Arınç, Vakıflar Haftası'nın başlaması dolayısıyla Meclis'te düzenlenen törene katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında vakıf medeniyetinin tarihi ve kültürel geçmişte önemli bir yeri olduğuna işaret eden Arınç, bu yıl Vakıflar Haftası'nın, "Vakıf ve Sanat" teması ile gerçekleştirildiğini belirtti.
Osmanlı İmparatorluğu'nun vakıf cenneti olduğunu kaydeden Arınç, vakıfların bulundukları coğrafyaya hizmetin yanı sıra sanat anlayışı da götürdüğünü, Türk-İslam sanatının en nadide örneklerinin vakıflar vesilesiyle ortaya çıktığını aktardı. Bugün dünyanın hayranlıkla baktığı pek çok eserin, birer vakıf eseri olduğunun altını çizen Arınç, bu eserlerin tüm dünya için miras özelliği taşıdığını söyledi.
UNESCO'nun dünya mirası çalışmasını hatırlatan ve bu listede Türkiye'den 13 varlığın bulunduğuna dikkati çeken Arınç, "Aslında medeniyetimizi dünyaya daha iyi anlattığımızda pek çok vakıf eserinin de bu listeye dahil olacağı muhakkaktır" ifadesini kullandı.
Arınç, şöyle devam etti:
"Elimizdeki kültürel mirasın değerinin bilinmesi en önemli meselemiz olmalıdır. Zira bir millet sanatı ile varlığını ispat eder. Atatürk'ün dediği gibi 'Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş sayılır. Hal böyle iken bizzat sahibi olduğumuz sanat anlayışımızı her daim hatırlamak ve geliştirmeyi, sanat eserlerimizi korumayı bütün insanlığa borcumuz gibi sürdürmek mecburiyetindeyiz. Bu doğrultuda yeni Türkiye'nin de sanatına ve sanatçısına sahip çıkıp yüceltmesi gerekir. Bu anlayışın bir parçası olarak ecdattan miras aldığımız sanat anlayışına ve sanat eserlerine ve sanatçılarımıza sahip çıkıyoruz."
-"Yılda ortalama 300'ü aşkın vakıf eseri restore ediyoruz"
Hükümetlerinin vakıf eserlerinin ihyası için büyük çaba gösterdiğini belirten Arınç, 2003 yılına kadar vakıf eserlerine alaka gösterilmediğini, ecdat yadigarı sanat eserlerinin sahipsiz bırakıldığını kaydetti. Arınç, "2003 yılından bu yana dokunulmaya cesaret edilemeyen büyük eserlerimiz de dahil olmak üzere yaklaşık 4 bin vakıf eserini, 3 katrilyon harcama yaparak restore ettirdik. 2003 yılına kadar yılda 5, 6 eser restore edilirken o tarihten bu yana yılda ortalama 300'ü aşkın vakıf eseri restore ediyoruz. 2015 yılında da 305 vakıf eserin onarım ve restorasyonu için toplam 300 milyon tutarında ihale gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bu çalışmaları gerçekleştirirken, bölge, şehir farkı gözetmediğini, ırk ve inanç ayrımı yapmadığını vurgulayan Arınç, mart ayında açılışı gerçekleştirilen Büyük Edirne Sinagogu'nun bunun en güzel örneği olduğuna işaret etti.
Yıllar boyunca depolarda kilit altında tutulan, her türlü tehlikeye açık halde bırakılan binlerce halı, kilim, hat levha, Kabe örtüsü ve el yazması Kur'an-ı Kerim gibi eserlerin de hükümetleri döneminde Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce gün yüzüne çıkarıldığını ifade eden Arınç, bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmaları anlattı.
Sanatın önemine vurgulayan Arınç, "Yeni Türkiye'nin sonsuza kadar yaşamasında milletimizin maneviyatını besleyecek sanat anlayışına da büyük önem vermekteyiz. Vakıf ve Sanat yılının bu şuurun daha iyi anlatılmasına ve anlaşılmasına vesile olmasını diliyorum" dedi.
-"Her vakfın vakfiyesinde bir dua bir de beddua vardır"
Törene katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun vakıf eserlerine olan ilgisini anlatan Arınç, vakıfların ayakta kalması için çaba gösteren herkese teşekkür etti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün özel bütçeli bir kurum olduğunu anımsatan Arınç, şöyle devam etti:
"Genel bütçeli bir daire değiliz. Genel bütçeden büyük bir kaynak, katkı da almıyoruz doğrusu. Hatta en masum isteğimiz, 'bize biraz daha kadro verin, hizmetler aksamasın' şeklindeki taleplerimize, her talebe koşarak cevap veren Maliye Bakanlığımız'dan şuan itibariyle de bir karşılık alabilmiş değiliz. Kulaklarını çınlatmak için söylüyorum. Bizim onlara Vakıflar olarak söyleyebileceğimiz iki şey var. Bunun bir tanesini yaptığımız için mutluyum. Her vakfın vakfiyesinde bir dua bir de beddua vardır. Beddua hoş bir şey değil. Ama vakıf, vakfı şar nass gibidir, deyince onun şartlarına uymamak için çalışanların, onun şartlarını berhava edenlerin, onun şartlarını yok sayanların da bir bedduaya maruz kalacağını herkesin bilmesi lazım. O yüzden bizim vakıflarımızda çalışan herkes çalışır, direnir, ikaz eder, uyarır, bakar ki netice alamaz, dairesi ne olursa olsun, isterse bakanlık, bir yazı yazar ve arkasına o vakfiyenin bedduasını ekler. 'Duadan nasibinizi almadınız, bedduasından hiç olmazsa korkun' derler. Bu beddua korkusuyla bazılarının hizaya geldiğini biliyoruz, bazılarının da 'bana beddua kar etmez, hiçbir zarar vermez' düşüncesiyle bunları devam ettirenler de var maalesef. Şunu söylemek istiyorum; vakıflarda çalışmak büyük bir nimettir."
-"Üç dönemliklerin halinden anlasa anlasa en iyi Vakıf Bank anlar"
Bir veda konuşması da yapmak istediğini söyleyen Arınç, törenin başında Vakıf Bank için hazırlanan tanıtım filminin gösterildiğini hatırlattı. Arınç'ın "Çok güzel hazırlanmış bir film. Biz insanların huzurlu, mutlu yaşaması için, ihtiyaçlarının karşılanması için çok güzel vakıflar kurmuşuz. 'Halden anladığını söylüyor' Vakıf Bank. Bizim halimizden de anlar inşallah, üç dönemliklerin halinden anlasa anlasa en iyi Vakıf Bank anlar diye düşünüyorum" şeklindeki sözleri alkışlara ve gülüşmelere neden oldu.
Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşin latifesi bir tarafa, 1 Mayıs itibariyle ben yedinci yıla girdim, başbakan yardımcılığı ve vakıflardan sorumlu bir bakan olarak. Pek çok kurum bana bağlıydı ama kusura bakmasınlar bunların içerisinde severek, koşarak, gecemizi gündüzümüzü kaplayan hizmet alana vakıflar oldu. Ben hamdolsun 7 yıldır, genel müdürlerimiz başta olmak üzere çok güzel vakıflar personeliyle çalıştım. Çok fedakar, yaptığı işi severek yapan insanlarla beraber olduk. Çok büyük atılımlar yaptık. Cemaat vakıflarıyla ilgili yaptıklarımız bunlardan sadece bir tanesidir. Restorasyonlar sadece bunlardan bir tanesidir."
-"Vakıf Katılım Bankası kurmak üzereyiz"
Arınç, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hizmetleri hakkında da bilgi verdi.
Genel Müdürlüğün bir yandan da kaynaklarını artırmaya çalıştığını belirten Arınç, "Bir Vakıf Katılım Bankası kurmak üzereyiz. Bunu Vakıflar Genel Müdürlüğü kuracaktır. İslam Kalkınma Bankası'ndan temin edilecek bir kısım sermaye ile eğer oradan temin imkanı bulunamazsa ki sözü verildi, ama bir başka yoldan, en azından Vakıf Bank'taki hisselerimizin bir kısmının halka açılması veya satılması veya Hazine'ye devredilmesi ile bir kaynak sağlayarak Vakıf Katılım Bankamızı kuracağız" diye konuştu.
Dünya örneklerine bakıldığında vakıflar eliyle kurulan pek çok ticari işletmenin yine vakıflara gelir getirdiğini aktaran Arınç, Türkiye'de de böyle girişimlere ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da vakıflar konusunda hassasiyetleri için teşekkür eden Arınç, bu durumun başkalarına da örnek olmasını istedi.
Arınç, geçmişte vakıf arazisi olan ancak daha sonra orman haline dönüşen arazilerde vakıfların payı olduğunu belirterek, "2B arazilerinin satışında, her satıştan yüzde 3 vakıflara pay verilmesi konusunda da hamdolsun kanuna yazılan bir ibare sanıyorum bize bugüne kadar 50 milyonunun üzerinde bir gelir temin etti" dedi.
"Vakıfların yüzü gülsün, vakfedenlerin ruhu şad olsun ve vakıf insanlar bu ülkede huzur içerisinde, insanlara hizmet etmeyi, mahlukata hizmet etmeyi, Allah'ın rızasını bilsinler" diyen Arınç, konuşmasını vakıf bilincinin artması dileğinde bulunarak tamamladı.
Vakıflar Haftası Açılış Töreni
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "2003 yılından bu yana dokunulmaya cesaret edilemeyen büyük eserlerimiz de dahil olmak üzere yaklaşık 4 bin vakıf eserini, 3 katrilyon harcama yaparak restore ettirdik. 2015 yılında da 305 vakıf eserin onarım ve restorasyonu için toplam 300 milyon tutarında ihale gerçekleştiriyoruz" dedi.