Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Urartu Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ‘Urartu Sohbetleri II’ konferansı kapsamında Doç. Dr. Erkan Konyar, ‘Urartu Başkenti Van Kalesi/Tuşba ve Yeni Dönem Kazıları’ ile ilgili bir konferans verdi. YYÜ Prof. Dr. Cengiz Andiç Kültür Merkezi Salonu’nda gerçekleştirilen konferans, Doç. Dr. Erkan Konyar’ın özgeçmişinin okunması ile başladı.
Ardından açılış konuşmasını yapan YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Urartu’nun bu bölgenin tarihi açısından tanınması, kültürünün bilinmesinin artık bir parçaları haline geldiğini kaydetti.
Prof. Dr. Battal, “Van’ın o dönemde başkent olması ki zaman zaman konuşmalarda şu da söylenir, ‘Bir şehir o tarihte başkent olmuşsa sonuna kadar başkenttir.’ Dolayısıyla Van/Tuşba, Urartu’nun başkenti olması nedeniyle bu faaliyetlerin, bu tür etkinliklerin yapılması çok önemlidir. Hatta beklide biraz geç kalmışız denilebilir. Ancak etkinlikleri tabiatıyla yapan merkez müdürlüğümüzde bu anlamda oldukça birikimi olan, bu alanda çok ciddi çalışmalar yapmış olması nedeniyle arkeolojide ve sanat tarihindeki arkadaşlarımız bu anlamda sohbetlerin doyurucu ve ele alındığı bir konuda geçmişe ait çok güzel, çok etkin bilgilerin konuşulacağını görüyoruz. Ben bu yüzden merkez müdürümüz ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca Erkan Beye de teşekkür ediyorum. Hem bölgemizin insanı hem de bu bölgede benzer çalışmalar ve araştırmalarda halihazırda eski Van dediğimiz alanda önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu konuda kendilerini de tebrik ediyorum” dedi.
“URARTU KENDİNİ ANLATAN BİR DEVLET”
Üniversitenin yürüttüğü kazı çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren YYÜ Rektörü Peyami Battal, daha sonra Doç. Dr. Erkan Konyar’a plaket takdim etti. Konferans, Doç. Dr. Konyar’ın konuşmaları ile devam etti. Tuşba ve Urartu kavramlarından söz eden Doç. Dr. Konyar, yapılan araştırmalarda birinci bin yılda Anadolu’nun tek başkentinin Tuşba olduğunu belirtti.
Hatta tek dini çağ devletinin de Urartu Devleti olduğunu anlatan Doç. Dr. Konyar, “Neden böyle, çünkü bir devletin kriterleri vardır. Bugünkü eski çağ mantığında baktığımızda yazısı, konuşma dili, diplomasisi, kentleri, yönetim şekli gibi birçok konu sayılabilir. Devlet idaresindeki mimari, küçük eserlerin yönetilmesi, atölyeler, bunların hepsini bir bütün olarak ele aldığımız da bir tek karşımıza Urartu çıkıyor. Urartu milliyetçiliği yapmak istemiyorum, ama gerçekten bilimsel bir gerçek. Bugün artık bu konu ciddi anlamda tartışılıyor. Mesela Lidya devlet miydi? Veya Türk bir devlet miydi? Urartu da gördüğümüz tüm bu örnekleri diğerlerinde göremiyoruz. Urartu kendini anlatan bir devlet. İkinci bir aşama ise, Urartu bu coğrafyanın özgün devleti. Yani bu coğrafyanın öz kaynakları ile yönetilmiş ve bu coğrafyanın bütün olumsuzluklarına karşı var olabilmiş, 300 yıl boyunca var olabilmiş bir devlet. Bazen soruyum, Urartu’nun bu inadı, yani bu kadar zor bir coğrafyada ulaşım, iklim gibi birçok olumsuzluk var. Fakat Urartu’nun yaptıklarına baktığımızda, coğrafyanın bütün zorluklarını yenip, gerçekten merkezi devlet yapısını korumayı bilmiş. Demek ki bu işler çok da zor değil, yapılabilir” dedi.
“BU COĞRAFYADA O KÜLTÜRÜ GÖREMİYORUZ”
Van’da Urartu’yu sahiplenme konusuna da değinen Doç. Dr. Erkan Konyar, konuşmalarını şöyle sürdürdü.
“Urartu çalışmaları kapsamında en azında bir enerji yakaladı. Birçok alanda kazılar yürütülüyor. Urartu kazılarının merkezinin burası olması gerekiyor. 1940-50’ler de bir oluşum yoktu buralarda. İstanbul’dan Ankara’dan gelip organizasyon yapılabiliyordu, ama son yıllarda Urartu araştırmaları noktasında YYÜ güzel çalışmalar yürütmektedir. Sahiplenme noktasına bir sıkıntı görüyorum. Sadece üniversiteler ve bilim adamlarının sahiplenmesi ile işleri yürütemeyiz. Van’da Urartu kültürünün sahiplenmesi noktasında çok ciddi sıkıntılar var. Bu anlamda yerel yönetimlere çok büyük iş düşüyor. 23 yıldır burada çalışıyorum, hiçbir zaman yerel yönetimlerin bu işe el attığını, desteklediğini görmedim. Bu kültür, coğrafyanın en özgün kültürü, Van meydanlarında tamam semaver olsun, kedi olsun ama ben Urartu heykelini göremiyorum. Urartu’nun merkezi ve karakterinin oluştuğu yer burası, neden yok burada bunlar? 7 bin yıllık kent tarihinden bahsediyoruz, ama Van merkezinde bunun görünürlüğü yok. Bunu vatandaş hissedemiyor, göremiyor. Dünyanın binlerce kilometre ötesinden geliyor insanlar bunları görmek için, ama Van’da bu farkındalığın olmadığını görüyorum. Basın yayın noktasındaki arkadaşlarımızın o kadar sahip çıkmasına rağmen, burada Urartu kazıları ile ilgili o kadar çok haber üretiliyor ki. Ben kendilerine teşekkür ediyorum.”
Van'da 'Urartu Sohbetleri Iı' Konferansı
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar, Van’da Urartu kültürünün sahiplenilmesi konusunda çok ciddi sıkıntıların olduğunu belirterek, “Bu anlamda yerel yönetimlere çok büyük iş düşüyor. 23 yıldır burada çalışıyorum hiçbir zaman yerel yönetimlerin bu işe el attığını ve desteklediğini görmedim” dedi.