Van Gölü'ndeki Dikitlerin Benzerine Vadide Rastlandı
Van Gölü'nde 'su altı peribacaları' olarak bilinen yaklaşık 20 metre uzunluğundaki dikitlerin (mikrobiyalit) benzerine Bitlis'in Adilcevaz ilçesindeki bir vadide rastlandı Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sarı:'Van Gölü'nde suya dalarak çektiğimiz görüntülerin birebir aynısını şimdi karada görüyoruz. Bunlar karada gördüğümüz mikrobiyalit fosilleri. Bunların görüldüğü seviye, yaklaşık olarak 6 bin 500 yıl önceki Van Gölü'nün seviyesi' 'Bu muhteşem yapıların hızlı bir şekilde korumaya alınması ve bu bölgenin komple bir turizm destinasyonu haline getirilmesi gerekiyor. Bir taraftan insanlar dalıp su altındaki mikrobiyalitleri görecek, sonra çıkıp aynı yapıları bu vadi içerisinde görecekler. Yaklaşık olarak 2 kilometre uzunluğunda bir yer burası. Vadinin iki tarafı komple mikrobiyalit fosilleri ile dolu'
Adilcevaz ilçesinde gölden yaklaşık 2,5 kilometre uzaklıktaki Kazma Deresi mevkisindeki vadide bulunan mikrobiyalitlerin, Van Gölü'nün derinliklerindeki dikitlerle benzerlik taşıdığı belirlendi.
Bölgede incelemelerde bulunan Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, vadide Van Gölü'ndeki mikrobiyalitlerin aynısına rastladıklarını söyledi.
- "Hayal edemeyeceğimiz bir şey"
Söz konusu mikrobiyalitler için "Dünyada belki de eşine benzerine az rastlanacak bir doğal yapı, doğal oluşum" diyen Sarı, "Buradaki yapı hiç hayal edemeyeceğimiz bir şey. Van Gölü'nde suya dalarak çektiğimiz görüntülerin birebir aynısını şimdi karada görüyoruz. Bunlar karada gördüğümüz mikrobiyalit fosilleri. Bunların görüldüğü seviye, yaklaşık olarak 6 bin 500 yıl önceki Van Gölü'nün seviyesi." dedi.
Mikrobiyalitlerin gölün altındaki çatlaklardan çıkan kalsiyumca zengin sularda siyanobakterilerin toplanmasıyla oluşmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Sarı, "Göl karbonatlar yönünden zengin, sudan da kalsiyum çıkıyor. Kalsiyum karbonat çıktığında da kireçtaşı ve kalkerler oluşmaya başlıyor. Silikatlar oluşmaya başlıyor ve katman katman yukarıya doğru büyüyor." diye konuştu.
Mustafa Sarı, Van Gölü'ndeki mikrobiyalitlerle ilgili Su Altı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan ile detaylı çalışmalar yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Van Gölü şu andaki seviyesinden buranında daha üstündeydi. Burada o dönemde oluşan mikrobiyalitleri görüyoruz. Bu mikrobiyalitler fosilleşmiş, Van Gölü çekildikten sonra üzeri toprakla kaplanmış. Ancak Van Gölü'nün su seviyesi düştükçe bu vadi oluşmuş, bu dere ve akan sular bu vadiyi sürekli olarak oymuş. Bunun sonucunda da mikrobiyalitler ortaya çıkmış. Şimdiye kadar bu kadar yoğun mikrobiyalit fosili ile karşılaşmayı hayal dahi etmedik. Ancak 2 hafta önce arkadaşımız Cumali Birol, Van Gölü'nde dalış yaptıktan sonra orada gördüğü yapılarla ilgili bilgi verdi. Sonra da benzer yapıları burada gördüğünden bahsetti. Gelip gördük ki suyun altındaki yapıların birebir aynısı burada fosilleşmiş."
