Kentin çeşitli alanlarında bulunan ve kullanımı Van Büyükşehir Belediyesinin kontrolünde olan bilbordlarda, musluklardan kan akan görsel ile üzerine Türkçe ve Kürtçe olarak, "önleminizi alın", "bir gün bitecek", "bir gün her şey", "sahip çıkmazsanız uzak değil!", "nefessiz kalmayalım", "farkında mısın?" ifadelerinin bulunduğu afişlerin yer alması, 7 Haziran seçimi öncesinde tartışmalara neden oldu.
AK Parti Van Milletvekili ve birinci sıra milletvekili adayı Burhan Kayatürk, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendilerine bu konuyla ilgili yoğun şikayet geldiğini ve musluklardan akan kanın ne anlama geldiğinin sorulduğunu söyledi.
Asılan afişlerin sıradan bir olay olmadığını, musluklardan akan kanla vatandaşlara farklı mesajların verilmek istendiğini vurgulayan Kayatürk, şöyle konuştu:
"Bilbordlardaki afişlerde bir musluk var ve musluktan kan akıyor, akan kanın hemen altında 'uyarı' niteliğinde ifadeler var. Bizce anlamı yok ama halk buna ciddi anlamlar yüklüyor ve 'neden bunu engellemiyorsunuz, kaldırmıyorsunuz?' diye bize isyan ediyor.
Konuyu araştırdık ve Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki bir kurumun bunu yaptığını öğrendik. Verilmek istenen mesaj verilmiş, orada kan var, karanlık bir şekilde. İl Emniyet Müdürünü aradım, 'bu bilbordlarda ne yazıyor, ne denilmek isteniyor, kim bunu yaptı?' diye sorduğumuzda, onların da bilgisinin olmadığını, belediyeye ait su ve kanalizasyon işleri müdürlüğünün susuzlukla alakalı bir uyarıda bulunmak için böyle bir yol seçtiğini kendilerine ilettiğini söyledi."
Kayatürk, çocukların bile buna inanmayacağını ve insanlara verilmek istenen mesajın açık olduğunu ifade ederek, halk üzerinde bir korku, baskı oluşturulmak istendiğini söyledi.
Belediyeye ait kurumun en kısa zamanda bilbordları kaldırarak bir daha bu tür yollara başvurmaması gerektiğine değinen Kayatürk, seçim çalışmalarını yürütmek amacıyla il merkezi ve ilçelerde büro açmak istediklerini fakat bu konuda da engellerle karşılaştıklarını vurguladı.
- "Açık açık tehdit edildiklerini söyleyenler var"
Kayatürk, şunları kaydetti:
"Çatak'ta, Saray'da birçok ilçemizde seçim büroları bulmakta zorlanıyorduk fakat Van merkezde böyle bir sıkıntı yaşayabileceğimiz aklımızın ucundan geçmezdi. 30 küsür yere baktık 26 tanesini beğendik, anlaştık. Hatta iş yeri sahipleri buraları kiraya vermek için bizi ikna etmeye çalıştılar. 26 yerle anlaştık bir kısmının sözleşmesini yaptık, peşinatını verdik ama tamamı da pişman oldu. Kiraladıktan kısa süre sonra bizi arayarak 'kusura bakmayın burayı size kiralayamayız, özür dileriz' dediler ve vazgeçtiler. Açık açık tehdit edildiklerini söyleyenler var. Gelin tehdit edildiğinizi gidelim yargıya anlatalım, güvenlik birimlerine anlatalım dediğimizde 'bizi karıştırmayın' diyorlar.
Aylık kirası 3 bin lira olan yere biz bir ay için 65 bin lira veriyoruz. Kontratımızı yapıyoruz, sözleşmeyi yapıyoruz ama iş yeri sahibi kısa süre sonra pişman oluyor. Öncesinde bu parayı alacağına inanamazken kısa sürede vazgeçiyor. Parayı 70 bine, 80-90 bine çıkarıyoruz, 'para çok büyük para' diyor ama yine de vermiyor."
- "Buraya savaşmaya mı geliyoruz?" -
Kayatürk, böylesi yöntemler kullanmanın ne seçime ne de demokrasiye yakıştığını belirterek, şöyle devam etti:
"Buradaki sıkıntıların, problemlerin çok iyi bilinmesi lazım ve bu tehditlerden, baskılardan bir an önce vazgeçilmesi lazım. Geçen dönem 54 gün burada kaldık ve bu 54 gün de saldırıya uğradık. Buraya savaşmaya mı geliyoruz, barış içinde yarışmak için seçime mi geliyoruz? Vatandaş tehdit alıyor, köylerde, kent merkezinde evler tek tek dolaşılarak tehdit ediliyor. Çağrım bir an önce bu baskılardan, tehditlerden vazgeçilmesidir. Biz sadece seçim istiyoruz, halkımızın iradesinin üzerine hiçbir baskının olmaması gerektiğine inanıyoruz. Tüm baskıları bir yere bırakıyoruz ama bir de musluklardan kanın akıtıldığı garip bir durumla karşılaşıyoruz."
Sandık güvenliği konusunda birçok kez Yüksek Seçim Kuruluna bildirimde bulunduklarını, kimin kime oy verdiğinin belli olmayacağı bir sistemin Türkiye'de oturtulması gerektiğini aktaran Kayatürk, özgür, demokratik bir seçimden söz edilmesi için herkesin kendine çeki düzen vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.
- AK Parti Van İl Başkanı Soğanda -
AK Parti Van İl Başkanı Zahir Soğanda ise seçim arifesinde olduklarını ancak birilerinin kentin, vatandaşların üzerine baskı ve korku salmaya çalıştığını belirterek, halkın özgür iradesinin sandığa yansıtılmasının engellenmek istendiğini vurguladı.
Büyükşehir Belediyesinin seçim öncesinde bilbord ihalesini iptal ederek kendi uhdesinde kullanmaya çalıştığına dikkati çeken Soğanda, şöyle dedi:
"Kentin bütün noktalarındaki bilbordlarda karanlık alan içinde bir musluk resmi bırakılmış, bu musluklardan kırmızı renkte sıvı akıyor. Bunu halka sorduğumuzda aldığımız ortak cevap 'kan' oldu. Vatandaşlar bunun, seçim arefesinde halkın iradesini ipotek altına almaya yönelik çaba olduğunu bize söylediler. Bu bilbordları gören halkta, 'eğer HDP'ye oy vermezseniz kan akacak' gibi bir düşünce söz konusu. Bu bütün vatandaşları baskı altına alıyor ve korkutuyor.
Bununla birlikte Van aynı zamanda bir turizm bölgesidir. Geçtiğimiz ay içinde Van'a 55 bin İranlı turist geldi. Bu kentimizin imajını da zedeliyor. Karanlık bilbordları, musluklardan kanın aktığını gören insanlar kentten olumlu duygularla ayrılmıyor. Bir kentin seçilmişleri bunu kente yapmamalıdır. Bu tam anlamıyla bir kenti ipotek altına alma, halka korku salma, halkın iradesini fesada uğratma amacını gütmektedir. Halkımıza bunu yaşatanların cezalandırılması konusunda ilgili savcıları da buradan göreve davet ediyorum."
Van'da 'Bilbord'Tepkisi
Van şehir merkezindeki bilbordlara, musluktan kan akmasını tasvir eden görseller ile "önleminizi alın" şeklinde yazıların yer aldığı afişlerin asılması tepkiye yol açtı.