Özel Kastamonu Anadolu Hastaneleri, son zamanlarda Türkiye’de yaygınlaşan H1N1 virüsü ile grip hakkında vatandaşları bilgilendirme adına ’Grip (İnfluenza)’ konulu konferans düzenledi.
Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odasında gerçekleştirilen konferansa vatandaşların ilgisi yoğun oldu.
Grip konferansına konuşmacı olarak katılan Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Saliha Bakır Özbey, H1N1 (domuz gribi) virüsünün 2015 yılında daha yaygın görüldüğünü belirterek, grip olan her 10 kişiden 6’sının domuz gribi olduğunu belirtti.
Dr. Özbey, domuz gribi virüsünün 2009 yılından itibaren insanlara adapte olduğunu ve artık mevsimsel grip etkenleri arasına girdiğini ve bu yüzden paniğe de gerek olmadığını belirtti.
"EN YAYGIN HASTALIK DOMUZ GRİBİ"
Uzm. Dr. Özbey, "Sağlık Bakanlığı’nın grip şikayetiyle aile hekimlerine başvuran kişilerden aldıkları bin 72 örnek değerlendirmiş ve 124’ünde influenza A tespit edilmiş. Bunların 73’ü H1N1, 39’u H3N2, geride kalan 5’i de influenza B olarak görülüyor. Bu oranlardan da gördüğümüz gibi yüzde 60 civarında H1N1 aktif durumda olduğu saptanmıştır" dedi.
Grip virüsünün kendisine bağlı alt solunum yolu enfeksiyonu gerçekleştirip insanların ölümüne yol açmasından çok, kişinin altta yatan kronik hastalıklarını tetikleyerek ölüm olaylarının meydana geldiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Özbey, gripten korunma yollarını açıklarken risk grubundaki kişilerde grip belirtileri görülmesi durumunda mutlaka hastaneye gidilmesi gerektiğini ifade etti.
"DÜNYADA HER YIL 5 MİLYON KİŞİ GRİP HASTALIĞINA YAKALANIYOR"
Dünyada her yıl yaklaşık 5 milyon kişinin grip hastalığına yakalandığını dile getiren Uzm. Dr. Özbey, şunları söyledi:
"Grip, sıklıkla kışın kapalı ortamlarda yakın teması olan insanlar arasında görülen, insandan insana enfekte solunum yolu salgılarıyla bulaşan, virüslerin yol açtığı bir enfeksiyon hastalığıdır. Her yıl nüfusun yüzde 5 ila 15’i grip olmaktadır. Dünyada ise her yıl yaklaşık 5 milyon kişi grip hastalığına yakalanmakta bunlarında yaklaşık 500 bini hayatını kaybetmektedir"
Grip virüslerinin M.Ö. 400 yıllarda Hipokrat tarafından tanımlandığına dikkat çeken Dr. Özbey, "O günden bu tarafa da üç farklı virüs bilinmekte. İnfluenza A, B ve C virüsleri insanlarda enfeksiyon oluşturabiliyor. Salgınlardan sorumlu olması nedeniyle influenza A bizim için daha önemli oluyor. İnfluenza insanlarda enfeksiyon oluşturduğu gibi kuşlarda, domuzlarda, atlarda ve deniz memelilerinde de enfeksiyon oluşturabiliyor" diye konuştu.
"DOMUZ GRİBİ ÖLÜM ORANLARI ÖNCEKİ SALGINLARA GÖRE DAHA AZ"
İnfluenza tarihine bakıldığında çok ciddi salgınların görüldüğünü hatırlatan Uzm. Dr. Özbey, "1918 İspanyol gribi, 1957 Asya gribi, 1968 Hong Kong gribinde milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Son olarak ise 2009 yılında domuz gribi görüldü.
Bu gripten yaklaşık 200 ülke etkilendi. Önceki salgınlara baktığımızda ölüm oranın çok daha düşük olduğunu görüyoruz" dedi.
"DOMUZLAR TEKNE GÖREVİ GÖRDÜ"
2009 yılında domuz gribinin, domuzların hem insanlardan hem de kuşlardan bu virüsü alabilmesiyle ortaya çıktığına işaret eden Uzm. Dr. Özbey, "Domuzlar burada tekne görevi gördü. Kuşlarda, insanlarda ve domuzlarda görülen influenza virüsü domuzlarda yeniden şekilleniyor. Böylece H1N1 ortaya çıkmış ve insanlara bulaşmıştır" şeklinde konuştu.
"DOMUZ GRİBİ İNSANLARA ADAPTE OLDU"
Bu tür virüslerin zamanla insanlara adapte olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Özbey, "İnsanlar arasında yayılıyor. Grip mevsimlerinde ise ortalarda dolaşan virüsler haline geliyor. 2009 yılından beri domuz gribi ortamda dolaşmakta. İnsanlara adapte olmuş durumda. Mevsimsel grip etkenleri arasına girmiş durumda ve 2009 yılından bu tarafa H1N1 bulunmaktadır. Domuz gribinin insanlara adapte olması ölüm oranlarını da hızla azalttı" ifadelerini kullandı.
