraşması gibi bir faaliyet olarak düşünülmelidir. Bir toplum istediği kadar zengin, istediği kadar güçlü olsun, eğer üniversitenin getireceği faaliyetlerden ve bilgi birikiminden uzakta kalıyorsa hüsrana mahkumdur. Maalesef Türkiye ikinci gruba dahil değilse de bu düşünceyle oraya yuvarlanabilir. Taşra Üniversitesi iye bir kategoriye soktuğumuz üniversitelerin bazılarının eşsiz bir yeri vardır. Herhangi bir şekilde doldurulamaz. Uşak Üniversitesi de bunlardan biridir. Türkiye dediğimiz küçük Asya yeryüzü üzerinde etnik yapısı en geç değişen ülkelerden biri hatta birincisidir” diye konuştu.