Uzmanlardan Check-up Uyarısı
Acıbadem Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Duygu Yazgan Aksoy, tüm sağlıklı bireylerin yılda bir kez sağlık kontrolünden geçmesi gerektiğini vurguladı.
İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Duygu Yazgan Aksoy, “check-up ve önemi” konusunda merak edilenleri cevapladı. Doç. Dr. Aksoy, düzenli sağlık kontrollerinin bazı sorunların başlamadan tespit edilmesini sağladığı gibi, başlamış sorunların erken teşhis edilmesine de imkan sağladığını belirterek, “Ayrıca gelecekte ortaya çıkabilecek tıbbi risklerin belirlenmesi, daha sağlıklı bir yaşam tarzının geliştirilmesi, eksik aşıların tamamlanması gibi konularda da düzenli sağlık kontrolleri önemli bir rol oynamaktadır” dedi
Tüm sağlıklı bireylerin yılda bir kez sağlık kontrolünden geçmesi gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Aksoy, ancak bu kontrollerin içeriğinin bireyin yaşı, cinsiyeti, aile öyküsüne göre farklılık gösterdiğini belirtti.
DoçAksoy, check-up esnasında neler yapıldığını ise şöyle sıraladı:
“Tüm hastaların check-up yaptırmadan önce bazı bilgileri gözden geçirmeleri faydalı olur. Aile öyküsü bunların başında gelmektedir. Ailede bir hastalık öyküsünün varlığı bireyin bu hastalığı ileride kesinlikle ortaya çıkaracağı anlamına gelmemekle birlikte, bu hastalık açısından daha dikkatle değerlendirilmesini gerektirir. Bu nedenle ailede kalp hastalığı, şeker gibi bir hastalık olup olmadığı kontrol öncesi öğrenilmelidir. Check-up sırasında bireyler herhangi bir yakınmaları varsa bunu hekimleriyle paylaşmalıdırlar.”
CHECK-UP’TA YAPILMASI GEREKEN TESTLER
Check-up esnasında gözden geçirilmesi gereken konularla ilgili de bilgi veren Doç. Dr. Aksoy, tüm hastaların beslenme biçimleri, çalışma koşulları, egzersiz yapıp yapmadıkları, sigara-alkol-ilaç kullanımları, cinsel ve ruhsal sorunlarının tek tek gözden geçirilmesi gerektiğini kaydederek, kadın hastaların gebelik ve doğum hikayelerin de not edilmesi gerektiğini bildirdi. Bunun dışında standart olarak bazı testler yapılması gerektiğini açıklayan Aksoy, bu testleri şöyle sıraladı:
“Tüm bireylerin kadın-erkek ayrımı olmaksızın kan basınçları ölçülmelidir. Eğer ölçülen kan basıncınız 120/80 mmHg’nın üzerindeyse takip sıklığı arttırılmalı ve bunun üzerindeki değerler hipertansiyon açısından dikkatle takip edilmelidir. Tüm bireylerin boyu ve kilosu ölçülmeli, vücut kitle indeksi hesaplanmalıdır. Kilogram cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boyun karesine bölünmesi ile elde edilen bu değerin normal aralığı 18-24.9 kg/m2’dir. 40 yaş üzerindeki tüm bireylerin açlık kan şekeri ve/veya son üç aydaki kan şekeri düzeyini gösteren HbA1c değeri ölçülmeli, normalse bu ölçümler üç yılda bir tekrarlanmalıdır. Aile öyküsü, eşlik eden hastalıklar ve üreme öyküleri bireylerin tarama sıklığını değiştirebilir. Ayrıca tüm gebelere eğer daha önce taranmalarını gerektiren bir durum yoksa gebeliğin 24-28. haftaları arasında gebelik diyabeti olup olmadığını tespit etmek için şeker yükleme testi yapılmalıdır. 35 yaşından büyük bireylerde kan yağları ölçülmeli, normalse beş yılda bir ölçümler tekrarlanmalıdır. Risk altındaki bireylerin taramaları daha erken yaşta başlayabilir. Bunun dışından gereken hastalarda kan sayımı, karaciğer, böbrek fonksiyon testleri, vitamin düzeyleri ölçülebilir.”
KANSER AÇISINDAN YAPILMASI GEREKEN TARAMALAR
Check-up esnasında kanser açısından yapılması gereken taramalarla ilgili de bilgi veren Doç. Dr. Aksoy şunları dedi:
“50-75 yaş arasındaki tüm bireylerin yıllık gizli kan testi, beş yılda bir sigmoidoskopi ya da on yılda bir kolonoskopi ile kalın bağırsak kanseri açısından taramaları gerekir. 55-80 yaş arasındaki 30 paket/yıldan fazla sigara öyküsü olan, halen sigara içen veya son 15 yıl içinde bırakmış olanların düşük doz bilgisayarlı akciğer tomografisi ile değerlendirilmesi önerilmektedir. Ayrıca tüm kadınlar 40 yaşından sonra meme muayenesi ve mammografi ile meme kanseri açısından taranmalıdır. Meme ve yumurtalık kanseri açısından genetik risk artışına sebep olan BRCA gen mutasyonu açısından aile öyküsü mutlaka sorgulanmalı, bu bireylerde tarama erken başlatılmalıdır. Prostat kanseri açısından tarama yapılıp yapılmamasına muayene eden hekim karar vermelidir. Tüm kadınlarda rahim ağzı kanserini erken tespit etmek için 21 yaşından itibaren 30 yaşında kadar iki yılda bir, sonrasında 65 yaşına kadar üç yılda bir HPV testi ile beraber smear testi yapılmalıdır. Belli özel durumlar hariç tümör belirteçleri tanı amaçlı kullanılmamaktadır.”
Son dönemde sigara içen 65-75 yaş arası erkek hastalarda bir kez olmak üzere karındaki ana atar damarın genişlemesi (Abdominal aort anevrizması) açısından tarama önerildiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Aksoy şunları kaydetti:
“Menopoz sonrası kadınlarda kemik mineral dansitesi ölçümü yapılmalıdır. Ayrıca erişkin aşılama önerilerine göre hastalar mutlaka grip, zatürre, difteri-tetanos, HPV, hepatit açısından gerekirse aşılanmalıdırlar. Son olarak check-up daha sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirmek için fırsat kabul edilmeli, sağlıklı beslenmenin, sigarayı bırakmanın, düzenli egzersizin önemi vurgulanmalı, kaza ve yaralanmalara karşı alınması gereken önlemler (emniyet kemeri, kask kullanımı) hatırlatılmalı, tespit edilen her türlü sorun için uygun tedavi ve takip planlanmalıdır.”