"GRİP OLANLARIN YÜZDE 60’I H1N1 VİRÜSÜ TAŞIYOR"
Türkiye’de 2013 ila 2015 yılları arasındaki grip aktivitesine bakıldığında gribin Ekim aylarında ortaya çıktığını ve Ocak-Şubat aylarında da hızla yayıldığını söyleyen Uzm. Dr. Özbey, "Yaklaşık nüfusun yüzde 11 civarında bir grip vakası görülüyor. 2015 yılındaki grip vakalarına baktığımızda toplumda yüzde 60 H1N1 virüsünün aktif olduğunu görüyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın grip şikayetiyle aile hekimlerine başvuran kişilerden aldıkları bin 72 örnek değerlendirmiş ve 124’ünde influenza A tespit edilmiş. Bunların 73’ü H1N1, 39’u H3N2, geride kalan 5’i de influenza B olarak görülüyor. Bu oranlardan da gördüğümüz gibi yüzde 60 civarında H1N1 aktif durumda olduğu saptanmıştır" açıklamasında bulundu.
GRİP NASIL BULAŞIYOR?
Grip virüsünün enfekte insanların üst ve alt solunum yolu salgılarında bulunduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Özbey, "Kişinin öksürüğü, aksırığı sırasında damlacıklar yoluyla etrafa yayılıyor. Çevremizdeki yakın insanlara da solunum yoluyla bulaşabiliyor. Aynı zamanda enfekte bir bireyle tokalaşma ve öpüşme sırasında da virüs bulaşabiliyor. Virüsün temas etmiş yüzeylere dokunmamızla da hastalık bizlere bulaşabiliyor" dedi.
Virüsün kapalı alanlarda daha hızlı bulaşabildiğine işaret eden Uzm. Dr. Özbey, şöyle konuştu: "Grip belirtileri başladıktan bir hafta süre içerisinde etrafa bulaştırabiliriz. Bazı insanlar enfeksiyonu çok hafif geçirebilir ancak bu kişilerde virüsü çevreye bulaştırabiliyor. Eğer ani başlayan bir ateşiniz, kuru öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı, hapşırık, halsizlik, ishal, bulantı ve kusma gibi belirtiler grip olan insanda görülebilir. Daha ağır vakalarda alt solunum yolu enfeksiyonuna bağlı nefes darlığı görülebilir. Ağır grip vakalarında kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, özellikle aspirin kullanan kişilerde karaciğer yetmezliğine yol açabiliyor ve kişi hayatını kaybedebiliyor"
"EN FAZLA ÖLÜM RİSKİ, 2 YAŞ ALTI VE 65 YAŞ ÜSTÜ TAŞIYOR"
Grip virüsünün en fazla risk taşıdığı grubun 2 yaş altı ve 65 yaş üstü insanlar olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Özbey, "Bunun dışında hamileler, kronik bronşit, astım, kalp damar hastalığı, nörolojik hastalığı bulunanlar, sürekli aspirin kullanması gereken 6-18 yaş çocuklar ve obezite hastalığı olanlar grip için risk grubunda" diye konuştu.
"KESİNLİKLE ASPİRİN VE ANTİBİYOTİK KULLANMAYIN"
Gribin tedavisinde kesinlikle aspirin kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özbey, "Çünkü ağır karaciğer yetmezliklerine yol açabiliyor. Aspirin dışındaki ağrı kesici ve ateş düşürücüleri tercih ediyoruz. Yine kesinlikle antibiyotik kullanımından kaçınmalıyız. Virüslerde antibiyotikler işe yaramıyor. Gereksiz yere kullanılan antibiyotikler hastalığın ilerlemesine dahi yol açabiliyor. Sadece ikincil gelişen bakteriyel enfeksiyonlara karşı hekim önerisiyle antibiyotik kullanılması gerekebilir" şeklinde konuştu.
"GRİPTEN KORUNMAK İÇİN UYMAMIZ GEREKENLER"
Bütün enfeksiyon hastalıklarından korunmak adına ellerin özenle yıkanmasının büyük önem taşıdığını belirten Uzm. Dr. Özbey, şöyle devam etti: "Öksürürken veya aksırırken ağzımızı kağıt mendille kapatmalıyız. Kirli ellerimizle ağız burun ve gözlere dokunmaktan kaçınmalıyız. Grip benzeri hastalıklarda evde istirahat edilmeli ve bireylerle mesafemizi korumalıyız. Dışarı çıkarken hastalığı bulaştırmamak adına maske takabiliriz. Virüs yüzeylerde 48 saat canlı kalabildiğinden temizliğe çok dikkat etmeliyiz. Gripten korunmanın en önemli yolu da grip aşısıdır. Risk grupları başta olmak üzere herkese grip aşısı olmasını tavsiye ediyorum."
Uzm. Dr. Özbey, konuşmasının ardından konferansa katılan vatandaşların merak ettiği soruları yanıtladı.
Uzm. Dr. Özbey Açıklaması '10 Kişiden 6'Sı H1n1 Virüsü Taşıyor'
Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Saliha Bakır Özbey, grip olan her 10 kişiden 6’sının domuz gribi olduğunu ifade ederek, ülkenin yüzde 60’ının domuz gribi virüsü taşıdığını söyledi.