Üzümde Hasat ve Sorunlar
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin toplam üzüm üretiminde Çin, İtalya, ABD, Fransa ve İspanya’nın ardından 6’ncı, kuru üzümde birinci olduğunu bildirerek, “Üreticilerimizin emeklerinin karşılığını almaları, iyi bir sezon geçirmeleri ve üretimi artırma gayretlerinin desteklenmesi için sorunların çözülmesi gerekir” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, üzümde bazı bölgelerde hasadın yapıldığını, İç Anadolu’da daha yeni yeni başlayacağını, bağlarda hasat tarihinin belirlenmesinde şeker oranı ölçümünün mutlaka yapılması, erken kesime izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Şemsi Bayraktar, üzümün tarihçesinin bundan 7 bin yıl öncelerine kadar dayandığını, anavatanının Anadolu’nun içinde bulunduğu Doğu Akdeniz ve Kafkasya’yı içine alan bölge olduğunu, Türkiye’de bin 200 çeşit üzüm bulunduğunu ancak üretilen çeşitlerin 50-60’ı geçmediğini bildirdi.
DAHA İYİ KALİTEDE ÜRÜN İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Kuru üzümün depolanması ve nakledilmesi esnasında kullanılan ambalaj malzemelerinin kaliteli ürünün muhafazası açısından önem arz ettiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Üretim ve işleme aşamasında kuru üzümün çuvallar yerine jüt çuvallar veya 200-400 kilogramlık çipli plastik kasalar ile nakliye ve depolanması yapılmalı. Pestisit, mikotoksin ve kalite analizlerinin yapılarak ürünün hasat sonrası sertifikalandırılması yapılmalıdır. Hızlı alternatif kurutma yöntemlerinin geliştirilmesi gerekir. Hasat zamanı kuru madde üzerinden tespit edilmeli ve farklı bandırma yöntemlerinin renk üzerine etkisine yönelik çalışmalar desteklenmelidir. Hasat tarihinin belirlenmesinde şeker oranı ölçümü mutlaka yapılmalı, erken kesime izin verilmemelidir.”
Bazı ithalatçıların İran’dan getirdikleri kuru üzümü, Türkiye üzerinden hatta Türk üzümü gibi Avrupa ülkelerine ihraç etmesinden duyulan rahatsızlığı vurgulayan Bayraktar, “Sınır ticareti adı altında ülkemize giren ve sınır illerinde kalmayıp, ihraç edilen kuru üzümün içine karıştırılarak kalitemizi tehdit eden kaçak girişler, daha sıkı kontrollerle önlenmelidir” dedi.
"AB STANDARTLARINA UYUM GÖSTERMEK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPILMALIDIR"
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kuru üzüm pazarlamasında ve ihracatında önemli sorunlardan biri temizliktir. Ambalajlamada özellikle en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği (AB) standartlarına uyum göstermek için çalışmalar yapılmalıdır. Çekirdeksiz kuru üzümde AB benzeri bir depolama kuruluşunun oluşturulması ve depolama maliyetinin desteklenmesi gerekmektedir. Ambalajlamada özellikle en büyük pazarımız olan AB standartlarına uyum göstermek için çalışmalar yapılmalıdır. Çekirdeksiz kuru üzümde AB benzeri bir depolama kuruluşunun oluşturulması ve depolama maliyetinin desteklenmesi gerekmektedir. Üzümde alternatif değerlendirme şekillerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Ürün ihtisas borsaları oluşturulmalı. Girdi fiyatları düşürülmeli, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabet edebilmesi için üzüm üreticisi desteklenmelidir.”
"SON 10 YILDA EKİM ALANLARI AZALDI, VERİM VE ÜRETİM ARTTI"
Son 10 yılda Türkiye’de üzümde ekim alanları azaldığını, verim ve üretimin arttığını belirten Bayraktar, “Ülkemizde 2004 yılında 5,2 milyon dekar alanda 3,5 milyon ton üzüm üretimi varken, 2013 yılında da 4,7 milyon dekar alanda 4 milyon ton üzüm üretimi gerçekleştirildi.
Ekim alanları yüzde 9,6 azalmasına karşın üretim yüzde 14,3 arttı. 2004-2005 döneminde 238 bin ton olan çekirdeksiz kuru üzüm miktarı, 2006-2007 sezonunda 266 bin tona kadar çıktı. En son 215 bin tonluk bir ihracat gerçekleştirildi” dedi.