- "Fosilleşmiş mikrobiyalitlerde binlerce yıllık bilgi saklı"
Vadideki mikrobiyalitlerde yapılacak bilimsel araştırmalar sonucunda bölgenin hayvan ve bitki varlığı ile iklimi gibi birçok bilgiye ulaşılacağını belirten Sarı, şöyle devam etti:
"Fosilleşmiş mikrobiyalitlerde binlerce yıllık bilgi saklı. Zaman içerisinde bilim bunları ortaya çıkaracak. Diğer taraftan Van Gölü'nün su seviyesinin çok yukarıda olduğunu bilimsel olarak biliyoruz. Ama halkın bunu görmesi ve anlaması için en net, en güzel kanıt bunlar. Diğer yandan Van Gölü'nün mikrobiyalitlerini suyun altında sadece sınırlı olarak gösterebiliyorduk. Burası çıplak gözle görebileceğimiz mikrobiyalitlerin karadaki hali. Bu muhteşem yapıların hızlı bir şekilde korumaya alınması ve bu bölgenin komple bir turizm destinasyonu haline getirilmesi gerekiyor. Bir taraftan insanlar dalıp su altındaki mikrobiyalitleri görecek, sonra çıkıp aynı yapıları bu vadi içerisinde görecekler. Yaklaşık olarak 2 kilometre uzunluğunda bir yer burası. Vadinin iki tarafı komple mikrobiyalit fosilleri ile dolu."
- "Görülen bu yapıların en az 10 bin yıllık olduğunu söyleyebiliriz"
Prof. Dr. Sarı, vadideki mikrobiyalitlerin Bitlis ve Van Gölü'ne komple bir hareket getirecek doğal bir oluşum olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Vadideki mikrobiyalitlerin altındaki toprak bin 710 kodu, orası Van Gölü'nün dibiydi. Şimdi yukarısı bin 310 ile bin 315 arasında değişiyor. Yani 3 ile 5 metre yüksekliğinde farklı mikrobiyalit fosilleri var. Bunların daha büyükleri Bitlis'in Tatvan ilçesinde de var. O başka bir tür mikrobiyalit. Bu başka yapıdaki bir mikrobiyalit. Tatvan'daki mikrobiyalit fosilleri yaklaşık 20 metre boyunda, bunlardan daha büyük ancak onlar çok dar bir alanda lokal bir bölgede bulunuyor. Buradaki oldukça geniş bir alanda bulunuyor. Dolayısıyla Bitlis'e, Van Gölü'ne komple bir hareket getirebilecek doğal oluşumun yanındayız. Bunları fark etmenin büyük heyecanını yaşıyoruz. Biz bir ekibiz, ekip halinde çalışıyoruz. Biz burada ekibin küçük bir parçasıyız. Yardımcı Doçent Doktor Mustafa Akkuş, dalgıç arkadaşımız Cumali Birol, Su Altı Görüntüleme Yönetmeni Tahsin Ceylan, Murat Kulakaç hocamız var."
"Görülen bu yapıların en az 10 bin yıllık olduğunu söyleyebiliriz." ifadesini kullanan Sarı, "Ama net bir şey söyleyebilmek için örnek alıp yaşlarının belirlenmesi gerekiyor. Bu bizim işimiz değil. Ama bu seviyeyi, yapılan bilimsel araştırmalardan 6 bin 500 yıllık olduğunu biliyoruz. Bunlar en az 10 bin yaşında diyebiliriz." şeklinde konuştu.
Dalgıç Cumali Birol da ilçede 2 hafta önce bir kısa film çekimi esnasında vadideki mikrobiyalitleri fark ettiğini belirterek, "Hemen fotoğrafını çekip Mustafa hocamla paylaştım. Bugün de su altındaki görüntülerle birebir aynısı olup olmadığını tespit için bir kez daha dalış yaptım. Buranın Adilcevaz'a, Van Gölü'ne bir değer katacağına yürekten inanıyoruz." dedi.