Uslu’dan 'demokrasi' Vurgusu

Uslu’dan 'demokrasi' Vurgusu

TBMM İdare Amiri ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, “Milletin egemenliğine kayıt getirmek isteyenler, sınır getirmek isteyenler, milletin seçtiğini beğenip beğenmeme imtiyazını kendinde görenler, bugün Silivri’de hesap veriyorlar” dedi.

AK Parti Çorum İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısı’na katılan TBMM İdare Amiri ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, konuşmasında demokrasiye vurgu yaptı. Türkiye’de son dönemlerde yaşanan olaylara dikkat çeken Uslu, Türkiye’nin IMF borcunu bitmiş olması, ekonomik göstergelerin olumlu yöndeki yükselişi, faizlerin düşmesi ve ülkenin bölge ile etkinliğinin artmasıyla birlikte bir kısım mihrakların rahatsız olduğunu ve ülkedeki huzursuzluklar, yaşanan olumsuzlukların hiçbirisinin tesadüf olmadığını söyledi.

Uslu, AK Parti iktidarının bir taraftan ülkede huzur ve güveni sağlarken, diğer taraftan geçmişten gelen sorun stoklarını eritmeye çalıştığını kaydetti.

Uslu, dün “Laiklik elden gidiyor, devlet bölünüyor” söylemleriyle dikkatler başka yerlere çekilirken, bugün ideolojik devlet tartışmalarının bir kenara bırakılarak sosyal devlet anlayışının ön planlana çıktığına vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde mitingler düzenleyen sözde kamu yararına çalışan derneklere kaynak transfer edildiğini söyleyen Uslu, “O mitingler milletin parasıyla millete karşı yapılıyordu. Oysa bugün o paralar kamu yararına çalışanlar, derneklerle millete karşı yapılmış mitinglerde harcanmıyor. Aksine düşküne, yetime, yolda kalmışa, namerde muhtaç olmuş olanlara yardım olarak dönüyor. Sosyal devleti lüks göremeyiz. Fantezi olarak göremeyiz. Eğer insanımız namerde muhtaç ise başı dik gezemiyorsa ya da düşkün olduğunda devletin şefkat elini yanında bulamıyorsa o zaman kimse başı dik bir yurttaş olamaz” dedi.

Sosyal devletten rahatsız olanların bulunduğunu, bunun da faiz lobisi olduğunu dile getiren Uslu, “Faiz lobisi diyor ki ‘Biz bir çark kurmuştuk. Devlete gecelik yüzde bin 500 ila 2 bin faizle para satıyorduk’. İstanbul Ticaret Odası’nın istatistiklerini inceleyen 1. ve 2. 500 firmanın karlarına bakın, bunların yüzde 65’nin karının yüzde 60-65’i hep faaliyet dışı gelirlerinden oluşuyor. Devlete para satıyordu. Devlet o zaman en fazla 3 ay borçlanabiliyordu. Biz bunu yaşadık yakinen, devlet borç para bulamıyordu. Memuruna maaş ödeyemiyordu” ifadelerini kullandı.

Sosyal devletten rahatsız olan faiz lobisinin Gezi olaylarına finansör olduğunu belirten Uslu, “Devlete diz çöktürmeye alışanlar, bizler istersek küseriz, nerden buldun dersen kaçarız, bize hazine garantili borçlanma imkanı vermezsen üzülürüz diyen lobiler gitti. Ekonomi stabil hale geldi. Herkes marka üretmeye, kalite üretmeye mecbur kaldı. Acaba bu ülkede bir terör, bir kriz, bir anarşi, bir kaos yaratır da devleti yeniden bize muhtaç hale getirebilir miyiz diye planladılar. Ve sonuçta Gezi Parkı olayları çıktı” diye konuştu.

Geçmişte 1 Mayıs’larda Taksim’de çok sayıda eylem yaptıklarını ancak Gezi Parkı’ndaki örgütlerin hiçbirini Taksim’de bir araya getiremediklerini söyleyen Salim Uslu, şunları kaydetti:
“1 Mayıs mitinginde biz İstiklal Marşı okuyacağız, öyle başlayacağız diyorduk. Asla asla öyle bir şey yapmayın diyorlardı. Diyorduk ki Taksim’de 1 Mayıs’ta Türk bayrağı asacağız diyorduk, asla diyorlardı. 1 Mayıs görsellerine girip bakın internetten bir tane Türk bayrağı görecek misiniz, görürseniz onlarda Hak İş’tir mutlaka. Dün bize 1 Mayıs’larda Türk bayrağı taşıtmayanlar, bizimle yan yana gelmeyenler şimdi beraber ne oldu da yan yana gelip ellerinde Türk bayrağıyla gösteri yapıyorlar. Kafalarına taş mı düştü, yoksa onlara yol veren, yön veren güçler böyle mi olacak dedi.

Bu hükümeti sandıkla yenemiyoruz. Politikalarını eleştiremiyoruz. Bize eleştirecek fırsat bırakmıyor. Yapılan işleri eleştiremiyoruz. Doğru kararları eleştiremiyoruz. Alalım Türk bayrağını elimize sokaktaki vatandaş da bir şey var zannetsin demeye getirdiler. Sonra Mısır’da darbe oldu. Darbe sonrası bizi dövmeye kalktılar. Erbakan hoca döneminde sandıkla gelen sandıkla gitmeli diyorlardı. Bugün ne diyorlar; demokrasi demek sandık demek değildir, aklınızı başınıza devşirin, demokrasi sandıktan ibaret değildir diyorlar. Demokrasi neden ibaret? Sokaktan mı, darbeden mi, silahtan mı, ihtilalden mi ibaret. Demokrasi anlayışınıza şaşarım. Birileri demokrasi derken, darbe tonlaması ile milleti tehdit ederken, darağaçlarını gösterirken ben demokrasi diye çoğulculuğu, milletin kendi kendine idaresini, milletin seçtiklerin kimseye beğendirme gibi bir mecburiyeti yok diyorum. Sandıktan çıkan herkese saygı duyulmalı. Meclis duvarına yazdığımız ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü laf olsun diye söylenmiş veya Meclis duvarında aksesuar olsun diye yazılmış bir söz değildir. Egemenlik sınırsız sonsuz milletindir. Milletin egemenliğine kayıt getirmek isteyenler, sınır getirmek isteyenler, milletin seçtiğini beğenip beğenmeme imtiyazını kendinde görenler bugün Silivri’de hesap veriyorlar.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile