Uyuşturucunun en çok can aldığı iller

Türkiye'de uyuşturucu madde kullanımından dolayı ölenlerin sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı'na bağlı çalışan Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM)'nin 2009 yılı raporuna göre, uyuşturucu madde kullanımından ölenlerin sayısı yüzde 14 arttı.

Afyon ve türevleri içeren madde kaynaklı ölümler birinci sırada gelirken; vakaların yüzde 73,6'sında çoklu madde kullanımına rastlanıyor. Ölüm olaylarının en fazla meydana geldiği iller ise sırasıyla İstanbul, Gaziantep, Van, Elazığ, Antalya.2008 yılında yabancılar kategorisinde özellikle Gürcistan uyruklu şahıslardaki ölüm olaylarında artış gözlendi.

TUBİM tarafından hazırlanan 'Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) 2009 yıllık raporu, 'Bağımlılık Yapıcı Madde ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele 2009 yılı Türkiye Raporu', dikkat çekici bilgileri içeriyor. Yetkililer, bu tür raporlardaki verilerin bir yıl geriden hazırlandığını ifade ediyor.

Raporda, tedavi gören kişilerin sayısı 2006 yılında 2 bin 853, 2007 yılında 2 bin 492, 2008 yılında 2 bin 145 olarak tespit edildi. Bir önceki yıla göre tedavi görenlerin oranında yüzde 14 azalma oldu. 2006 yılından itibaren yatan hasta sayısının azalmasının nedeni olarak ise Denetimli Serbestlik Uygulamaları ile ayakta tedavi ve takip programlarının daha fazla tercih edilmesi gösterildi.

Tedavi olan hastaların yüzde 52,6'sı afyon türevi kullanırken; yüzde 29,6'sı esrar kullanıyor. Yüzde 2,4'ü stimulant ve yüzde 3,4'ü kokain kullanmaktan dolayı tedavi altına alındı. Tedavi altına alınan bağımlıların da yüzde 52,5'i ilk kez tedaviye başvururken; yüzde 45,8'i daha önce de tedavi olmuş.

Tedavi görenlerin yaş ortalaması 29,75 olarak tespit edildi. En küçük kişinin yaşı 11 iken en büyük kişinin yaşı 67 olarak belirlendi. Kişilerin eğitim durumları ise ilkokul, ortaokul ve liseden mezun olanların oranı sırasıyla yüzde 33,1, yüzde 28,4 ve yüzde 28,7 olarak bulundu. Yüksekokul bitirenlerin oranının yüzde 6 ve hiç okula gitmeyenlerin yüzde 2,9 olduğu saptandı. Bir önceki yıl ile kıyaslandığında, ilkokul ve ortaokul öğrenimi almış kişilerde hafif de olsa bir azalma varken; özellikle lise ve yüksekokul öğrenimi almış olan kişilerde tedavi talebinin arttığı görüldü.

Tedaviye gelenlerin yüzde 56,9'u kendisi, yüzde 31'i ailesi ve arkadaşları, yüzde 8,8'i polis, mahkeme yönlendirmesi ile merkeze geliyor. Ölüm olaylarında 2007 yılına göre 2008 yılında yüzde 14'lük bir artış oldu. 2007'de 139 olan madde kullanımı nedeniyle ölüm, 2008'de 159 olarak tespit edildi.

Ölüm nedeni yüksek doz veya çoklu madde kullanımı. Yüzde 88,7'sinde ölüm, afyon türevlerinin yalnız veya sıklıkla alkol ve diğer maddelerle birlikte kullanılması sonucu gerçekleşti. Afyon türevleriyle birlikte en sık benzodiazepin türevleri, esrar, etanol ve kokain kullanıldı.

UYUŞTURUCU SİGARA GİBİ ALINIYOR

Tedavi görenlere 'Maddelerin kullanım yolu nedir?" diye soruldu. Hastalar, uyuşturucu maddesini sigara gibi kullandıklarını ifade etti. Kullanım şekilleri arasında koklama, enjeksiyon, yeme-içme de var.

Maddelere göre kullanım yolları ise şöyle: Eroin kullanan kişilerin büyük çoğunluğu enjeksiyon ve burun yolunu, kokain kullananlar burun yolunu, ekstazi ve benzodiazepin kullananlar ağız yolunu, uçucu maddeleri kullananlar koklama yolunu ve esrar kullananlar da sigara gibi içme yolunu seçiyor.

Raporun değerlendirme bölümünde, madde bağımlılığı ve sosyal dışlanma, madde bağımlılarının sosyal rehabilitasyonu ve topluma yeniden entegrasyonlarının madde bağımlılığında yürütülen önleme ve müdahale çalışmalarında özel bir yer verilmesi gerektiği ifade ediliyor.

"Sosyal dışlanma ve bu kişilerin adeta aile, arkadaş çevresi ve toplumca yok sayılıp kendisinden uzaklaşılması madde bağımlılığı kısır döngüsünün sürmesine neden olmaktadır." denilen raporda, şu görüşlere yer verildi: "Bu sorunu yaşayan ister sokakta yaşayan bir birey, ister sokakta çalışan/yaşayan bir çocuk, isterse evsiz bir kişi/aile olsun, toplumun bu bireyin de toplumda bir yer ve önemi olduğu ve sorunu ile baş etmek için barınma, eğitim, istihdam, sosyal yardımlardan yararlanma gibi toplumsal kurumlardan yardım ve hizmet alma hakkı olduğu konusunda bilinç kazanması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bağımlı kişinin sosyal dışlanmasının önüne geçilmesi, toplumdaki hizmetlerden tüm bireyler gibi yararlanmaları, eğitim ve istihdam imkanları kazanmaları için yeni bazı yasal düzenlemeler yapılması önem taşımaktadır. Bunun yanında ulusal ve yerel düzeyde toplum genelinde bu konuda bilinç arttırılmasına yönelik olarak, okullarda, iş yerlerinde tüm sözlü, yazılı ve görsel medya araçları kullanılarak etkin çalışmaların yapılması, bağımlı olmuş ancak tedavi sonrası topluma dönme aşamasındaki kişilere yönelik önyargı ve sosyal dışlama davranışları en aza indirgenmede önem taşımaktadır."

TUBİM NEDİR?

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) ulusal temas noktası olan TUBİM, 25'ten fazla ulusal kurum ve kuruluşla işbirliği içinde, Türkiye'nin risk ve mücadele profilini ortaya koyacak verileri toparlıyor.

Elde edilen veriler gerekli analiz ve değerlendirmelerden sonra, yıllık ülke raporları ve tablolar halinde ulusal birimlerle EMCDDA ile paylaşılıyor.

TUBİM, aynı zamanda uyuşturucu alanında yayınlanan uluslararası raporların ve sual namelerin, ülke adına hazırlanarak ilgili uluslararası kuruluşlara sunulduğu bir merkez olarak çalışıyor. TUBİM, yayınlanan ilgili uluslararası raporları Türkiye adına takip ediyor.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile