Vali Duruer’den Restorasyon Öz Eleştirisi

Vali Duruer’den Restorasyon Öz Eleştirisi

Edirne Valiliği tarafından düzenlenen ‘Koruma ve Restorasyon’ konulu sempozyumda konuşan Edirne Valisi Hasan Duruer, “Ben şehirleri koruduğumuzdan şüpheleniyorum.

Başta yöneticiler olmak üzere tarihi eser korumada birikim, kültür ve eğitime sahip olduğumuzu düşünmüyorum” dedi.

Edirne Valiliği tarafından Halk Eğitim Merkezi’nde Koruma ve Restorasyon’ konulu sempozyum düzenlendi.

Sempozyuma, Vali Hasan Duruer’in yanı sıra Belediye Başkan Yardımcısı Nihan Akdere, İl Emniyet Müdürü Cemil Ceylan, İl Kültür ve Turizm Müdürü İrfan Özcan, Vakıflar Bölge Müdürü Hayati Binler, Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Sınav, daire müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Vali Hasan Duruer, Edirne’deki tarihi eserlerin restorasyonu ve korunması konusundaki eksikliklere dikkat çekti. Edirne’deki görevine 17 Ağustos’ta başladığını hatırlatan Duruer, konuşmasına şu ifadelere yer verdi: VALİ DURUER: ŞEHİRLERİ KORUDUĞUMUZDAN ŞÜPHELENİYORUM “Edirne’ye ilk girdiğimde iki minare gördüm. Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Edirne’de de siluet problemi olduğunu anladım. Bursa’yı ziyaret ettim. O yeşil dedikleri, tarihi dedikleri Bursa’nın silueti öldürülmüş. Ben şehirleri koruduğumuzdan şüpheleniyorum. Başta yöneticiler olmak üzere tarihi eser korumada birikim, kültür ve eğitime sahip olduğumuzu düşünmüyorum. Edirne kale şehri ama kaleden eser yok. Türkiye’deki ilk askeri hastanelerden olan hastanenin yerinde şimdi yeller esiyor, belediye çöplüğü olarak kullanılıyor. Yeni saray içler acısı durumda. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yapıldığı Sarayiçi’nde yılda sadece 3-4 gün kullanılan betonarme bir bina var. Tarihi esere saygı olmadığı için Sokullu Hamamı’nın bir kısmının yol yapılmak üzere yıkıldığını görüyoruz. Tarihi mezarlar sadece cami bahçelerinde kalmış. Edirne’deki sıkıntılardan biri de Edirne’nin nehirler kenti olmasına rağmen bu avantajın kullanılamaması. Zamanında bu nehirlerin kıyısında iskeleler varmış. Şimdi ise taşkından korunmak için yapılan seddeler var. Birçok cami ve tarihi eser sedde bölgesinde.” ‘HER ÖNÜNE GELEN CAMİ AVLUSUNA AĞAÇ DİKMİŞ’ Edirne’de her önüne gelenin cami avlusuna ağaç diktiğine de işaret eden Vali Duruer, “Biz ağaç dikmeyi peyzaj zannediyoruz. Buraya gelirken perişanlığı, keşmekeşliği, tarihi eserleri nasıl koruduğumuzu gördük. İşi ehline teslim etmeliyiz. Tarihi eserlere ve şehre karşı farkındalık yaratmalıyız” dedi.

Duruer konuşmasında, Edirne’deki restorasyon hatalarına değinerek en büyük hatalardan birinin restorasyon işlerinde Pınarhisar taşı kullanılması olduğunu kaydetti.

Vakıfların bu konuda duyarlı olmadığına işaret eden Duruer, “Ucuz diye bu taş kullanılmış. Sonra da 3 yılda bir restorasyon yapılıyor” diye konuştu.

Vali Duruer’in konuşmasının ardından sempozyuma geçildi. 2 oturum şeklinde yapılan sempozyumun ilk oturum başkanlığını Prof. Dr. Şaduman Sazak yaparken Prof. Dr. Sadettin Ökten ‘Şehir, Kimlik ve Medeniyet’ konulu, Zinnur Büyükgöz ‘Anıtlar Kurulu mu, Bilim ve Koruma Kurulu mu?’ konulu, Soner Özel de ‘Restitüsyonda Süreç ve Taksim Kışlası’ konulu sunum yaptı.

Sempozyumun ikinci oturumunun başkanlığını ise Prof. Dr. Engin Beksaç yaparken bu oturumda Prof. Dr. Metin İlkışık ‘Ülkemizdeki Rekonstrüksiyon Sorunları ve Gerekçeleri’ konulu, Prof. Dr. Nuran Kara Pilehvarian ‘Koruma Eğitimi ve Nitelikli İşgücü’ konulu, Semih İrteş de ‘Tarihi Çevre Açısından Yenileme ve Dönüşüm Programları ve Kalem İşi’ konulu sunum yaptı .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile